Medet Umduğun Bir Ağacın Gölgesiyse Eğer…
 
Ya ezilir, dilenirsin el kapısında
Ya da büzülür aç kalırsın kurtlar sofrasında.

Hep etrafımızdaki gelişmiş güçlerden destek almaya, onların düşüncelerinde kendimizi bulmaya çalışırız. Düşüncesizlik tufanına kapılıp; düşüncelerimizi, fikirlerimizi kendimizle bile paylaşmaya yeltenmez, küçümseriz. Kendimizi, aklımızla idrak ettiğimiz her şeyi dibe vururuz. Çünkü” ben yapamam, acaba yapabilir miyim? kabuğumun dışına çıkarsam, sınırlarımı zorlarsam kaybolup yok olur muyum? “endişelerini taşıyoruz taşmak istediğimiz halde. Sahip olduklarımızın farkında değiliz, kendimizi önemsemiyoruz. Hep başkalarına hayran kalıyor; başkalarının sözlerini kendimize yol rehberi ediniyoruz sahip olduğumuz bir aklı yok sayarak.

Önemsemeyi bile yanlış algılıyoruz. Kendimizi seversek; kendini beğenmiş, kendini önemseyip değer verirsen de ya megaloman ya da bencil, kibirli olduğumuzu sanırlar şüphesine düşüyoruz ve kendimize paha biçemiyoruz manevi anlamda. Ben “kimim ki?!”  deyip akışına bırakırız kendimizi her şeyimizle. Zaman ve etrafımızda bulunanların bizden bir kalıp yaratmalarını isteriz. Zamana fikirlerimizle hükmetmesini beceremiyoruz etrafımızın yakınında veya uzağında yer alan kişilere kulağımızı tıkamasını öğrenemedik. Hep başkası yapsın ben izleyeyim, başkası yapsın ben takdir edeyim ve başkası yapsın ben örnek göstereyim zihniyetiyle yetiştiriyoruz kendimizi. Ben yapayım da örnek olayım mantığını geliştiremiyoruz. Oysa başkasının gölgesinin takipçisi olmaktan başka bir şey olamıyoruz. Ağacın gölgesinde oturup dinlenen olmak istiyoruz. Ağaç olup meyve veren, üreten olamıyoruz. Aslında böyle davranarak kendimize, bizi biz yapan ruhumuza hakaret ediyoruz. Bizi önemseyen bir yaratıcımız olduğu halde biz başkalarının önemsemesini ve bizi yüreklendirecek başkalarının olmasını istiyoruz. Birilerinin emrine amade olmayı, sihirli değneğimize dokunmasını bekliyoruz.” Armut piş ağzıma düş” budur beklentimiz, hazırcı olmak! Biz kendimizden bir şey beklemiyoruz aslında, hep bekleyen başkaları olduğu için ve beklenen olduğumuz için bir şey yapamıyoruz.