AK Parti Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, paralel çetenin İsrail ve ABD’ye, kendilerinin de millete güvendiğini söyledi.

AK Parti Adıyaman İl Başkanlığı, 2014 yılı son genişletilmiş aylık istişare toplantısını, AK Parti Kahta İlçe Başkanlığı salonunda gerçekleştirdi. Gündemle ilgili sert mesajların verildiği genişletilmiş aylık istişare toplantısına, AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, AK Parti Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, AK Parti Adıyaman İl Başkanı Seyfettin Bilen, Kahta Belediye Başkanı Abdurrahman Toprak, Bölükyayla Belediye Başkanı Ramazan Yavuz, merkez ve ilçelerden gelen parti yöneticileri ve partililer katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan AK Parti Kahta İlçe Başkanı Engin Akel, Türkiye’nin artık lider bir ülke konumunda olduğunu vurgulayarak göreve geldikten kısa bir süre sonra belediye başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi önemli seçimler geçirdiklerini ve AK Partinin bu seçimlerden başarıyla çıktığını belirtti.

AK Parti Adıyaman İl Başkanı Seyfettin Bilen de, yapmış olduğu konuşmada, “Bu yeni dönemi, kısa dönem ve uzun dönem olarak ayırıyoruz. Kısa dönemde 2015 seçimi orta dönemde ise Adıyaman’ın Türkiye’deki diğer eş değer iller arasında olması için neler yapmamız gerektiği konusunda çalışacağız. Uzun vadede bu şehrin çocuklarının Türkiye’de de dünyada da söz sahibi olması için neler yapılması gerektiği noktasında halkımızla fikirler yürütüp üstünde düşüneceğiz" dedi.

Cizre’de yaşanan olaylara değinen AK Parti Adıyaman Milletvekili Salih Fırat da şunları söyledi: “Kobani olaylarında Türkiye’yi iç savaşa çekmeye çalıştılar. Aynı şeyi yine yapmaya çalışıyorlar. Bu sefer de Cizre’de sözde Kürt insanlarını savunan kesimler kendi düşüncelerinde olmadığı için başka bir partinin mensuplarına üye olan Kürtlere savaş açıyor. Üç gündür Cizre büyük sıkıntı yaşıyor. Ama bu gün çözüm süreci başarılı olmuş olmasaydı belki bu tür olaylar Kahta’da da olacaktı. Adıyaman’da da olacaktı. O yüzden bizim özellikle bu süreçte, çözüm sürecine büyük destek vermeliyiz. Başbakanımıza ve cumhurbaşkanımıza destek olmalıyız."

Fırat, konuşmasında, paralel çeteye değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Paralel çeteyi bir örnekle açıklamak istiyorum. Gözdağı vermeye çalışıyorlar. Duruşma salonundaki görüntüleri yayınlandı. Yani diyorlar ki biz, sizin mahkemelerinizi bile izliyoruz. Yatak odalarımıza kadar girdiler. Ama onlar bir şeyin farkında değil. Onların güvendiği dağlar Mossad’dır, CIA’dır, Amerika’dır, İsrail’dir. Bizim güvendiğimiz ise sizlersiniz. Yani milletimiz, halkımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Onlar bunun farkında değil. Biz milletimizle beraber olduğu sürece hiçbir şer odağının hiçbir çetenin hiçbir lobinin bizimle baş edebileceğine inanmıyorum.”

