Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, “Evlenecek 25 yaş üstü gençlere ödenmesi planlanan evlilik kredisinin başlatılması gerekmektedir” dedi.

AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin,TBMM Plan Bütçe Komisyonunda AK Parti gurubu adına bir konuşma yaparak Aile Bakanlığı’nın çalışmaları hakkında bilgi verdi

Aile Bakanı Ayşenur İslam’ın hazır bulunduğu toplantıda görüş ve önerilerini de sıralayan Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, “Özellikle ülkemizde 12 yaş altı 25 milyon, 18 yaş altı nüfusumuzun yüzde 40’ını, 34 yaş altı nüfusumuzun yüzde 64’ünü oluşturmakta. Bu çerçevede genç, dinamik bir nüfusa sahip olmakla övünmekten ziyade, niteliksel anlamda gençlerimizi daha nasıl farklı donelerle yetiştirebiliriz. Bu çerçevede ulusal gençlik konseyinin kurularak gençliğimize yönelik bir çalışmayı yapabiliriz. Sokak çocukları, üstün yetenekli çocuklar, korumaya muhtaç çocuklar, çocuk ihmali ve istismarı, yoksul çocuklar gibi değişik alanlarda çalışmalar yapılabilir. Köklerimizle barış içinde olup, kültürümüze ait çizgi film sayısının arttırılması, geleneksel çocuk oyunlarımızla birlikte, ninnilerimiz ve masallarımızın genç nesillere yol göstermesi anlamında iletişim araçlarının etkin kullanılarak Aile Bakanlığı’nın daha aktif bir şekilde harekete geçmesi gelecek nesillerimiz için ayrıca önem arz etmektedir. Anne Çocuk Sağlığı Eylem Planı’nı hayata geçirerek çocuk yaştaki ölümlerin ve çocuk yaştaki annelerin sebeplerinin irdelenmesi kalıcı çözümler sağlayacaktır. Özellikle çocuk yaşta evlenen insanlar geçmişte anne-baba baskısı veya gelenekler yüzünden berdele benzer birtakım saiklerle zorla evlendirilirken şimdi ise İnternet’te, Facebook’ta, kafede ve sokakta tanıdığı insanlarla gençlerimiz yanlış birtakım evlilikler yapmaktadır. Bu konu ileri ki süreçte ciddi sıkıntılara meydan vereceğinden, tedbir almamız gereken bir konu olarak önem arz etmektedir. Sorunlu gençlik yerine, gençliğin sorunları çerçevesinde olaya yaklaşmamız yaşanan problemlerin çözüme kavuşması konusunda daha kalıcı olacaktır.Türkiye’de gençlerimizin dizilerdeki kadın ya da erkek kahramanlarını örnek almaları yerine tarihte iz bırakmış kadın ve erkek şahsiyetleri örnek alabilmelerini sağlamak için illerde konferanslar, seminerler gibi kültürel zenginliklerimizi ortaya çıkaracak, yaşatacak çalışmalarla birlikte bu şahsiyetlere ait eserler yayınlanarak gençlere model olmalarını sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

Gençlerin bilinçlendirilmesi önerisini sunan Şahin, “Televizyonlara bağımlı gençlik yerine aile arası sohbet, bilgi, deneyim paylaşımı, kültürel birtakım paylaşımların sağlanması ve okuyan bir gençliğin olması için çaba sarf etmeliyiz.Hatta burada verilere baktığımız zaman, gençlerimiz okuyorlar, gazete okuyorlar,fakat yüzde 50’sinin yalnız spor sayfalarına baktıklarını görmekteyiz. Yani bu alanda da biraz daha gençlerimizin bilinçlendirilmesini sağlarsak sanırım sonuca biraz daha yaklaşmış oluruz.Kendi alanlarında ayrıca başarılı olmuş kariyer sahibi bilim adamları, kültürel ve sanat alanında zirve olmuş genel kabul gören yaşlılarımızı gençlerimizle buluşturma etkinlikleri düzenlenebilir.Genel olarak, politikalarımızda şimdiye kadar kadını pozitif ayrımcılıkla hep ön planda tutarak çalışmalarda bulunduk. Fakat bizim kadim bir kültürümüzün mirası olan aileyi artık ön plana alarak o ailede yaşayan bireylerin ayrı ayrı mutlu ve nitelikli yaşamaları için çalışmalarda bulunmamız etkili olacaktır” şeklinde konuştu.

