Araştırmacı yazar Yusuf Yıldırım sosyal sorumluluk çerçevesinde kültürel varlıklarımızın incelenmesine, korunmasına yönelik çalışmalarına aralık vermeden devam ettiriyor.

Yıldırım son araştırması olan Yunus Emre Camii'nin mihrabı ile ilgili çok önemli olumsuzluğu bizlere şöyle sunuyor;''Yaklaşık 8 aydır devam eden Yunus Emre Camii yenileme çalışmaları, resmen tamirata dönüşmüş durumda. Bir türlü bitirilemeyen mihrabın restora- tamiratı tam bir fiyasko ile sonuçlandı. 

En son yaptığımız ziyarette, mihraba yapılan düzenleme, bizi tam anlamı ile şok etti. Orjinaline yaklaştırılarak restore edileceğini düşündüğümüz mihraba  yapılan süsleme ve kitabe işlemesi, bir ucubeye dönüşmüş durumda.
Ayete’l-kürsî’ye 3 kelime daha ilave edilmiş…
Mihrabın dış kenarlarını oluşturan Ayete’l-kürsîli kuşak, başladığı hizada bitmeyince eksik kalan boşluk, kopyala yapıştır tekniği ile tamamlanmış. Ayete’l-kürsî’nin “vesi’a kursiyyuhu’s-semâvâti ve’l-arda ve lâ ye’uduhû” diye devam eden ara bölümünden “semâvâti ve’l-arda ve lâ”  kelimeleri, kuşağın son kısmına, Ayete’l-kürsî bittikten sonra bir kez daha yapıştırılmıştır.
700-750 yıllık mihraptaki tüm kitabe levhalarının bir hattata yazdırılacağını bekliyorduk.  Ancak ne idiği belirsiz, bilgisayar çıktısı bir yazı türünün mihraba yapıştırılması, bizleri, “Tarihi mirasa böyle mi sahip çıkacağız?” düşüncesine sevketti.
Ayete’l-kürsî kitabesinde yapılan yanlışın bir benzeri de üstte besmele kitabesinde yapılmış. Besmeledeki “rahman” kelimesine ait “mim” harfi, her nedense unutulmuş. Mim harfinin orada olmadığını cami imamı Mustafa Hoca da görmüş. Makyaj ile ilgili bölüme bir mim harfi konulmak istenmiş. Ancak bu çaba da yanlışın abartılmasından başka bir işe yaramamış.
Mihrap alınlığındaki kitabe de, bilgisayar çıktısı olarak panoya yapıştırılmış. 
Panonun alt kenarına yapılan geometrik düzenlemeyi çözemedik.  Böyle bir geometrik süslemeye, daha önce, hiçbir mimari yapıda rastlamadık. Motifi oluşturan güneş, dörtgen ve yatay çizgilerin hangi manevi ya da kültürel değeri sembolize ettiğini anlayamadık. Zaten de bu düzenleme, sanat eseri özelliği taşımamaktadır.
Mihrabın kavsara bölümü köşeliklerindeki, 700-750 yıllık arabesk motife dokunulmaması belki de hayırlı olmuştur. Simetrik olan motifin sağ tarafının sol tarafına benzetilerek tamamlanması gerekiyordu. Herhalde, internetten buraya uygun bir şekil çıkarılamadı.
Mihrap nişine uygulanan iki kanadı açık perde süslemesinin nerden esinlendiğini ve ne anlama geldiğini doğrusu biz de merak ettik. Görenlerin söylediklerine göre, perde motifi badana fırçası ile biçimlendirilmiş?...
Mihrap dışı ile kemer içi arasında kalan boş kenarlara uygulanan çiçek süslemesinin, yine bilgisayar çıktısı olarak tabelacı yöntemi yapıştırıldığını görüyoruz. Ancak Türk-İslam sanatlarında böyle bir süsleme motifi yoktur. Zaten çiçeklere yüklenen karakter de ruhun estetik zevkine hitap etmekten çok, saldırgan böcekleri çağrıştırmaktadır.
Mihrabın son durumunu paylaştığımız ulusal hattat ve ressamlarımızdan Mesut Dikel, mihrap kitabelerini ücretsiz yazmaya hazır olduğunu da belirtti,''dedi.

Yusuf Yıldırım'a bu gayreti ve sosyal duyarlılık konusunda ki çalışma ve paylaşımları için tebrik ediyoruz.