Başakşehir’de eğitimci-yazar Yusuf Özkan Özburun’un moderatörlüğünde yapılan “Bir Film, Bir Söyleşi” programında başrollerini Tom Cruise ve Jason Statham’ın üstlendiği Collateral (Tetikçinin Güncesi) filmi konuşuldu.

Başakşehir Söyleşileri film okumaları ile sohbeti birleştirerek farklı formatta, ilgi çekici bir programa imza attı. Eğitimci-yazar Yusuf Özkan Özburun’un moderatörlüğünü yaptığı “Bir Film, Bir Söyleşi” programında Özburun ve TV Programcısı Yazar Mustafa Ulusoy Collateral (Tetikçinin Güncesi) filmini konuştu. Başakşehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği programa ev sahibi olarak Başakşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Basri Akdemir katıldı.

Etkinlikte, Yönetmenliğini Michael Mann’ın yaptığı, başrollerini Tom Cruise, Jason Statham’ın üstlendiği Tetikçinin Güncesi filmi incelendi. Filmdeki, taksi şoförü Max ile kiralık katil Wincent’in kesişen hayatlarında filmin alt metinleri tartışıldı.

‘Benliğin fanilikle sınavı’ üst başlığında ele alınan filmden bölümler izlendi. Yazar Mustafa Ulusoy, “Filmde Yaradan’a inanmayan bir karakterin bakış açısını görebiliyoruz. Son derece basit bir kurgusu olan bir film. Ama alt metinleri derin bir film. İnsanların pek çok hayali var, filmdeki taksi şoförünün de pek çok hayali var ve bununla hayata tutunuyor. Tüm hayallerimiz gerçekleştirmiş olsak dahi yine huzuru yakalayamıyoruz. Hayatın faniliğini filmdeki tetikçi görmüş ve bu durumu çok iyi yansıtmış. Dünyanın faniliğini hissettiğimizde depresyona girebiliyoruz, bu durum bir yönüyle sağlıklı da. Kalp ve ruh dünyanın faniliğini hissediyor. Bunu daha çok sanatçılarda görürüz” dedi.

“Dünya haz odaklı olduğu için bize de sürekli bunu empoze ediyor” diyen Ulusoy, “Fanilikle yüzleştiğimiz andan nefsimiz haz etmiyor. Bunu da kalbimizin dünyayı biçimi olarak algılamalıyız. Dünyayı tanıyan kalptir, akılla baktığımız zaman hakikati anlamamız mümkün değildir. Kalp ben bu dünyadan memnun değilim, bana başka bir şey lazım diye söylüyor. Öncelikle kendi içimize bakmalıyız. Dünyaya küsen kalbimiz ahretin varlığının en güzel kanıtıdır” ifadesini kullandı.

“FANİLİĞİ TRAMPLEN OLARAK KULLANMALIYIZ”

Özkan Özburun, “Bizimde nefsimizde fanilikle sürekli yüz yüze geliyor. Dünyanın ebediyet karşısında mahiyetini anlamamız için. Dünya nimetlerine gereğinden fazla anlam yükleyipte elimizin boş kalmaması içindir. İnsanın dünyadan nasibi, bir denize serçe parmağını daldırıp ta oradan aldığımız kadardır. Faniliği görüp onu tramplen olarak kullanırsak, ebediyete sıçramalar yaparsak hakikat başlar. Kendimizi aldatmaktan da vaz geçmiş oluruz” şeklinde konuştu.

İnsanoğlunun manevi açlığı olduğunu ifade eden Özburun, “İnsanın manevi yönden dolmayan bir haznesi var, biz onu doldurmak için neler sunuyoruz. Asıl önemli olan budur. Dünyanın fani yüzünü verdiğimizde, ruh tatmin olmaz. Mühim olan oradan ebediyete geçişler yapmalıyız” diye konuştu.