70 bin erenimizle çıktığımız Karaman ilimizi tanıtım yazılarımıza, Karaman’ın ilçeleri beldeleri ve köylerinden başladık. Çünkü köylerimizin hikayeleri bir başkadır şehirden… O hikayelerde heyecan vardır, korku vardır, abartı vardır. Karaman’ı Karaman yapan ilçelerimizi köylerimizi onun için baştan anlattık. Yazılarımızda standart bilgilerin dışına çıkarak sizlere Karaman ilçelerini ve köylerini tanıttık. Bu günde Karaman ilimizin merkezini farklı bir bakış açısıyla küçük bir pencereden sizlere aktarmaya çalışacağım.

Laranda, Karaman isminden ziyade, önem arz eden buralarda kurulan şehirlere verilen isim değil bulunduğumuz coğrafyadır. Cenabı Allah’ın altı gün altı gecede yarattığı bu alemlerden mescidi aksa – mescidi haramdan sonra en kutsal yerlerden biri olarak bölgemizi seçmesidir. Cennetten kovulan yılanın bölgemize indirilmesi, Adem a.s.’ın Kabenin inşaatı için bölgemizden taş getirilmesini istemesi, peygamber efendimizin naaşının gömülüceği yerlerden dördüncüsü olarak bölgemizi göstermesi, fırtına tanrısının bölgesi olması, Allah dostlarının ve evliyaların bölgemize yerleşme istekleri bölgemizin kutsallığının kanıtıdır. Bütün bunlar tesadüf değildir. Allah C.C. bölgemizi işaret etmiştir.

Bölgemizin, arkeolojik çalışmalar sonucunda 8.000-10.000 yıllık bir geçmişe sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış olsa da bana göre yukarıdaki verilere dayanarak, bölgemizin buzul çağından öncede aktif olarak kullanıldığı kanaatindeyim. Arkeolojik kazı çalışmalarında Pınarbaşı kazılarında 10.000 yıl önce ilk evcilleştirilen köpeğin kemiklerinin bulunması. O devasal yer altı şehirleri ve mağaraları, Taşeli bölgemizde bulunan bir dağın siluetinde tanrı figürü olması, dağlarımızdaki dev halkalar, 12-15 metrelik mezarlar, yüzlerce kilometrelik tüneller ve dağların ulaşılamaz yerlerinde bulunan yapılar bunların kanıtıdır. Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar önemli bir yerleşim bölgesi olan bölgemiz; pek çok acıklı hikaye, masal, anı, hatıra, aşklar, savaşlar, iyilikler ve kötülükler, hastalıklar ve acılar saklamaktadır. Kim bilir ne canlar yandı, ne ağıtlar yakıldı, ne sevinçler yaşandı binlerce yıldır. Kale Höyük üzerinde bulunan Karaman Kalesinin çözülemeyen sırlarına ne demeli. Kalenin altındaki tünellerin Karadağ’dan Ermenek’e kadar, hatta Akdeniz’e kadar ulaştığı söylenip durmakta… Hangi güç bu dev tünelleri açtı acaba, hangi güç Karadağ’ın 2280 metre yüksekliğine kaleler yaptı acaba… Karaman kalesinin burçlarından dökülen kızgın yağlar ne canlar yaktı. Kale höyükte binlerce yıldır ne feryatlar yükseldi. O mancınıklardan atılan ateş güllelerinde yanan askerler, kılıçlarla kesilen başlar şimdi rahatlıkla dolaştığımız bu topraklarda üzerinde. Onun için lütfen gezdiğimiz bu topraklarda kimlerin yattığını düşünerek dolaşalım.

Karaman merkezde ayrıca; Deli Çay Höyüğü, Delikli Höyük, Koca Höyüğü, Gavur Höyüğü, Hamza Zindan höyüklerinde yoğun bir şekilde bulunan Kalkolitik, Bronz, Helenistik, Demir Çağlarından kalma bir çok motifli çanak, çömlek, cam, demir objeleri üzerinde barındırmaktadır.

