ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin, "Arkasında gerçekten çok ciddi bir aklın olduğu belki bir ya da bir kaç devlet aklının olduğu bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Dolayısıyla buradaki mesele bir istihbarat meselesinden öte gerçekten çok yoğun, çok iyi planlanmış, çok iyi organize edilmiş bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımız meselesidir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Kurtulmuş, toplantıda, Ankara’daki terör saldırısıyla ilgili çok ayrıntılı  müzakereler yapıldığını belirtti.

Terör saldırıları düzenleyen örgütlerin en önemli amaçlarından birinin hem içeride birliği, bütünlüğü kaybettirmek hem kavga ve çatışma alanları çıkartmak olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Ama en önemli amaçlarından birisi de 1 Kasım seçimlerinin güvenliksiz bir ortamda yapılmasını sağlamak. Buna inat inşallah bütün güvenlik birimlerimiz, her türlü sorumluluklarını sonuna kadar yerine getirerek, 1 Kasım seçimlerinin güvenli bir ortamda yapılmasını sağlayacaklar. Bu süre içinde siyasi partilerimizin hepsinin ortak olarak, 1 Kasım seçimlerinin güvenlik içinde yapılmasını sağlamak için düşmanlık dilini değil, rekabet dilini kullanan bir kampanya yürüteceklerine inanıyorum. Vatandaşlarımız endişe etmesin. İnşallah 1 Kasım’ı huzur içinde güvenlik içerisinde yapacağız."

Şırnak’ta terör örgütü mensubu olduğu söylenen kişinin cesedinin, polis aracının arkasından sürüklenmesiyle ilgili başlatılan soruşturmaya da değinen Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Bu bir insanlık suçudur. Bu bir insanlığa karşı işlenmiş olan suçtur, vahşettir, kabul edilemez. Herhangi bir insan, kimliği ne olursa olsun, hatta güvenlik kuvvetleriyle elinde silahla çatışan bir terör gurubu mensubu olsa bile öldüğü andan itibaren her insanın cesedi hürmete şayandır. Çünkü insan onuru insan hakkı bunu gerektirir. Bunları ilk günden itibaren söylemiş, ilk günden itibaren bu olayın gerçeğinin ortaya çıkması için bir soruşturma başlatılmıştı. Bugün İçişleri Bakanlığının ilgili müfettişleri, bu iki emniyet görevlisiyle ilgili açığa alma kararı, görevden uzaklaştırma kararı aldılar. Soruşturma tamamlandıktan sonra gerekli işlemler yapılacaktır. Bunu da kamuoyuyla paylaşmayı, özellikle siyasi ortamın bu kadar gerildiği noktada önemli bir hassasiyet olarak ifade etmek istiyorum.”

-İsrail’in Filistin’deki saldırıları

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıda ele alınan diğer konunun da Filistin ve Gazze’de, İsrail hükümetinin yeniden gündeme taşıdığı saldırgan tavırlar olduğuna işaret  etti.

Uzun süredir Mescidi Aksa’nın Filistinli Müslümanlara yasaklanması kararını uygulayan İsrail’in, güvenlik kuvvetlerinin ve  zaman zaman gayri meşru yerleşimcilerin gücüyle Filistinlilere Batı Şeria, eski Kudüs ve Gazze şeridini yeniden yaşanmaz hale getirdiğini anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

