AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, Gediz Havzasının korunmasında tüm kurum ve kuruluşların üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini belirterek, ”En verimli topraklara sahip olan Gediz Ovası bizim için altın değerindedir ve bu ovayı gelecek nesillere en güzel ve verimli şekilde teslim etmek, geleceğe bırakabileceğimiz önemli bir miras olacaktır” diyerek yapılması gerekenleri sıraladı.

Gediz Havzasında tespit edilen kirlilik kaynaklarının daha detaylı incelenmesi, özellikle mevcut durumda meydana gelen kirliliğin önlenmesi için gerekli tedbirleri almak, kısa orta ve uzun vadede kirliliğin azaltılmasına yönelik önlemlerin belirlenmesi amacıyla Gediz Havzası Koruma Eylem Planı geliştirildiğini belirten AK Parti Manisa Milletvekili Yurttaş, ”Orman ve Su Bakanlığı koordinatörlüğünde sürdürülen koruma planı için atılacak adımlar önemlidir. Zararın neresinden dönülürse kardır. Yılların oluşturduğu ihmal ve kirliliği kısa süre içinde yok etmek mümkün değildir ama işe bir yerden başlayıp sabırla ve kararlı bir şekilde yol almak gerekiyor. Gediz Havzası, Batı Anadolu’nun önemli havzalarından biri olması nedeniyle havzanın korunmasında tüm kurum ve kuruluşların üstüne düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Yani herkesin elini taşın altına koyması ve aynı sorumluluk ile hareket etmesi gerekir. Herkes ’bu benim işim’ diye düşünmelidir. Gediz Nehrinin temiz akmasının hepimizin sorumluluğundadır. En verimli topraklara sahip olan Gediz Ovası bizim için altın değerindedir ve bu ovayı gelecek nesillere en güzel ve verimli şekilde teslim etmek, geleceğe bırakabileceğimiz önemli bir miras olacaktır” diye konuştu.

"CEZAİ İŞLEM YAPILMALI"

Yurttaş, Gediz Nehrinin temizlenmesi amacıyla resmi kurum ve belediyeler ile gönüllü dernek ve kişilerden oluşan bir Gediz İzleme Komitesi kurulması gerektiğini belirtti. Komitenin bağımsız olarak çalışması gerektiğini ifade eden Yurttaş şöyle konuştu: "Havzada atık su arıtma tesisi bulunmayan birçok belediye bulunmakta ve bu belediyeler Çevre Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’na göre suç işlemektedirler. Belediyeler altyapı yatırımlarına yeterli ve gerekli önemi göstermeleri gerekir. Görevlerini yerine getirmeyen kurumlara, çevreyi ve nehri kirleten kuruluşlara gerekli uyarılara rağmen gereğini yerine getirmedikleri takdirde cezai işlemler yapılmalıdır. Tüm belediyeler katı atık bertaraf ve geri dönüşüm tesisleri ve atık su arıtma tesislerini en kısa sürede kurmalı, eski tesisler modernize edilmeli ve tesisler düzenli çalışmalıdır. Organize Sanayi Bölgeleri, bölgede çalışan tesislere gerekli filtre ve arıtma tesislerinin kurulması ve çalışmasının denetlenmesi konusunda gerekli çalışmaları yapmalıdır. Atık su arıtma tesisleri ile sanayi baca filtrelerinin çalışıp çalışmadığı, gece ve gündüz değişik saatlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenli olarak kontrol edilmeli, kurallara uymayanlar hakkında gerekli cezai işlemler yapılmalıdır. Belediyeler kanalizasyon şebekelerini rehabilite ederek atık su ve yağmur suyunun ayrık şekilde şebekede toplamalıdır."

"KANALİZASYON ŞEBEKESİ KURMAMALILAR"