300 yıllık Çınar anıt ağaçlarımız Aktekke Camii, Kağıthane Camii ve Yunus Emre Camilerinin avlusunda hala dim dik ayakta durmaktadırlar. İmaret Mahallesinde bulunan ve Karamanoğlu Alaaddin Bey tarafından yapılan Aktekke Camimiz Hz. Mevlana’nın annesi ve akrabalarına ev sahipliği yapmakta. Avlusunda bulunan derviş hücrelerinde ve çile hanelerde bir çok derviş yetişmiştir. Yunus Emre Camisinde Allah dostu Yunus Emre ve erenleri yatmaktadır. Ayrıca; Araboğlu Cami, Attariye Cami, Boyahane Cami, Demirciler Cami, Dikbasan Cami, Gömmel Cami, Hacı Derviş Cami, Hacı Osman Ağa Cami, Hacı Beyler Cami, Halil Efendi Cami, Kadirhane Cami, İmaret Cami, Kethane Cami, Koçak Dede Mescidi, Nuh Paşa Cami, Pir Ahmet Cami, Sadettin Ali Bey Mescidi, Siyahser Külliyesi, Şeyh Ali Semarkandi Mescidi, Tartanlar Mescidi, Toraman Mescidi, Yeni Minare Cami ve Zeynel Ağa Camilerimiz örnek gösterilebilir. Camilerimizin hepsi Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılmış, çok değişik mimari tarzlarda, ahşap çatı ve ahşap minareleri olan, kimisinde renkli boyalarla süslenmiş, kimisinde Hz. Süleyman mührü ve fırıncı küreği bulunmakta, delikli taşlar, yazıtlar ve şekillerle hala çözülmeyi bekliyorlar.

Her birinin ayrı bir hikayesi olan, her birinin başında aşklar yaşanan, su kavgalarına şahitlik etmiş olan, üzerindeki yılanlı figürlerle, Hz. Davut mührü ile rozet, madalyan, çarkı felek ve altı kollu yıldızlı kabartmalarıyla, su dağıtım savaklarıyla anlamlarına anlam katan çeşmelerimiz Karaman Merkezin her yerine yayılmışlardır. 1000 yıllık bu çeşmelerimize anlam dolu isimleriyle bir bakalım; Hamam Çeşmesi, Muhittin Çeşmesi, Hoca Mahmut Çeşmesi, Davulcu Çeşmesi, Mansur Dede Çeşmesi, Mavu Çeşmesi, Dohak Çeşmesi, Kara Hafız Çeşmesi, ArabOğlu çeşmesi, Şıhlar Çeşmesi, Gömmel Çeşmesi, Küllük Çeşmesi, Hancı Zade Çeşmesi, Hacı Efendi Çeşmesi, Kilci Çeşmesi, Tartanlar Çeşmesi, Baba Evran Çeşmesi, Şabaniye Çeşmesi, Tabakhane Çeşmesi, Şarlak Çeşmesi, Yiğen Ağalar Çeşmesi, Hacı Molla Çeşmesi, Aşiran Çeşmesi, Baloğlu Çeşmesi, Halil Efendi Çeşmesi, İbrahim Bey Çeşmesi, Kanlı Osman Çeşmesi, Koçak Dede Çeşmesi ve Demir Gömlek Sarnıcı Karaman merkezdeki başlıca çeşmelere örnek verilebilir.

Karaman'da Hatuniye Medresesi ve Emir Musa Medresesinde öğrenciler yetişmiş bir ilim irfan yuvasıdır. Karamanoğlu Alaaddin Beyin hanımı Nefise Sultan ve birçok dervişin kabirleri bu medreselerde bulunmaktadır. Gelin kızların kendilerini kaynanalarına ve görümcelerine gösterdiği temizliğin önem arz ettiği Karaman’ımızda; Hatun Hamamı, Lal Hamamı, Sekiçeşme Hamamı, Süleyman Paşa ve Yeni Hamam bulunmaktadır. İlimiz merkezde ayrıca bir çok alim ve komutanların türbeleri bulunmaktadır. Ahi Evran Türbesi, Aktekke,  Alaaddin Bey Türbesi, Cambaz Kadı Türbesi, Demir Gömlek Türbesi, Hacı Beyler Türbesi, Halil Efendi Türbesi, Hoca Mahmut Türbesi, Karabaş veli Türbesi, İbrahim Bey Türbesi, Yunus Emre, Zaviye Sultan ve Kızlar Türbesi ayrıca üçler-yediler-kırklar yatırları mübarek mekânlarımızdandır.

Çeşmeli Kilise Karaman halkıyla iç içe yaşamış rumlara ve ermenilere ibadet yeri olmuştur. Kim bilir bir zaman hapishane olarak kullanılan Çeşmeli Kilisenin duvarlarında saklı olan elmaslarla ve yakutlarla cizelenmiş haç’ı hangi mahkum yerinden çıkarıp aldı. Nalıncılar evi, Tartanlar evi, Dolaşıklar evi, Konuk Seven evi, mimari yapılarıyla ve süslemeleriyle sivil mimariye günümüzde bile örnek olmaya devam etmektedir. Bu zengin evlerden çıkan kılıçlar, hediyelik eşyalar, kap kaçaklar ve mahzenlerindeki/gizli bölmelerindeki hazineler maalesef definecilerin yağmasına maruz kalmıştır.

Karaman Merkezimizi daha başka nasıl anlatabiliriz bilmiyorum. Detaylandıracak olursak her halde ciltlerle kitap yazmak gerekecek. Onun için sizlere Karaman merkezimizi küçük bir pencereden bakarak anlattım. Araştırmak, gezmek ve görmek sizden…