Mehmet Metiner de, "Roboski edebiyatı yapmasınlar" diyerek konuşmasına başladı. Şiddete karşı çıkan Metiner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şiddete başvurmak yok. Biz hiç kimsenin bu ülkeyi şiddet marifetiyle teslim almasına asla izin vermeyeceğiz. Kahta’yı karıştırmalarına asla izin vermeyeceğiz. Kendi içindeki provokatörlere baksınlar. Paralel yapıyla nasıl kol kola girdiklerini görüyoruz. Roboski edebiyatı yapmasınlar. Roboski’de hain arıyorlarsa suçlu arıyorlarsa o yanlış istihbaratın kimler tarafından nasıl verildiğini anlatsınlar. Buradan söylüyorum. PKK’nın içindeki çözüm sürecini sabote etmek isteyenlerle devletin içindeki çözüm sürecini sabote etmek isteyenler Roboski katliamına yol açtılar. Kâhta’da hala hükümeti Roboski üzerinden eleştirenlere suçlayanlara sesleniyorum. Ey Kahtalılar sakın tuzağa gelmeyiniz. Roboski’de ölen her bir evladımız yüreğimizi paramparça etmiştir. Ama onların kanları üzerinden canları üzerinden birileri politik istismar yapmalarına asla izin vermeyiniz. Siz değil misiniz onların babalarını korucu diye katleden. Siz değil misiniz gencecik çocukları korucu ailelerin çocuklarıdır diye evlerini basıp katleden. Siz değil misiniz sizden farklı düşünenleri silah zoruyla katletmeye çalışan."

Cizre’de yaşananlara değinen Metiner, şunları söyledi: "Hüdapar’lı olmak suç mu? O bölgede yaşamak için PKK’lı mı olmak gerekiyor. PKK’lı gibi Kürt mü olmak gerekiyor? Sen devletin inkârcı anlayışını tersine işletiyorsun. Devlet herkesi Türkleştirmeye çalışıyordu, sen herkesi kendi kafana göre Kürtleştirmeye çalışıyorsun. Sen o devletin asimilasyoncu politikasını silah marifetiyle bölgede sürdürmeye çalışıyorsun. Çözüm süreci adına o kadar söylenecek şey var ki hepsini yutuyoruz."

Kürt meselesini çözdüklerini anlatan Metiner, sözlerine şöyle devam etti: "PKK meselesini de çözeceğiz. Sen silaha para buluyorsun da niye özel okula para bulamıyorsun. Aç bir Kürtçe özel okul eğitim yap. Seni kim engelleyebilir? Kimse engelleyemez. Kürtçe edebiyatı yapmasınlar. Biz devrimler yapan bir partiyiz. Kobani üzerinden provokatif eylem yaptılar. Onların istediği Kobani filan değil. Onların istediği üzerinde hükmedebildikleri bir coğrafyadır."

SİYASİ TUZAK

Silahları bırakın çağrısı yapan Metiner, şunları söyledi: "Gel siyaset yap. Kanunları değiştir ne yaparsan yap. Ama diyor ki ben silahı bırakırsam ben iktidara gelemem. Bu ülkede bir iç savaş çıkarsa Türkler ile Kürtler arasında çıkmaz. Savaş Kürtlerin kendi aralarında çıkar. Buradan Hüdapar’lıları duyarlı olmaya çağırıyorum. Ama PKK da aklını başına devşirsin. Bu ülke hepimizin. İstanbul ne kadar Kürt’se, Diyarbakır da o kadar Türk’tür. Aynı haklara sahibiz. Bize siyasi bir tuzak kuruyorlar. İhsas-ı rey’de bulunuyorum. Suç bile olsa İhsas-ı rey’de bulunuyorum. Bakanlarımızın Yüce Divan’a gönderilmesi siyasi bir kapandır. Siyasi bir tuzaktır. Buna izin vermemek gerekiyor. 17 Aralık, 25 Aralık bir yolsuzluk operasyonu değil, hükümetimizi alaşağı etmeye çalışan alçakça paralel şebekenin bir kapışmasıdır. Ayrıca, Haşim Kılıç’ın başkanlık ettiği Anayasa Mahkemesine de güvenmiyorum. Anayasanın bakanlarımız hakkında adil bir karar vereceğine inanmıyorum. Bu nedenle İhsas-ı rey’de bulunuyorum. Bu paralel çakalların oyununa gelmeyiz. Yüce Divan için asla oy vermem” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından basına kapalı olarak ikinci oturuma geçildi.