Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 17 Aralık’ın ve 25 Aralık’ın milletin gerçek yüzleri görmesi bakımından önemli bir fonksiyon icra ettiğini düşündüğünü söyledi.

AK Parti Afyonkarahisar Merkez İlçe 5. Olağan Kongresi’nde konuşan Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yapılan hakaretleri hatırlatarak, “Kur’an’ın, hadisin neresinde bu yazıyor?” diye sordu. Bozdağ, “Milletimizin dil ve hizmet eğitimleriyle uğraştığını düşündüğü, iyi insan yetiştirmekle uğraştığını düşündüğü, başka yerlerde okullar açmakla uğraştığını düşündüğü bazı çevrelerin nelerle uğraştığına dair bir fikir sahibi olma bakımından çok büyük faydası oldu. Herkes hoşgörülü, ılımlı, olumlu, şiddetten, tehditten, küfürden, hakaretten uzak insanlar diye değerlendirmeler yapıyor. Kendilerini öyle takdim ediyorlardı. Peki şimdi Cumhurbaşkanımıza küfürler yapanlar, hakaretler yapanlar, tweet’lerinden, televizyonlarından, köşelerinden, mikrofonlarından konuşanlar soruyorum, hangi ılımlı anlayışa bu uyuyor? Hangi hoşgörü kitabında bu yazıyor? Kur’an’ın, hadisin neresinde bu yazıyor?” Sevin sevmeyin, sayın saymayın insanların anasına, avratına, ailesine, mezhebine sövmek, hakaret etmek, küfür etmek hangi kitapta doğru kabul ediliyor? İslam’da doğru kabul edilmez. Hristiyanlıkta da yok. Yahudilikte de yok. Buzdizmde de yok. Hiçbir yerde yok. Öte yandan dindarlık diyeceksiniz, öte yandan, biz Elhamdülillah biz Müslüman’ız diyeceksiniz öte yandan da küfrün, hakaretin en alasını yapacaksınız. Bunun adı iki yüzlülüktür. Onun için ben 17 Aralık’ta Cenab-ı Allah’ın perdeyi kaldırıp; bakın eğitim, din gibi iyi şeylerle uğraştığını düşündüğünü kişiler neler uğraşıyor diye millete bir gerçek takdimi yapıldığını düşünüyorum” dedi.

“TEHDİTLE, ŞANTAJLA BU İKTİDARI GÖTÜRECEĞİNİ ZANNEDENLER, DAHA ÇOK KENDİLERİNİ YORMAYA DEVAM EDECEKLERDİR”

Bakan Bozdağ, “Türkiye’nin en büyük gücü dediğim gibi siyasi istikrar ve güçlü iktidardır” diyerek, “Allah’a hamdolsun. Hükümetlerimiz döneminde bu istikrara dönük her türlü saldırıyı bugüne kadar milletimizden aldığımız dua ve destek sayesinde püskürttük. Hepsini. Cumhuriyet mitingleri, darbe teşebbüsleri Balyoz’undan Ergenekonu’na kadar. Aklına gelen hesap etmiş, kitap etmiş biz böyle yaparsak bunları götürürüz diye. Götüremezsin. Niye götüremezsin? Çünkü eski siyasetçilerin fötr şapkası ya da şapkası vardı. Birisi düdük çaldı mı fötrünü alıp gidiyor, ötekisi şapkasını alıp gidiyordu. Ama Tayyip Erdoğan’ın, Ahmet Davutoğlu’nun ne şapkası ne fötrü var. Onların milleti var. O yüzden bizi düdükle, ıslıkla öyle kumpasla, hileyle, desiseyle, tehditle, şantajla götüreceğini zannedenler daha çok kendilerini yormaya devam edecekledir. Çünkü eski Türkiye de eski siyasetçiler de yok. Olmayacaktır. Bütün bunların hepsine biz ne yaptık? “Hayır” dedik. Hangi adım atılırsa atılsın biz milletimize güvendik, onların desteğiyle dimdik ayakta durduk” ifadelerini kullandı.

“HERKESİN GÖZÜ ANADOLU TOPRAKLARINDADIR”

Anadolu topraklarının kıymetli topraklar olduğuna dikkat çeken Bozdağ, “Herkesin gözü bu buradadır. Onun için biz bu toprakları korumak, bizden sonrakilere bizden önce aldığımız vatan emanetini üstündekileri de koruyarak sağlam teslim etmek ve onlar için de geleceğe dönük muhkem yapılar oluşturmak, güçlü bir Türkiye’yi meydana getirmek için gecemizi gündüzümüze katıp çalışmak zorundayız. Biz bunu yapıyoruz. Onun için birileri Türkiye kaosa bürünsün, istikrarsız olsun, güçlü iktidar olmasın, bir olay olunca ne yapacağını bilemeyenler onun bunun kapısına gitsin “ne yapalım” diye akıl devşirsin istiyorlar. Ama Tayyip Erdoğan geldi IMF’yi gönderdi. “Hadi güle güle. Benim ihtiyacım yok” dedi. Bunu istemiyorlar. Onun için AK Parti’ye 2015 seçimlerinde sahip çıkmak bu ülkenin birliğine, dirliğine, huzuruna, istikrarına saldırı yapan, zayıf bir Türkiye, güçsüz bir Türkiye isteyen bütün içerideki ve dışarıdaki işbirlikçilere bir “Osmanlı Tokadı” vurmaktır. Hepimiz için bu büyük bir vazifedir” diye konuştu.