YaşamHak projesi kapsamında süren faaliyetlerine ilişkin yazılı açıklama yayımlayan Nazlıaka, öncelikli hedeflerinin kadına yönelik şiddeti bitirmek ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını sağlamak olduğunu belirtti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 81 ildeki kadın kolları ile birlikte yürütülen proje kapsamında, genel merkezde 7/24 çalışan bir çağrı merkezi kurulduğunu anımsatan Nazlıaka, şunları kaydetti: “444 82 85 numaralı telefondan bizi arayarak yardım talebinde bulunan 319 kadının hayatına dokunduk. Bize ulaşan kadınlara Barolar, Tabipler Odası ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği ile imzaladığımız protokoller sayesinde, ücretsiz hukuki ve psikolojik destek hizmeti sunuyoruz. Bugüne kadar 12 tabip odası ve 21 baro ile protokol imzaladık. Bu protokoller kapsamında kadınlara ücretsiz hukuki ve psikolojik destek sunuyoruz.” "UMUDU BİRLİKTE BÜYÜTÜYORUZ" Nazlıaka, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların hayatına dokunduğumuzu söylerken, birebir temastan bahsediyorum. Eşi ile kaçarak evlenen bir kız kardeşimiz bize ulaştı. Evlilik sonrası eşinin ailesi onu bir türlü kabul etmemiş. Evliliği sürecinde defalarca şiddete maruz kalmış. Şiddet sonucunda işitme kaybı yaşamış… İki çocuğu ile nereye gitse kovulduğunu anlattı. Son çare olarak bize ulaştığını belirtti. Sil baştan, şiddetsiz, çocukları ile mutlu bir yuva kurması için destek olduk. İmam nikahlı eşi tarafından şiddete uğrayan ve karakola gittiğinde ‘evine geri gönderildiğini’ belirten kız kardeşimiz için emniyet amirleri ile irtibata geçerek, sürecin etkin bir şekilde yürütülmesini sağladık. İşsizlik sebebiyle eşinin bunaldığını ve kendisine şiddet uyguladığını belirten bir kız kardeşimizin işe yerleşmesi için çabaladık. Yine eşi tarafından şiddet mağduriyeti yaşayan bir başka kız kardeşimizin eşine elektronik kelepçe taktırmak için bütün şartları zorladık. Kelepçe kararına rağmen ‘elektronik kelepçe yok’ zihniyetine karşı mücadele ediyoruz. Yapılan başvurular sadece iş talebi, hukuki yardım, psikolojik yardım ile sınırlı kalmıyor. Sığınma evleri ile ilgili de sorunlar iletiliyor. Pandemi döneminde ev içi şiddetin artmasına karşın bazı sığınma evleri tadilat gerekçesi ile kapılarını kapattı. Bu mağduriyeti yaşayan bir kız kardeşimizi Isparta’dan alarak Antalya’ya götürdük, orada sığınma evine yerleştirdik. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bizler kadınlara yalnız ve çaresiz olmadıklarını anlatmakla kalmıyor, onlara yeni bir yaşam kurmaları için destek oluyoruz. YaşamHak projemizi hayata geçirirken önümüze koyduğumuz hedefleri bir bir yerine getiriyoruz. Çünkü hayatına dokunduğumuz her kız kardeşimizin hayatı bizler için çok değerli. Bir kişi daha eksilmemek için mücadelemiz devam edecek.” "DAYANIŞMA İLE BÜYÜYORUZ" Tabip odalarının ve barolarının sergilediği dayanışmanın önemine değinen Nazlıaka, “Hedefimiz bütün tabip odaları ve barolar ile protokol imzalamak. Bugüne kadar Kocaeli, Rize, Artvin, Konya, Uşak, Eskişehir-Bilecik, Bolu-Düzce, Manisa, Balıkesir, Mardin Tabip Odası ile protokol imzaladık. Adana, Ankara, Antalya, Ardahan, Artvin, Bitlis, Çorum, Denizli, Erzincan, Konya, Manisa, Osmaniye, Tunceli, Iğdır, Trabzon, Mersin, İzmir, Adıyaman, Kahramanmaraş, Bolu Barosu ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği ile protokoller imzaladık. Bu protokoller kadınların hayatına dokunmamızda hayati öneme sahip. Bizimle yol alan ve kadınların yaşam hakkını savunan barolara, tabip odalarına ve derneklere teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.