Köyler ve beldelerin ortak atık su arıtma tesislerini kurmadan kanalizasyon şebekesi kurmaması gerektiğini dile getiren Yuttaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanalizasyonların dere ve nehirlere karışması engellenmelidir. Zirai ilaç ambalaj atıklarının yakılması veya gelişigüzel doğaya terk edilmesi önemli ölçüde toprak, su ve hava kirliliğine neden olmakta, beslenme zinciri yoluyla canlılarda toplu ölümlere yol açmakta, toplum sağlığını tehdit etmektedir. Oda ve kurumlar el birliği ile zirai mücadele ilaç ambalajlarının toplanması, imhası ve geri dönüşümü hakkında üreticileri bilgilendirmeli ve ortak bir çalışma ile bu sorunu çözmelidirler. Bu proje tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılarak uygulanmalıdır. Sulama göleti ve sulama barajı projeleri yeraltı sularını besleyip erozyonu önlemeye katkıda bulunduğu için bu projeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Yeraltı sularının israfı önlenmeli, vahşi sulama yerine damlama sulama yönteminin yaygınlaşması sağlanmalıdır. Dere ıslahı, nehir yatağının genişletilmesi, nehrin mekanik ve fiziki temizliğinin yapılması, nehir içinde oluşan adacıkların ortadan kaldırılması gereklidir. Nehrin her iki yanına arazi yolları yapılarak her yıl düzenli olarak nehir yatağının temizlenmesi sağlanmalıdır. Zeytincilik tesislerinin bulunduğu bölgelerde ayrı bir arıtma yöntemi kullanılmalı ve asla karasu nehirlere akıtılmamalıdır. Karasuyun bertaraf edilmesi buharlaştırma gibi yöntemlerle yapılmalıdır."

"TEMİZ GEDİZ İNTERNET SİTESİ AÇILMALI"

Yuttaş açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Akılcı tarım uygulamaları ile çiftçiler eğitilmeli, gübre kullanımı azaltılmalı ve organik gübrelerin teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Zirai ilaç bayileri, gübre ve ilaç verirken üreticileri bilgilendirmelidir. Ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmeli, erozyon ile mücadele her yönüyle bilimsel olarak yapılmalıdır. Bataklıklar kurutulmalıdır. Mevcut maden işletmeleri ile bundan sonra kurulacak maden işletme tesislerinin çevre duyarlılığı açısından değerlendirilmeli ve çevreye zararlı olduğu tespit edilen tesislerin çalışmaları sistem düzeltilene kadar durdurulmalıdır. Akarsular, göletler ve barajların kirlilik ölçümleri düzenli olarak yapılmalı ve eğer suda kirlenmede artış saptanırsa derhal neden araştırmasına gidilerek çözüm yolları uygulanmalıdır. Akarsu ve göletlerin yakınına kurulmuş işletme ve barınaklar yakından izlenmeli, kirletenler ortadan kaldırılmalı ve su kaynaklarına çok yakın bölgede yeni barınak ve işletmelere asla izin verilmemelidir. Ölü hayvan, kan ve diğer canlı atıkları toprakta gömülerek yok edilmeli asla su kaynaklarına atılmamalıdır. Sentetik deterjan kullanımının azaltılması, evsel atık yağların ayrı olarak toplanması, tıbbi atıkların düzenli olarak toplanması ve bertaraf edilmesi gibi önlemler ayrıca alınmalıdır. Hastane sıvı atıkları ayrı olarak değerlendirilip gerekli tedbirler alınmalıdır. Tüm okullarda Gediz Koruma Eylem Planı ve bu konuda toplumsal bilincin oluşmasına yönelik ek dersler okutulmalı, seminer, panel ve çalıştaylar düzenlenerek halkın bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Basın aracılığı ile konu sık sık gündeme getirilmeli, televizyon ve radyolarda konu tartışılmalıdır. Bu konuda okullarda şiir, kompozisyon yarışmaları düzenlenmelidir. Ayrıca bu konuda yeni sivil toplum kuruluşları kurularak ilgili dernekler zaman zaman bir araya gelerek konu tartışılmalı ve beyin fırtınası yöntemi ile öneriler alınmalıdır. Bilinçli su kullanımı ve su israfının önlenmesi konuları da okullarda öğrencilere öğretilmelidir. ’Temiz Gediz’ konulu bir internet sitesi ve sosyal medyada sayfalar açılarak özellikle burada gençlerin önerilerine yer verilmelidir. Gediz Nehrinde kirliliğe neden olan kurum ve kişileri önlemeye yönelik olarak bir telefon hattı ihdas edilerek halkın ihlalleri anında bildirimi ve önlem alınması sağlanmalıdır. Gediz Nehrinde kirliliğe neden olan eşya ve cisimler çıkartılarak sergilenmeli, ’Temiz Gediz’ konulu fotoğraf yarışmaları ve sergiler düzenlenmelidir. Amacımız, Gediz Nehrinin doğal temizliğine kavuşması, bu nehirde balık avlamak, sulamada güvenle yararlanmak, hatta su sporlarının yapılmasını sağlamaktır. Tüm halkımızı bu konuda duyarlı olmaya ve ’bu benim işim’ diye düşünmeye davet ediyorum.”