“Geçen cuma gününden bu yana yapılan saldırılarda maalesef bir çocuk olmak üzere, 13 yaşında çocuklar olmak üzere 12 kişi İsrail güvenlik kuvvetleri tarafından öldürülmüştür. Çok sayıda kişi tutuklanmış, çok sayıda insanın evleri tahrip edilmiş, çok sayıda insanın evine baskın düzenlenerek İsrail’deki Filistin topraklarında yaşayanlara hayat zindan edilmeye tekrar başlanmıştır. Bunu kabul etmediğimizi, asla kabul etmeyeceğimizi, İsrail bu saldırgan tavrını uygulamaktan vazgeçmedikçe Ortadoğu’da İsrail-Filistin barışının sağlanamayacağı ve Ortadoğu’da suların durulamayacağını bir kere daha ifade etmek isterim. Filistin topraklarında özellikle Doğu Kudüs’te üç kutsal dinin bir arada bulunduğu, Doğu Kudüs’te, Müslümanların kutsal Kabesi olan, ilk kıblesi olan Mescidi Aksa’nın bu şekilde baskı altına alınmasını hem insan hakları bakımından hem inanç özgürlükleri bakımından hem de bir ülkede Filistin Devleti’nin egemenliği altında bulunan toprak olması dolayısıyla kabul etmediğimizi bir kere daha ifade ediyoruz.”

Kurtulmuş, “İsrail’in bu saldırgan, bu uzlaşmaz insan haklarına aykırı tutumlarından bir an evvel vazgeçmesini, bir insanlık ödevi olarak ifade ediyor, bölgenin selameti bakımından İsrail’in Mescidi aksa üzerindeki baskılarının sona ermesinin şart olduğunu da ilan ediyoruz” ifadesini kullandı.

-“Rusya’dan ortak askeri komite teklifiyle ilgili cevabı beklenmektedir”

Toplantıda, Rus savaş uçaklarının Türk hava sahasını ihlal etmesi konusunun da ele alındığını dile getiren Kurtulmuş, “3-4 Ekim tarihlerinden itibaren Rus savaş uçakları, Suriye-Türkiye sınırını iki kere ihlal etmiş, bu ihlallerden sonra ilgili makamlarımız tarafından Rusya Federasyonu’na gerekli uyarılar yapılmış, bu ihlallerin eğer yanlışlıkla olduysa bunların görüşülmesi için sınır ihlallerine karşı ortak bir askeri komitenin çalışılması teklifi iletilmiş ve bu tekliflerimiz karşısında Rusya’nın cevabı beklenmektedir" dedi.

“Biz Türkiye ile Rusya ilişkilerini Suriye’deki bu gerilimin parçası haline getirilmeyeceğine, Rusların da bu hususa özen göstereceğine inanıyoruz” diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, kendi topraklarını koruyacak, kendi egemenliğini koruyacak durumundadır. Türkiye’nin egemenliğini korurken yapılan sınır ihlallerinin de gerçekten Türkiye’nin tahammül edemeyeceği ve kabul edemeyeceği durum olduğunu ifade etmek istiyorum. Rusya’nın da Suriye’deki yeni oyunun parçası olarak Türkiye’yi karşısına almayacağını ümit ediyorum. Bu çerçevede Rusya ile olan ilişkilerin hassasiyetine dikkat ederek, uzun yıllardır süren ekonomik siyasi ve ticari ilişkilerimizin hassasiyetine dikkat ederek ama Türkiye’nin egemen bütünlüğünü koruyarak bu sınır ihlallerine karşı tavrımızı sürdürmeye devam edeceğiz ve ümit ederim ki hem Rusya bu ihlallerden vazgeçecektir hem de Suriye bugünkü bütün güçlerin işin içerisine girdiği bir satranç tahtası olması durumundan bir an evvel uzaklaşacaktır. Suriye’de kalıcı ve gerçekten hakkaniyetli bir barışın sağlanmasının da Suriye sorunun çözümünün parçası olduğunu biliyor ve bunu bir kere daha ifade ediyoruz.”

-"Çok üst düzey bir yargı görevlisine yapılacak intihar saldırısı..."

