Tepebaşı Belediyesi’nin Şair Haydar Ergülen’in yönetiminde sürdürdüğü “Kent Kültür Söyleşileri”nin bu ay konuğu şair, yazar ve gazeteci Özdemir İnce oldu.Tepebaşı Belediyesi Özdilek Sanat Merkezi Oktay Ekinci salonunda gerçekleşen söyleşinin açılış konuşmasını yapan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Özdemir İnce’nin Tepebaşı’na uzak bir isim olmadığını vurguladı. Özdemir İnce’nin Şiir Buluşmalarının ilk onur konuğu olduğunu da hatırlatan Başkan Ataç, “Özdemir İnce’yi tekrar aramızda görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli bir söyleşi olmasını diliyorum. Söyleşimize katılan tüm dostlarımıza ve Sayın İnce’ye teşekkür ediyorum. Kent ve Kültür Söyleşileri hatırlıyorsunuz Sevgili Oktay Ekinci ile başlamıştı. Kendisini maalesef kaybettik. Bu vesileyle onu bir kere daha anmak istiyorum. Söyleşilerimizi yöneten sevgili dostum Sayın Haydar Ergülen’e de teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu."Nazım Hikmet, dünyanın en iyisi"Söyleşide konuşan Özdemir İnce ise gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İnce, Türk Edebiyatı ile ilgili düşüncelerini paylaşırken, “Türk Edebiyatı’nda bir tek adam vardır. Dünyanın en iyisi Nazım Hikmet’tir. Ondan başka hiç kimse dünya edebiyatında herkesle yarışmış değildir. Kendi çağdaşları arasında en iyidir” açıklamalarında bulundu. Cumhuriyet’in Üç Fedaisi adlı kitabından da bahseden İnce; “Cumhuriyet döneminin en eğitimli, en donanımlı, en namuslu, en fedakâr kadrosu olan Şükrü Saracoğlu-Mahmut Esat Bozkurt-Reşit Galip kuşağına karşı, laik ve demokratik bir devlet kurdular diye, karşı devrimcilerin ve cumhuriyet düşmanlarının amansız bir kini vardır. Bu kinin kaynağı, bu kahramanların kişilik ve temsil ettikleri kimliktedir. Bu insanlar Cumhuriyet’ten önce doğmuştu. Yurt içinde ve yurt dışında ciddi eğitim ve öğrenim gördüler, Kurtuluş Savaşı’na katıldılar. Hayatın sınavlarından geçtiler başlangıçta tam anlamıyla demokratik olmasa bile onu amaçlayan, hukuku çağdaşlık düzeyine çıkarmak için çaba gösteren, elden geldiğince sosyal ve laik bir cumhuriyet kurdular. Başbakanlık, bakanlık gibi görevlerde bulunmuş olan Cumhuriyet’in Üç Fedaisi’nin kimi öldüğü zaman kira evinde oturuyordu, kiminin de cebinde sadece beş lirası vardı” ifadelerini kullandı.