Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, Mekke’nin fethi dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Mesajında, fethin önemine değinen Mahir Barışan, mekan fethinden çok kalplerin fethedilmesinin önemli olduğunu belirtti. Mekke’nin fethinin Müslümanlar için fikri ve fiziki birçok açıdan kutlu bir zafer olduğunu ifade eden Barışan, "622 yılında Medine’ye hicret etmek için şehirden ayrılırken Hz. Peygamber gözyaşları içinde Mekke’ye dönerek, ’Ey şehir, senden çıkarılmasaydım, vallahi seni asla terk etmezdim’ deyişinden tam sekiz yıl sonra Allah’ın inayetiyle Allah’a ibadet için ilk mabedin inşa edildiği yer olan ’Ümmü’l-Kur’a’, yani kentlerin, şehirlerin anası Mekke’ye kesin bir muvaffakıyet içinde girmesiyle gerçekleşmiş mübarek bir olaydır" dedi.

Mekke fethedildikten sonra Peygamber Efendimizin gösterdiği davranışın, peygamberliğin ve kulluğun zirve noktalarından bir örnek olduğunu vurgulayan Barışan; "Mekke’nin fethi asker gücüne ve zorbalığa dayanan bir fetih değil, daha ziyade büyük bir şefkat ve merhamet devrimiyle neticelenen, kalplerin de bir bir feth olunduğu, tarihte bir eşi daha olmayan muazzam bir inkılaptır. Mekke fethedildikten sonra Efendimizin gösterdiği davranış, peygamberliğin ve kulluğun zirve noktalarından bir örnektir. Efendimiz kendisine her türlü eziyeti edenlerle yakınlarını öldürenlerle aynı sofrada yemek yemiştir. Onları İslam’a davet etmiştir. Yıllarca hayatlarını Müslümanlara ve İslam’a karşı çıkmaya adamış ve nice zulümler etmiş bu insanlara, Allah Resulü’nün, ’Benim halimle sizin haliniz, Yusuf’un kardeşlerine dediğinin tıpkısı olacaktır. Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi ben de diyorum, size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok. Allah, sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir. Gidiniz, sizler serbestsiniz.’ İkramı, tüm insanlığın görüp görebileceği ender bir vakadır. Batı uygarlığının içimize şırınga ettiği menfi milliyetçilik virüsünden kurtulmamız ancak Kur’an, hadis ve sünnete sarılmakla mümkündür. Bundan kurtulabilmemiz için Kur’an, hadis ve sünneti hayatımızın her alanında içselleştirmeliyiz. Cehalet ve zorbalık yüzünden hem ülkemizde hem bölgemizde hem de dünyada bir sürü şiddet, ölüm ve acıyla dolu bir yılı daha geride bırakırken, her yılın yeni gününde hatırlamaya ve hatırlatmaya muhtaç olduğumuz bu mübarek günün anlamını bir kez daha idrake mecburuz. Her yılın ilk gününün, sadece özentiden teşekkül, zevk ve sefa kutlamalarıyla değil, şefkat peygamberinin son peygamber olarak insanlığın ilk mabedinde sonlandırdığı kutlu yürüyüşünün vesilesiyle gerçek fethin ancak kalplerde gerçekleşeceğini fark etmiş olarak yeni yılda Rabbimizden ülkemize, Müslüman âlemine ve tüm insanlığa merhamet dolu bir yıl nasip etmesini diliyoruz" şeklinde konuştu.