ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, gençlerin bütün insanların saygıya, hürmete, ihtirama layık oldukları bilinciyle davranmalarını isteyerek, "Nerede olursa olsun, insan onurunu zedeleyen bir davranış varsa, onu zedeleyen davranışı kim yaparsa yapsın ona karşı çıkın, onuru zedelenen kim varsa, onun yanında olun" dedi.

Başbakan Davutoğlu, 81 ilden gelen gençlik temsilcilerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti.

Törende konuşan Davutoğlu, bugünlere kolay gelinmediğini belirterek, iktidara geldiklerinde, her şeyden önce, ülkenin üzerindeki kısıtlayıcı, baskıcı atmosferin dağılması, gençlerin önünün açılmasını istediklerini kaydetti. 

Çankaya Köşkü'nde 12 yıl önce, dönemin Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında çıkan tartışma üzerine yaşanan ekonomik krizde, gençlerin geleceğinin nasıl karardığını herkesin hatırlayacağını anlatan Davutoğlu, "Bir gecede faiz yüzde 7 bin 300'lere fırladı, ertesi gün gençlerin 'Acaba meslek sahibi olabilir miyim' diye planlama yapmasına gerek kalmamıştı. Çok iyi hatırlarım, 2001'de Stratejik Derinlik Kitabı'nı yazıyor, bir taraftan da ders veriyordum. Türkiye'nin sadece kendisi için değil, başka ülkeler için de uluslararası alanda adalet arayışı içine gireceği bir vizyon belirlemesi yapmaya çalıştığımda, birçok insan bu çabayı tebessümle karşılamıştı" diye konuştu.

- "Özgürlükçü ortam için gayret sarf ettik"

Başbakan Davutoğlu, dünyada nerede bir forum, platform, düşünce varsa orada özgün bir görüş getirecek Türkiye Cumhuriyeti temsilcisi olmasını hedeflediklerini vurgulayarak,  şunları söyledi: 

"Son 12 yıl içinde bir taraftan düşünce özgürlüğünü kısıtlayan, gençlerin önünün tıkayan baskıcı geçmişi unutturmak için olağanüstü hali, devlet güvenlik mahkemelerini, EMASYA'yı kaldırdık, eğitim yasaklarını, başörtüsü dahil kılık kıyafetle ilgili yasakları kaldırdık. Bütün bu karabulut gibi gençlerin geleceği üzerindeki ortamı temizledik ve özgürlükçü bir ortamın ortaya çıkması için gayret sarf ettik. Sonra da büyük bir kurumsal yenilenmeye yöneldik."

- "Geleceğin meselesi ihmal edilmiş olur"

Göreve geldiklerinde 76 olan üniversite sayısını 193'e çıkardıklarını, Anadolu'ya her gittiğinde, ilk önce üniversitenin durumunu sorduğunu aktaran Davutoğlu, "Diğer konular ihmal edilirse, edilmemeli ama bugünün meselesidir. Ama eğer üniversiteler ihmal edilirse geleceğin meselesi ihmal edilmiş olur" diye konuştu. 

Başbakan Davutoğlu, illerdeki yurt sayısını, kredi ve burs miktarlarını yükselttiklerini ifade ederek, "Demokrasiyi inşa ederek, yaygınlaştırarak, özgürlükçü ortamı teşvik ederek, sizin zihinlerinizin önünü açtık, kurumsal yapıyı güçlendirerek sizin istikbalinizin önünü açtık" dedi. 

Gençlerin "insan onuru" kavramını temel şiar edinmesini isteyen Başbakan Davutoğlu,  konuşmasına şöyle devam etti:

"İnsan onuru etrafında, bütün insanların saygıya, hürmete, ihtirama layık oldukları bilinciyle davranın. Nerede olursa olsun, insan onurunu zedeleyen bir davranış varsa onu zedeleyen davranışı kim yaparsa yapsın ona karşı çıkın, onuru zedelenen kim varsa onun yanında olun. Din, mezhep ayrımı yapmayın, etnik ayrım yapmayın. Tamamıyla bütün odağınızı insan onuru üzerine odaklandırın. Bu çerçevede, dünyanın öbür köşesinde bile insan onurunu zedeleyen bir davranış varsa gençlerin o davranışa karşı seslerini yükseltmeleri, tabiri sadece ses yükseltme anlamında söylüyorum ama gerektiğinde o davranışa karşı isyan duygusuyla harekete geçmelerinden daha doğal bir durum yoktur. Dünyanın öbür köşesinde eğer bir olay oluyor da siz genç olduğunuz halde gazete sayfalarında bunu görüp ona tepki vermiyorsanız, kusura bakmayın yaş olarak genç olabilirsiniz ama psikolojik olarak genç değil sinizdir. Genç denilen insan, nerede bir haksızlık, nerede bir insan onurunu zedeleyen bir davranış, zulüm görürse, kime yapıldığı ayrımını gözetmeksizin ayağa kalkar ve ona karşı sesini yükseltir. Biz gençliğimizde bunu şiar edinmiştik."

- "Sizi sınırlayan hiçbir şey yok"

Gençlik yıllarından örnekler vererek, dünyanın neresinde olursa olsun haksızlığa karşı seslerini yükselttiklerine vurgu yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, gençlere şöyle seslendi:

"Hiç çekinmeyin, siz özgür ülkenin çocuklarısınız. Artık ne tek parti ne darbe ne cunta dönemindeyiz ne 12 Eylül'deyiz ne 28 Şubat'ta. Sizi sınırlayan hiçbir şey yok. Yanlış bir şey gördüğünüzde sesinizi yükseltmekten hiç çekinmeyin. Dünyanın neresinde olursa olsun birine zulüm yapıldığında mutlaka ayağa kalkın ve tarihi yaşayın. Bu çok önemli, tarihi yaşayın, anı yaşayın. Bu tarihin içinde aktığınızı hep hissedin. Tarihten kopmayın. Suriye'de bir olay mı var. Bilmiyorum ne kadarınız bir mülteci kampına gitti ama sadece güzel günlerde bir arada olmak değil, gidin mülteci kamplarına sizin yaşlarınızdaki gençlerin nasıl zulümden kaçarak geldiklerini görün, gözleyin, hissedin, ellerinden tutun. Kim oldukları önemli değil, Müslüman mı, Hristiyan mı, Arap mı, Türkmen mi, Kürt mü, Sünni mi, Şii mi, hiç önemli değil. İnsanı elinden tutmaktan daha güçlü bir şey yoktur. Gidin ve o çocuğun elinden tutun."

(Sürecek)