Milli Eğitim Bakanlığı Müşaviri Ercan Demirci, yatılı bölge okullarıyla (YİBO) ilgili sorunların olduğunu ve bununla ilgili çalıştay yapacaklarını söyledi.

Muş Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yatılı bölge okullarıyla ilgili toplantı düzenlendi. Öğretmenevi toplantı salonunda düzenlenen ve Milli Eğitim Bakanlığı Müşaviri Ercan Demirci’nin başkanlık yaptığı toplantıya Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, bakanlık personelleriyle yatılı bölge okul müdürleri ve idarecileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Milli Eğitim Müdürü Cevdet Arslan, 15 Aralık 2014 günü Muş’ta YİBO çalıştayı yapılacağını ifade etti. YİBO’larla ilgili çeşitli sorunların olduğunu dile getiren Cevdet Arslan, Türkiye’de YİBO sayısının en fazla Muş’ta olması sebebiyle Muş’un pilot il seçildiğini ve çalışmaların Muş’ta yapılacağını kaydetti.

"YİBO’LARIN DURUMLARINI İNCELİYORUZ"

Milli Eğitim Bakanlığı Müşaviri Ercan Demirci ise, YİBO’larla ilgili durum tespiti yapmak üzere Muş’a geldiklerini kaydetti. Büyük çalıştay öncesi bir araya geldiklerini ve bundan dolayı bu toplantının çok önemli olduğunu vurgulayan Demirci; "Bu toplantı neticesinde daha sonra yapacağımız Türkiye genelindeki çalıştayın bir nevi malzemelerini çıkarmış olacağız. O yönüyle bu toplantı bizim için önemli. Türkiye hem sosyal anlamda, hem kültürel anlamda, hem ekonomik anlamda hareketli bir coğrafyada ve bu hareketten kaynaklanan, yeri geldiğinde avantajlarımız, yeri geldiğinde dezavantajlarımız var. Adalet üzerine inşa edilmiş bir hayat ve bizler de bu hayatı yaşıyoruz. Avantajın olduğu yerde mutlak suretle dezavantaj aramak lazım. Dezavantajın olduğu yerde de mutlak suretle bir avantajın var olduğunu bilmek lazım. Avantajı kullanırken, onu iyi bir şekilde kullanmalıyız ki, biz olumsuza dair kapılar açmayalım. İsraftan, enaniyetten kaçmak lazım. Dezavantajla muhatap iken de, bunu iyi değerlendirdiğimiz takdirde, bunun içinde avantajların saklı olduğunu göreceğiz. Böyle yapabilirsek hayat daha anlamlı olabilir. Bizim coğrafyamız, özellikle hem sosyal, hem siyasal, hem ekonomik, hem de kültürel açıdan avantaj-dezavantaj çizgisi içerisinde son zamanlarda dezavantajı biraz daha fazla olduğunu hissettiğimiz bir mahiyette olabilir. Görmüş olduğumuz resim, hakikatin ta kendisi de olmayabilir" dedi.

"EN FAZLA YİBO MUŞ’TA VAR"

Bakanlık uzmanlarının yaklaşık 1 haftadır Muş’ta inceleme yaptığını dile getiren Ercan Demirci; "Muş, yaklaşık 23 tane YİBO ile Türkiye’de YİBO sayısının en fazla olduğu bir ildir. Muş’un, dağınık bir nüfus yapısı var ve taşrasında nüfusun fazla olduğu bir yer. Şehirle kıyasladığımızda taşrada ciddi bir nüfus var. Türkiye’de birçok şehirde böyle bir dağılım yok. İnsanlar, burada geçimlerini devam ettirmek hususunda bir istikrar alanı görüyorlar ve o bölgelerinde yaşıyorlar. Ama çocuklarının eğitimiyle alakalı bir ihtiyaç da duyuyorlar. Bu ihtiyacı telafi edebilmek hususunda bizler, Milli Eğitim Bakanlığı, YİBO’lar marifetiyle onlara bu imkanı sağlamaya çalışıyoruz. YİBO’larla alakalı ciddi sıkıntılarımız var. Milli Eğitim Bakanlığı olarak hem YİBO’lar, hem pansiyonlar, hem de özel yurtlarımızla alakalı bir şeylerin yapma vaktinin geldiği kanaati içerisindeyiz. Bu nedenle böyle bir süreç başladı. Aslında bu süreç, 1 yıldır Ankara’da devam ediyor. Yaklaşık 3-4 gündür uzman arkadaşlarımız sahada, sizlerle görüştüler. Bizim Ankara’dan gönderdiğimiz ve sizlerin dahi haberi olmayan arkadaşlar sahada çalışmalarını yürütüyorlar. Burası bizim için bir pilot çalışma alanı. İnşallah batıda da bir şehirde buna benzer bir çalışma yapacağız. Sonuçları üzerinde Türkiye çapında katılımla gerçekleştireceğimiz, YİBO’lara dair büyük toplantımızı gerçekleştirmiş olacağız. Buradan çıkan raporlarla bundan sonraki yol haritamızı tayin etmiş olacağız" diye konuştu.

"YİBO’LARDA SIKINTILARIMIZ VAR"

YİBO’larda sorun ve sıkıntılarının olduğunu ifade eden Demirci; "Biz, YİBO’ları rehabilite ederek devam etmek durumundayız. Aslında YİBO’ların hizmet ettiği çocuklar, yaşları itibariyle, annelerinin, babalarının, ailelerinin yanında olması gereken çocuklar. Pratikte gerçekliğimiz buna uygun değil. Sosyal, kültürel, ekonomik, yeri geldiğinde belki siyasi bir takım sorunlardan, sıkıntılardan dolayı bu yaştaki çocukların maalesef YİBO’larda, annelerinin, babalarının, yani sıcak yuvalarının içinde yetişmeleri gerekirken, bizim misafirlerimiz. Bizim çocuklarımız olarak biz onları ağırlıyoruz ve onları geleceğe hazırlıyoruz. İnşallah zaman içerisinde Türkiye kalkınır ve sorunlarını izole ederek telafi eder ve bu gerçekliği yaşarız beraberce ama realiteye bakmak lazım. Şu anki realitede bu çocuklar YİBO’larda barınmak durumunda. YİBO’lar onların eğitim imkanlarının yegane vesilesi. YİBO’lar olmadığı takdirde bu çocukların eğitim hayatlarına önemli bir kısmı devam edemeyecekse o zaman yapmamız gereken şey, YİBO’ları tekrar elden geçirmek. Hem fiziki, hem sosyal, kültürel, hem sportif hem de bilimsel faaliyetlerle alakalı daha nitelikli hale nasıl getiririzi tartışmalıyız. Tabii ki YİBO’lar dediğimizde, sorun sadece öğrencinin muhatap olduğu, bir şey değil. En az öğrenciler kadar öğretmenlerimiz de, yeri geldiğinde belletmenlerimiz de bu sorundan etkilenmekteler. Onların da ciddi sorunları var. Bizim bu toplantılarda ve bu süreçte elde etmek istediğimiz sonuçlardan birisi de özellikle YİBO’lardaki öğretmenin sorunlarını, sıkıntılarını hissetmek ve bunun telafi yollarını yine sizlerle yapmış olduğumuz istişareler neticesinde gerçekleştirmek. İnşallah bu süreçte bunları tayin edebiliriz" şeklinde konuştu.

Toplantı daha sonra basın kapalı olarak devam etti.