Size gıpta ediyorum!

Fetihler şehri Edirne’den kalkıp gelen Mustafa’ya, uzakları yakın bilen Hâceler diyarı Batman’dan koşup gelen Esma’ya, ata yurdumuz Orta Asya topraklarını yârenlerine emanet bırakıp yâr bildiği Türkiye’ye ayak basan Türkmenistanlı Aslan’a, evlad-ı fatihan yurdundan kopup gelen Bosnalı Amina’ya gıpta ediyorum. Yavru vatan Kıbrıs’tan, yangın yeri Suriye’den, gönlümüzün payitahtı İstanbul’dan, başkent Ankara’dan, aşkın asitanesi Konya’dan, İzmir’den, Hatay’dan... Ezcümle Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde okuyan ve bugünlerde okuma heyecanıyla yüreği pır pır eden bütün öğrencilere gıpta ediyorum.

Çocukluğunuzun önüne ansızın çıkıveren yetişkinliğinizi lise çağlarınıza armağan edip oyundan yana hep bir yanınızı eksik bırakarak sizi siz yapacak bir ümitle sınavlara hazırlandınız. Sonra da bütün enerjinizi üniversiteli bir delikanlı olma hayaliyle süslemiş bir halde ergenliğinizin üzerine basıp gençliğe adım atabilmenin heyecanıyla bugünlere, bu şehre, bu üniversiteye geldiniz. Bilesiniz ki sizler bugünden itibaren bu ülkenin en şanslı öğrencileri arasına adınızı yazdırdınız. Yunus Emre Yerleşkesine adım attığınız andan itibaren ilk anda fark edemeseniz de gün geçtikçe yüzünüzde menevişler açtıracak bir taç giymiş olacaksınız.

İşte bu yüzden size gıpta ediyorum.

Gıpta ediyorum çünkü ben sizlerin yaşınızda iken üniversiteler adeta birer esaret yerleşkesiydi, yarımdı bir şeyler, eksikti, noksandı yüreğimizden yana büyüttüklerimiz. Yitik idi, kayıptı buruş buruş haldeydi geleceğimizden, hayallerimizden yana not düştüğümüz ebet sayfalarımız. Dört mevsim soğuktu her şey, her yer... Daha kapıdan itibaren turnikelere sıkıştırılan yarınların, yasakların kucağına düşerdik her girişimizde. Kampüslerde bütün yollar yokuştu, dar geliyordu koridorlar, uzaktı hocaların odalarına açılan kapılar, kapalıydı bir kez olsun bizden yana açılmayan gönüllerine giden yollar. Bir hiçliğe varsa da adımlarımız Nirvanaya ulaşmaktan zordu Kaf dağının ardında umutlarımızın şerefine satranç oynayan Dekanlara ve Rektörlere ulaşmak.

Oysa şimdi öyle mi?

Evinizden şehrimize gelene dek Allah’a; şehrimize girdiğiniz andan itibaren bize emanetsiniz şuurunda müstakim bir Rektör var Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde. Sizi dört gözle bekleyen, gönlü makam odasının kapılarından önce açılan Anadolu’nun kabul olunmuş duası Rektör yardımcıları, dekanlar var üniversitemizde. Bu vatan da bu vatanın evladı da bizim evladımız düsturuyla öğrencisine her an annelik ve babalık yapmaya gönüllü mümeyyiz hocaların ve de tanış olup işi kolay kılmanın hesabını güden mütebessim çalışanlar var Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde. Nasıl ki yeryüzünde huzurun, özgürlüğün ve adaletin yegâne adresi ise Anadolu; Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’de eğitimden yana o denli muteber, o denli mükemmel, o denli müstağni bir adrestir Anadolu’da...

Sahi bu saydıklarım kaç tane büyükşehirde ya da sözüm ona büyük üniversitede vardır acaba? Hem bu sımsıcak ortamda daha neler yok ki? İki adım ötesi denilecek kadar yakınlıkta barınma imkânı, eşrafından ayanına sizinle aynı dili konuşan esnaf ve sanatkârlar... En onat en ferah Kütüphanesiyle, bir birinden güzel sosyo-kültürel programlarıyla, ziyadesiyle donanımlı laboratuarlarıyla, geniş ve kullanışlı eğitim ve spor salonlarıyla, nezih yüzme havuzu ve hasbıhal’e imkân veren onlarca temiz mekânıyla adeta Anadolu’nun prototipi mesabesindedir Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi.

Dedim ya... Bu üniversite bir uçtan bir uca Anadolu kokuyor. İşte bu yüzden gıpta ediyorum size gençler. Bilginin, belgenin ve kaynağın bir tuş kadar uzak olduğu günümüz dünyasında eğitim adına diğer üniversite öğrencileri ile eşit sayılırsınız, hatta bu saydıklarımla birlikte sizler daha şanlısınız vesselam. Size adeta kucak açan bu mükrim şehirde, bütün hücrelerinize varana dek özgürlüğü, adaleti, huzuru, kardeşliği, müsamahayı, tevazuyu ve kadirşinaslığı; hülasa büyüyen, gelişen ve özlenen Anadolu’yu içinize çekebileceğiniz, doyasıya yaşayabileceğiniz, kendinizi yetiştirebileceğiniz bir yerdir Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi...

Size gıpta ettiğim kadar, bu şehrin bir sakini olarak yürekten hoş geldiniz diyor, eğitim hayatınızın ömrünüze bereket ve erinç vesilesi olmasını diliyorum.