Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu da, bazı çevrelerin Kütahya’nın 3 bin yıllık bir şehir olduğunu ileri sürdüğünü ancak bunun doğru olmadığını, Kütahya’nın 7 bin yıllık geçmişi olan bir şehir olduğunu ifade etti.

Kütahya’nın bir çok medeniyete ev sahipliği yaptığını dile getiren Saraçoğlu, "Kütahya burada kimleri ağırlamadı ki. Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Makedonlar, Roma, Bizans, Selçuklular, Germiyanoğluları, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti. Bu topraklar, Osmanlı’nın kuruluşuna ve Türkiye’nin kurtuluşuna ev sahipliği yaptı. İmparatorlar geçti buradan, sanatçılar yetişti. Kütahya, hem şairlerin hem ressamların huzur bulduğu, en güzel eserlerini çıkardığı bir kent oldu, hem de medeniyetlerin başkentliğini yaptı. Türkiye’nin güzide güzelliklerinin bir kısmı, el değmemiş bir halde Kütahya’da mevcuttur. Evliya Çelebi’ye göre 72 burcu bulunan kalemiz, şehrimizin hemen ortasında Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olarak bulunmaktadır. Dünyanın ilk toplu iş sözleşmesi Kütahya’da Vali Ali Paşa huzurunda imzalanmıştır. Kütahya deyince Kütahya’nın Pınarları türküsü aklınıza gelmektedir eminiz. Su cennetidir Kütahya’da.

Hem yeraltı hem yerüstü su kaynaklarımız vardır. Kütahya’mız sahip olduğu 33 kaplıca ile bir termal cennettir. Şehrimizin her yanında camiiler, çeşmeler göze çarpar. Osmanlı ve Selçuklu, bu güzide kente önem vermiştir. Kültür serpmişler, tarih bırakmışlardır. Germiyanoğullarından Osmanoğulları’na çeyiz olarak verilmiştir Kütahya. Çeyiz olacak kadar zarif ve güzeldir.Tarihçilerin ’İkinci Efes’ olarak adlandırdığı Aizonai antik kalıntıları Çavdarhisar ilçemizdedir. Burası aynı zamanda Dünya tarihinin ilk borsasıdır. Bütün haldeki tiyatrosu, stadyumu ve en iyi korunmuş Zeus Tapınağı ile ziyaretçilerine unutulmaz duygular yaşatmaktadır. Mevleviliğin Konya’dan sonra ikinci önemli merkezi Kütahya’dadır. Dönenler Camii’nde semahane ve derviş hücreleri halen bulunmaktadır. Mevlana Celaleddin Rumi’nin oğlu Sultan Veled, Kütahya hakkında şöyle söylemiştir; ’Kütahya’da bir ay kalana ne mutlu, İki ay kalacak olursanız, daha fazla müstefid ve münfeyiz olursunuz. Kütahya kusursuz bir güzeldir. Böyle kusursuz güzele zeval olur mu? Ya rab, bu memlekete kaza bela verme, Cennet, Kütahya’nın ya altındadır ya üstünde, Feda olsun Lahor, Keşmir, Tebriz Kütahya’ya.’ Evliya Çelebi ise, bundan 350 yıl sonra Kütahya’yı şöyle anlatmıştır; Suyu ve havası güzeldir, bahçeleri çoktur. Fincanı, çeşitli maşrapa, çanak ve tabakları başka hiç bir yerde yoktur. Şehrin içinde binden fazla kayalardan akan buz gibi suları vardır. Sularının her birinin kendine özgü özellikleri vardır. Suları hazmettiricidir. Halkı gayet garip dostudur. Şecaatli ve bahadırdır.Dünyanın en kıymetli topraklarıdır Anadolu toprakları. Her ülkenin özlemini duyduğu eksik bir yönü varken; Anadolu adeta Dünyanın bir incisidir. Dünyanın her güzelliğinden özgün bir parça bu topraklarda mevcuttur. Kütahya da adeta Türkiye’nin en güzel yanlarının bir özetidir. Yemeklerinden türkülerine, çinisinden porselenine, incik suyundan gelincik elmasına, tarihinden eserlerine, ressamından şehidine, Kütahya; Anadolu’dur, Anadolu Kütahya’dır.Kütahya 3 bin yıllık değil, 7 bin yıllık bir şehirdir" ifadelerini kullandı. (EFE)