Şahin, “Ayrıca, engellilere yapmış olduğumuz yardımlarla evde bakım hizmetini biz yapmaktayız. Ancak 65 yaş üstü olan insanlarımıza, yaşlılarımıza, kimsesizlerimize huzur evlerinde bu imkanlar sağlanmakta. Bunlara da buna benzer bir destek verilip kendi aile ortamlarında, aile bütünlüğünü bölmeden,yani bu kurumlarda kalacaklarına bu destekleri evlerinde verirsek, buna benzer desteler de verilip kendi aile ortamlarında eğer bu hizmetler yapılırsa, sanırım hem devletin yükü biraz daha hafiflemiş olur hem de bu huzur evlerindeki yoğunluk biraz daha azaltılmış olur. Kadına yönelik şiddetin de toplumumuzda ender rastlanan inanç, örf ve adetlerimizde yeri olmayan olayların, uç olayların, özellikle televizyon kanallarında tekrar tekrar gösterilmesi toplumda ciddi rahatsızlıklar oluşturduğu için RTÜK’le birlikte bir çalışma yapılabilir. Evlilik öncesi adaylara ailenin kurulmasına yönelik yapılan bilinçlendirme çalışmalarını ülke geneline yaygınlaştırarak bu alanlarda yaşanan sıkıntıları asgari seviyeye indirebiliriz. Yüce kitabımızın "Biz insana, anne ve babasına en güzel bir biçimde davranmasını emrettik" diye Ankebut Suresi’nde bahsediyor. Peygamber Efendimiz’in "Ana ve babasına iyilik edene müjdeler olsun. Sılayırahmin insanların ömrünü uzatacağını yani biraz daha büyüklerimize, yaşlılarımıza, yakınlarımıza ne kadar yakın olursak o kadar gerçekten ömrümüzün uzun olacağına dair birtakım söylemler var, elbette ki güzel sözler. Biz analarımızı başımızın tacı yapmışız. Eşlerimizi alırken, babaları bize teslim ederken "Bunlar size, siz Allah’a emanetsiniz" diye, gerçekten bize daha büyük bir sorumluluk yüklemektedirler. Bizim örf ve adetlerimizde bu gelenekler varken ama maalesef biraz önce bahsetmiş olduğumuz tabii ki gençlerimizin bilinçli olmadıkları bir çağda, bir ortamda, rastgele bulmuş oldukları insanlarla evliliklerin bugüne kadar gerçekten boşanmalardaki fonksiyonların ne kadar yüksek olduğunu da burada görmekteyiz” dedi.

Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Ayrıca, ailenin yıpranmasına sebep olan kadına şiddet uygulayan erkeklerin evden uzaklaştırılması çerçevesinde şiddete maruz kalan ve şiddet uygulayanların bu süreçte çocuklarıyla birlikte psikolojik olarak desteklenmesi de gerekmekte. Alınan tedbirler sonucunda tekrar bir araya gelen çiftlerin daha sağlıklı bir hayat yaşamalarını da sağlamış oluruz. Maalesef, evden uzaklaştırılan eşlerin çoğu, daha sonraki süreçte, belki bu destekler yeterince alınmadığı için, mevcut sıkıntılarını çözemediğimiz için, eşlerinden boşandıklarını da görmekteyiz veya onun ötesinde daha da farklı birtakım şiddete maruz kaldıklarını görmekteyiz.

Bakıma muhtaç ağır düzeydeki engellilere sunulan evde bakım hizmeti kapsamında hanedeki kişi başı aylık gelir kriterinin dikkate alınmaması, bir bakımdan bir kısım mağduriyetleri de gidermiş olacaktır. Evlenecek 25 yaş üstü gençlere ödenmesi planlanan evlilik kredisinin başlatılması,TOKİ tarafından yapılan sosyal konutların yeni sosyal problemlere neden olmaması için mevcut uygulamaların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, son olarak, aile ve sosyal politikalar il müdürlükleri ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının yapılacak yasal düzenlemeyle bir şekilde entegrasyonunun sağlanması vatandaş açısından hizmet erişimini kolaylaştıracak, kamu kaynağının daha da etkin ve verimli kullanmasını da sağlayacaktır.”