Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Normal şartlarda değiliz, olağanüstü şartlarda Türkiye ekonomisini büyütmeye devam ediyoruz" dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı’nın kapanış görüşmelerinde konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2015 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diledi.

AK Parti iktidarı döneminde, bugüne kadar 12 bütçe hazırladıklarını ve hepsini başarıyla uyguladıklarını belirten Babacan, "Bugün 13. bütçelerimizin son günündeyiz. Böylesine uzun bir süre hizmet etme görevinin milletimiz tarafından bize tevdi edilmesi çok büyük bir onurdur. Bu onurun çok büyük bir sorumluluk taşıdığını biliyoruz. Hazırladığımız tüm bütçelerde belirlediğimiz hedeflere titizlikle bağlı kaldık" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli yönetimiyle kamu maliyesinde çok sağlam bir duruş sergilediklerini dile getiren Babacan, şöyle konuştu: "Siyasi istikrarla birlikte ekonomimizdeki tüm aktörlerin üretim ve yatırım kararlarını sağlıklı bir şekilde alınabilmesini sağladık. Diğer taraftan başta özelleştirme olmak üzere eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında yapısal reformlarımızı zamanında gerçekleştiriyoruz. Bunun sonunda sağlam bir kamu maliyesi ve sağlam bir bankacılık sistemi, bizi 2008-2009 krizinin türbülansından korudu."

Ekonomi konusunda hangi yılları hangi yıllarla mukayese ederken çok dikkatli olmak gerektiğini ifade eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "2008-2009 yılında başlayan ve bugün hala tüm dünyayı etkileyen kriz 1920’lerden beri dünyanın gördüğü en büyük finansal ve mali krizdir. Bu krizin tüm ülkelere maliyeti 2. Dünya Savaşı’nın maliyetinden daha yüksektir. Böylesine bir kriz ortamında Türkiye ekonomisinin büyümeye ve üretmeye devam etmekte olduğunu söylemek istiyorum. Normal şartlarda değiliz. Olağanüstü şartlarda Türkiye ekonomisini büyütmeye devam ediyoruz."

Babacan, bugün TBMM’de herkesin çok rahatlıkla bütçe üzerinde konuşabildiğine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: "Pek çok ülkenin parlamentosunda vergi artışları tartışıldı. İşten memur çıkartmalar parlamentolardan onaylanarak geçti. Hemen yanı başımızdaki komşularınızdan tutun, pek çok ülkede ’nasıl olur da emekli ve memur maaşları azaltılır’ tartışması yapıldı. Hamdolsun Türkiye’de biz bunların hiçbirisini yaşamadık, topyekun kalkınmaya devam ettik ve kalkınmanın olumlu sonuçlarını geniş toplumlar üzerinde görmeye devam ettik."

"YENİ BÜTÇEDE DE İNSANI ODAĞA KOYDUK"

Diğer hazırlanan bütçelerde olduğu gibi yeni bütçede de insanı odağa koyduklarını belirten Babacan, "Bütçe harcamalarımızın yüzde 17.5’ini eğitime ve yine yüzde 17.1’ini de sağlığa ayırdık. Harcamalar içerisinde bir numarada eğitim var, iki numarada da sağlık var ve birbirine çok sağlam rakamlar. 2002’de bütçesinde sadece 9.4’lük bir eğitim ve sadece yüzde 11.5’luk bir sağlık harcamasını görüyoruz" diye konuştu.

Babacan, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında gelir dağılımını en hızlı düzelten ülke olduğunu belirtti. Türkiye’de son 10 yılda orta sınıfın iki kat arttığını söyleyen Babacan, "Yani orta sınıf yüzde 22’den yüzde 44’e yükselmiş durumda. Bu çok önemli, orta sınıfın yükselmesi demek demokrasimizin yükselmesi, demokrasimizin ve siyasi meşruiyet zeminimizin yükselmesi anlamına geliyor" dedi.

Babacan, şunları kaydetti: "Ekonomi politikamızın sosyal sonuçları, halkımızın yaşam standartları üzerindeki sonuçlarına bakarsak gelişmeleri daha net görürüz. Bakın yıl 2002, Türkiye’de satılan otomobil 90 bin 615, 2013’de 664 bin 665. 200’de traktör üretimi 10 bin 652, geçen yıl traktör üretimimiz 40 bin 509." 2002’de 1 milyon 88 bin buzdolabı satıldığını anlatan Babacan, şu bilgiyi verdi: "2013’te 1 milyon 879 bin buzdolabı satılmış. 2002’de satılan bulaşık makinesi sayısı 282 bin, buraya özellikle dikkatinizi çekiyorum, geçen yıl satılan 1 milyon 513 bin. Yani bir zamanlar lüks olarak görülen geniş kitlelerin, vatandaşlarımızın kolayca ulaşıp evine alabileceği bir beyaz eşya haline gelmiş. 2006’da bilgisayar sahipliği yüzde 20, 2013’te yüzde 49, otomobil sahipliği 2006’da yüzde 29, 2013 yüzde 38. Bütün bu rakamlar, halkımızın artık çok daha farklı yaşam standartlarına daha kolay ulaştığının göstergesidir."