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kurtulmuş, “Saldırıdan sonra Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklama vardı, özellikle Kuzey Irak’tan Türkiye’ye canlı bombaların girdiğine dair ihbarlar olduğunu söyledi. İki canlı bombanın yakalandığını ifade etti. Bugün yaptığı bir açıklamada da bir listeden söz etti, bir intihar eylemini gerçekleştirebilecek isimlerin listesinden  söz etti. Bir intihar eylemci listesi varsa neden gereken yapılmıyor, eyleme dönüşmesi mi gerekiyor?” şeklindeki  soru üzerine şunları ifade etti:

“Çeşitli terör örgütlerinin Kuzey Irak ya da Suriye'nin kuzeyinde iktisatlı olan bir çok terör örgütünün çeşitli adlarla isimlendirmiş olduğu fedai gurupları var. Buradaki isimlerden kasıt, tek tek isim Ahmet, Mehmet manasında isimler değildir. Fedai gruplarının listelerinin olduğu biliniyor. İstihbarat birimlerimiz bununla ilgili istihbarat bilgileri alıyorlar. Ayrıca bu istihbarat örgütleri, canlı bomba meselesinde isimler, insanlar ayrı şekilde geliyor, bombalar ayrı şekilde geliyor büyük ihtimalle eldeki doneleri üst üste koyduğunuz zaman. Bunlar herhangi bir şekilde birbirlerini tanımadan o terör örgütüne muzahir olan şehirlerdeki örgütlenmelerin hiç birisiyle işbirliği ortak hareket içinde olmadan eylemlerini yapıyorlar. Bununla ilgili olarak çok titiz iz sürülüyor. Bunlarla ilgili Sayın Başbakanımızın da açıkladığı, mesela Ankara'da geçtiğimiz günlerde çok üst düzey bir yargı görevlisine yapılacak intihar saldırısı bu bilgiler ışığında, bu istihbaratlar değerlendirilerek önlenmiştir."

Çok sayıda bilgi alındığını, bunun bir kısmının doğru, bir kısmının yanlış olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir kısmını değerlendiriyorsunuz, yakalıyorsunuz ama maalesef terör o kadar organize o kadar güçlü bir şekilde hareket ediyor ki yakalayamadıklarımız da var. Şunu da çok açık söylemek lazım, belki bu terör örgütlerinin arkasında bir takım istihbarat lojistik destekleri de var, kendi güçlerinin dışında, ortak çalıştıkları noktalar olabilir. Başka istihbarat birimlerinden istifade ettikleri noktalar olabilir. Bunların hepsi titiz şekilde çalışıyor. Efendim, keşke bu istihbarat önceden alınabilseydi, doğru ama kusura bakmayın bunu bir mazeret üretmek için söylemiyorum ama olayın zorluğunu görmek bakımından söylüyorum, dünyanın en iyi korunan yerlerinde bile, dünyanın en kuvvetli istihbarat birimlerinin süzgeçlerini aşarak geçen terör örgütlerinin terör saldırılarına hep beraber şahit olduk. 11 Eylül saldırıları bunlardan birisi. Londra metrosunun patlatılması bunlardan birisi. İstanbul'daki HSBC saldırıları bunlardan birisi. Madrid'deki saldırılar bunlardan birisi."

-"Arkasında çok ciddi bir aklın olduğu terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık"

Terör örgütünün sadece bombayı taşıyan canlı bomba ya da ona emri veren üç adamdan ibaret olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Arkasında gerçekten çok ciddi bir aklın olduğu belki bir ya da bir kaç devlet aklının olduğu bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Dolayısıyla buradaki mesele bir istihbarat meselesinden öte gerçekten çok yoğun, çok iyi planlanmış, çok iyi organize edilmiş bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımız meselesidir. Bununla ilgili olarak, çoğu açıklanmıyor bile bunların. Her hafta her gün rutin olarak bir çok istihbarat bilgisi değerlendiriliyor, bunların bir kısmı yanlış bilgi, bir kısmı doğru bilgi. Doğru bilgi olduğu zaman onlar yakalanıyor, bunlarla ilgili gerekli işlemler yapılıyor. Ama şu da var ki emniyet güçlerimizin istihbarat birimlerimizin 'Ben falanca örgütün canlı bombasını yakaladım' diye propaganda yapması doğru değil. Çünkü yakaladığınız elemanlar üzerinden o örgütün başka birimlerine ulaşmak imkanınız olacak. Dolayısıyla zor süreç. İşin en zor kısmı burasıdır."

(Sürecek)