BURSA (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Buradan demokrasiyi, özgürlüğü savunduğunu düşünen, iddia eden batı medyasına, batı ülkelerine de sesleniyorum. Neredesiniz? Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı idama mahkum edilirken neredesiniz? Türkiye'de Gezi Olayları olurken özgürlük dersi vermeye kalkanlar şimdi neredesiniz? Yoklar çünkü onların meselesi demokrasi ve özgürlük meselesi değil. Onların meselesi, onların çıkarını kim savunuyorsa onları koruma meselesidir" dedi.

Davutoğlu, partisinin Bursa mitinginde yaptığı konuşmada, 12 yıl içinde Türkiye'nin nereye geldiğinin malum olduğunu belirterek, bu 12 yıl içinde AK Parti'nin birçok kez durdurulmaya çalışıldığını kaydetti.

 AK Parti'nin kurucusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002'de siyasi yasaklı yapıldığını ama iktidar olmasının engellenemediğini anlatan Davutoğlu, 2004'te 'Genç subaylar rahatsız' diye başlıklar atıldığını, darbe çığırtkanlığı yapıldığını ifade ederek şunları söyledi:

"2006'da adından başka hiçbir şeyi cumhurla ilişkili olmayan Cumhuriyet mitingleri tertip ettiler, Danıştay saldırısı yaptılar, durdurabildiler mi? 2007'de e-muhtıra verdiler, 27 Nisan'da. Durdurabildiler mi? e-muhtırayı aynen adresine iade ettik. İlk defa bir iktidar, bir muhtıraya, bir ültimatoma net bir tavır sergiledi. Baktılar ki bizi bu yollarla deviremiyorlar, bu sefer partimize kapatma yasağı getirmek istediler, 2008'de. Kapatabildiler mi? Milletle bizim aramıza girebildiler mi? Milli yürüyüşü, kutlu yürüyüşü, o tohumdan giden ve çınar yapacak yürüyüşü durdurabildiler mi?"

Mısır'da darbe olmadan 1 ay önce, Türkiye'de Gezi provokasyonu yapıldığını anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'de başaramayınca 1 ay sonra Mısır'da darbe oldu ve halkın seçtiği Mursi'yi götürdüler, şimdi idama mahkum ediyorlar. Darbe lideri Sisi başa geldi. Türkiye'de de aynısını yapmak istediler. İşin çarpıcı yanı ne biliyor musunuz? Gezi sebebiyle Türkiye aleyhine, Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz aleyhine bütün uluslararası medya harekete geçirildi. Bütün uluslararası medya ama karşılarında bu sefer bir muhtıraya şapkasını bırakıp giden ya da hemen teslim olanlar yoktu. Uludağ gibi Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti vardı. Şimdi utanmadan manşet atıyorlar, 'Yüzde 52 ile seçilen cumhurbaşkanı idama gitti.' Neyi söylemek istiyorsanız mertçe söyleyin. Mertlik burada. Biz, mertçe halkın önündeyiz. Buradan demokrasiyi, özgürlüğü savunduğunu düşünen, iddia eden batı medyasına, batı ülkelerine de sesleniyorum. Neredesiniz? Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı idama mahkum edilirken neredesiniz? Türkiye'de Gezi Olayları olurken özgürlük dersi vermeye kalkanlar şimdi neredesiniz? Yoklar çünkü onların meselesi demokrasi ve özgürlük meselesi değil. Onların meselesi, onların çıkarını kim savunuyorsa onları koruma meselesidir."

-"O iddianameyi yazanlarsa dönemin savcıları oldular"

Batının Türkiye'deki 27 Mayıs'a karşı çıkmadığına, 12 Eylül'de Kenan Evren için "Bizim çocuklar" dediğine, 28 Şubat'ı desteklediklerine işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Çünkü milletle barışık bir devletten korkar bunlar. Biz, AK Parti iktidarı, milletle devleti barıştırdık. Önce bunu rahmetli Adnan Menderes yaptı. Ezanla başlamak üzere milletle devleti barıştırdı. Onu cezalandırdılar. Kim milletle devleti barıştırmışsa milletin adamlarını cezalandırdılar. Özal'ı, rahmetli Erbakan Hocamızı cezalandırdılar ama bu sefer, bütün bu birikim üzerinde milletle kenetlenmiş AK Parti kadrolarına bir santim bile geri adım attıramazlar. Gezi olayları başarısız olunca bu sefer 17-25 olaylarını çıkardılar. Milletin iyi niyetli dindar kesiminden sağladığı imkanlarla büyüyen, serpilen ama karargahını Pensilvanya'da kuran bir örgüt, bütün bu milletin güvenine, himmetine ihanet edip yurt dışındaki işbirlikçilerle Türkiye'de iktidar değişimine yöneldiler. Yazdılar, iddianamede, 'dönemin Başbakanı' diye. Şimdi işte geldik, 1 sene geçti. Dönemin Başbakanı dedikleri Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı. Engelleyebildiler mi? Durdurabildiler mi? O iddianameyi yazanlarsa dönemin savcıları oldular."

Davutoğlu, KPSS sorularını çalıp yandaşlarına verenlerin, milletin çocuklarının hakkını ve hukukunu yiyenlerin hesap vereceğini bildirdi.  

-"Bahçeli'nin bütün meselesi, CHP'nin arkasına takılmak"

AK Parti iktidarında gayri safi milli hasılanın 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkarıldığını, bölünmüş yolları 6 bin kilometreden 24 bin kilometreye yükseltildiğini, devrim mahiyetinde adımlar attıklarını, bütün bu kazanımları korumak için milli iktidar istediklerine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Günlerdir soruyorum, diyorum ki 'Biz eğer birinci parti olmazsak, seçimi kazanmazsak İngiltere'de olduğu gibi bu koltukları bırakırız. Siz, ne yapacaksınız?' Kılıçdaroğlu, cevap vermiyor çünkü kendine güvenemiyor. Diyor ki 'Benim hedefim yüzde 35.' Yani 'Ben iktidar olacağım' diyemiyor. Bahçeli, dün şöyle bir cevap vermiş: 'Eğer oylarımı korursam, biraz daha artırırsam ben başarılı sayılırım.' Yani, 'İktidar olacağım. İktidar olabilirim. Millet bana güveniyor' demiyor. Neden böyle biliyor musunuz? 1999'da da Bahçeli, o zaman ikinci parti geldiğinde kendisine başbakanlık teklif edildi diğer partiler tarafından. Başbakanlığı bıraktı, rahmetli Ecevit'in arkasına takıldı. Bahçeli'nin bütün meselesi, CHP'nin arkasına takılmak. HDP ise diyor ki 'Barajı aşarsam başarılı olurum.' Özeti şu: Hiçbirisi 'Biz, iktidar olacağız' diyemiyor. Peki, niye siyaset yapıyorlar biliyor musunuz? Arkadaki paralelciler, daha ötedeki akıl hocaları onlara diyor ki 'Bir araya gelin, AK Parti'yi durdurun.' Siyasetlerinin esası, AK Parti'yi durdurmak. Ey Bursa, AK Parti'yi durdurabilirler mi? Bir kez bu toprağa tohum ekilmiş, atılmış, fidan olmayı engelleyebilirler mi? Fidandan bir küresel devlet olarak bir çınar devleti inşa etmemizi engelleyebilirler mi?"

(Sürecek)