Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP’nin 1 Kasım’daki eylem çağrısı ile ilgili, "Vatandaşlarımızın hiçbir şiddet olayının içinde yer almamaları gerekir. Şiddet üzerinden hak talep etmek dünyanın hiçbir yerinde kabul görmez, hiçbir demokratik ülkede şiddet kullanarak, etrafa zarar vererek hak talebi mazur görülemez" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Hasan Tanık Camii’nde cuma namazını kıldıktan sonra gazetecilere açıklama yaptı. Aksaray’dan Yalvaç’a giden minibüsün devrilmesi sonucu 15 kişinin hayatını kaybetmesi ile ilgili Başbakan Davutoğlu, yaralı bir kişinin daha ölmesi sonucu minibüs kazasında ölenlerin sayısının 16 olduğunu belirterek, "Allah rahmet eylesin. Yaralılara gereken müdahaleler yapılıyor. İnşallah yaralılarımız bir an önce şifa bulur. Minibüsün kapasitesinin üstünde yolcu alması temel sebebiyet veren husus. Bütün vatandaşlarımıza, bütün işverenlere, bütün şoförlerimizden cuma günü şu ricada bulunuyorum. Kendilerinin ve yanlarında çalıştırdıkları kardeşleri olan işçilerin yararını göz önünde bulundursunlar, onların mutlulukları, onların hayatları garanti edilmeden kazanılan hiçbir para, kazanç gerçek anlam vermez" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, yasal olarak işçilere sağlanan imkanları sonuna kadar uygulamalarının onlar için görev olduğunu dile getirerek, "İşçilerimize de rica ediyorum, haklarının takipçisi olsunlar. Hiçbir şekilde yasa olarak onlara tanınan hakların ihlal edilmesine izin vermesinler. Hükümet olarak bütün bu kazaları ve diğer gelişmelerle ilgili yakın takip içindeyiz. Ancak bütün insanlarımızın, vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve bu çerçevede adım atması kazaları ancak ve ancak engeller" şeklinde konuştu.

HDP’nin 1 Kasım’daki eylem çağrısına ilişkin olarak ise Başbakan Davutoğlu, şunları dedi:

"Bu olaylardan ders alınmadığını gösteriyor. Ben bütün vatandaşlarımıza başka bir çağrıda bulunuyorum; hiçbir şiddet olayının içinde yer almamaları gerekir. Şiddet üzerinden hak talep etmek dünyanın hiçbir yerinde kabul görmez, hiçbir demokratik ülkede şiddet kullanarak, etrafa zarar vererek hak talebi mazur görülemez. Bütün valilerimize talimatlar gitmiştir. Kesinlikle kamu düzeninin bozulmasına izin verilmeyecek. HDP ve diğer yasal zeminde mücadele ettiğini, siyasal mücadele yürüttüğünü, barışçıl bir siyasi parti olduğunu göstermenin vaktidir. Bu tür çağrılarla halkı sokağa dökmek siyasal yöntem değildir. Toplantı ve gösteri hakkını kullanmanın belli kuralları var. Bu kurallar yerine geldiğinde bu hakkını kullanabilir. Ama bu kurallar ihlal edilip, halkımız şiddete teşvik edilirse, bu şiddetin en büyük zararı bu şiddet çağrısı yapanlara döner. Halkımızı sükunete, basirete, özellikle bölgedeki kardeşlerimiz, vatandaşlarımızı bu tür şiddet çağrılarına kesinlikle cevap vermemeye davet ediyorum ve huzur içinde hep beraber meseleleri barışçıl bir ortamda konuşmak imkanı varken, sokağa dökülme çağrıları hiçbir şekilde yasal da değildir, iyi niyetli de değildir, çözüm perspektifine ve şu ana kadar yürüttüğümüz samimi çabalara zarar verici mahiyettedir. Ümit ederim HDP yetkilileri gelişmelerden gerekli dersi alırlar ve gerçek bir siyasi parti gibi davranma yönünde hareket ederler. Siyasi partilerin toplumsal huzuru koruma sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu yerine getirmeleri ve bu sorumluluk içinde davranmalarını bekliyoruz."