Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Yüksekova’da sivil giyimli 3 askeri kurşunlayarak, şehit edenlerin çözüm sürecini hedef aldığını belirterek, “Barış yönünden geri dönmeyeceğiz. Yakıp, yıkanlara, dükkanları yağmalayanlara, masum insanları sadece sakallı diye öldürenlere karşı durmalıyız. Sesimizi yükseltmeliyiz” dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile partisinin Diyarbakır İl Danışma Kurulu Toplantısı’na katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bugün yeni bir hicri yıla girildiğini belirten Eker, “Hicret bizim inancımızda, bizim kültürümüzde, bizim tarihimizde çok önemli ve çok anlamlı. Hz. Peygamber’in insanlığa saadet ve huzur getirecek yeni bir medeniyet inşa etmek için yaptığı yürüyüşün adıdır hicret. Bu hicret bizim tarihimizde bin 436 yıldır önemli olmuştur” dedi.

“GÖZÜMÜZÜ YUMAMAYIZ”

İslam coğrafyasının yeni bir hicri yılın başlangıcında maalesef kanla ve gözyaşı ile büyük küresel kaos planlarının uygulamasına sahne olduğunu ifade eden Eker, “Biz AK Partililer bunun ne olduğunu biliyoruz. Ne gözümüzü yumabiliriz ne de kulaklarımızı tıkayabiliriz. Vicdanımızın açık olduğu, gözlerimiz ve kulaklarımızın da açık olarak hadiseleri analiz ettiğimizi ve buna göre hem Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde hem de sınırlarımızın dışındaki bizim ilgi coğrafyamız içinde yer alan yerlerdeki bütün meseleleri aynı hassasiyetle tamir ediyoruz. Biz Türkiye’de geçmişte yapılan tekçi uygulamalar ile ortaya çıkan tarihsel sorunları bertaraf etmek için bizden evvellerin tamamının dışında bir medeniyet tasarrufu ile Türkiye’nin Kürt meselesini çözmeye karar verdik. Bunun tohumlarını 12 Ağustos 2005’te şimdiki Cumhurbaşkanımız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a gelip ‘Kürt sorunu vardır ve bu benim meselemdir’ diyerek attı. Hemen o konuşmanın ardından bu salona geldik, Diyarbakır’daki kanaat önderleri ile bunu paylaştık. Şimdi 26 Ekim 2005 ve o tarihin üzerinden 9 yılı aşkın bir süre geçti. Bu süre içerisinde Kürt sorununun çözümü için gerekli olanların büyük bir kısmının karşılamış olarak, milletimize yaptığımız sözleşmenin gereklerine yerine getirmiş olarak karşınıza çıktık ve son iki yılda şehrimize barış ve huzur hakim oldu. Esnafın yüzü güldü, tüccar yeni bağlantılar kurdu, iş adamları yeni yatırım planları yaptı, hükümetin bu bölge için başlattığı teşvik politikaları, projeleri desteklemeleri ve uygulamaları ile birlikte bu bölgenin çehresi değişti” diye konuştu.

“KARGAŞA HİÇ EKSİK OLMADI”

Barışı inşa etmenin zor olmadığını bildiklerini, çünkü yaklaşık 150 yıldır sanayi devriminden sonra petrolün öneminin artması ile birlikte küresel aktörlerin Ortadoğu’ya yöneldiğini vurgulayan Eker, “Özellikle 1920’lerden sonra yapılan politikalarla bölgede oluşan kukla rejimler sayesinde burada ve Ortadoğu’da kargaşa hiç ama hiç eksik olmadı. Hem savaş taraftarları hem uluslararası güçler hem işbirlikçiler ve taşeronlar var. Bunlar halkın huzur görmesini ve halkın barış içinde yaşamasını arzu etmiyorlar. Bunlar her fırsatı barış ortamını zehirleme vasıtası haline getiriyorlar. 2 yıldır Diyarbakır başta olmak üzere bölgedeki huzur şehirlerimizde biz bu huzurun ve barışın tadını aldık. Hafızalarımızdaki barışın tadını tekrar hatırlar hale geldik. Ama bunu çok görüyorlar. Barışı istemeyenler var. Eskiden bunlar Türkiye’de demokrasinin eksikliğini, Kürtler ile ilgili demokratik bir takım hakların verilmediğini söylüyorlardı. Baktığımızda elbet bunlar doğruydu. Ama bunları karşılamanın bunları gidermenin yolu bin yıllık kültürümüzde ve bin 400 yıllık geleneğimizde olduğu gibi uzlaşarak meşru görüşmeler yapmaktır” şeklinde konuştu.

“BİZ EZBERLERİ BOZDUK”

Barış sürecini zehirlemeye kalkışanların dün de Yüksekova’da sivil giyimli 3 askeri arkadan kurşunlayarak şehit ettiğini kaydeden Eker, şunları söyledi:

“Bu aynı Kobani bahanesiyle Diyarbakır’da gerçekleştirilen yakıp, yıkmaların, yağ ve talanları benzeri gibi çözüm sürecini hedef alan bir eylemdir. Bunlar barışı istemeyenler ve huzurdan rahatsız olanlardır. Bu anlayış kandan beslenen anlayıştır. Biz hükümet olarak ezberleri bozduk. Onlar bizim burada kararlı olacağımızı düşünmüyorlardı. Onlar ilk fırsatta, ilk sabotajda çözümden vazgeçeceğimizi sandılar. Ama biz daha çok kan akıtarak, gözyaşı dökerek değil, sevgiyi büyüterek çözmeyi ilke haline getirdik. Onlar bunu bilmiyorlardı. Bu kurşunları sıkanlar kimlerin taşeronluğunu yaparsa yapsınlar, barış yönünden geri dönmeyeceğiz.”

“HALKIN İRADESİ GERİ PÜSKÜRTECEKTİR”

Bütün vatandaşlara düşen görevlerin olduğuna ve bu tezgahlara izin verilmemesi gerektiğine dikkat çeken Eker, “Yakıp, yıkanlara, dükkanları yağmalayanlara, masum insanları sadece sakallı diye öldürenlere karşı durmalıyız. Sesimizi yükseltmeliyiz. Onların bütün bu hain saldırıları ve planları, halkımızın inançları ve iradesiyle geri püskürtülecektir. Onlara fırsat vermeyeceğiz. Biz sessiz kalırsak birkaç yüz tane gözü dönmüş eli kanlı terörist Diyarbakır’a zarar vermeye devam eder. Ama Diyarbakır’da da, Tatvan’da da, diğer vilayetlerde artık bölge sakinlerinin barışı daha yüksek sesle istediklerini arzu ettiklerini ifade etmeleri gerekiyor” dedi.