Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhuriyetin devletin ve aziz milletinin haklı sevinci, namusu ve en büyük nimeti olduğunu söyledi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhuriyetin 91. yıldönümü sebebiyle yayınladığı mesajda, “Şerefli ve şanlı bir geçmişe sahip, devlet olarak daima var olmak azmini hiç yitirmeyen aziz bir milletin 91 sene önce temelini attığı Cumhuriyetimiz; hak adalet ve özgürlüklerin karakterize ettiği, vatandaş temelli ve devlet-millet uzlaşmasına dayanan yönetim biçimidir” dedi.

‘VATAN VE DEVLET KAVRAMLARI’

Destici, açıklamasında, “Maalesef bu ülkede bilerek veya bilmeyerek, bilgi ile insan arasındaki engellerin tamamen ortadan kalktığı bir devirde, hâlâ, elindekinin kıymetini bilmeyenlerin kötü akıbetleriyle alakalı yaşanmışlıklardan ders almayanlar Cumhuriyet kavramını itibarsızlaştırmaya ve içi boşaltılmaya çalışılmaktadır. Şerefli tarihimizle, dini ve milli değerlerimizle sorunlu olan bir kesim, 29 Ekim 1923’ü, dünyanın en erdemli devletlerinden birinin bize mirası olarak değil de, reddi mirasın resmen başlatıldığı tarih olarak dayatmaya devam etmektedir. Zihninde ve gönlünde vatan ve devlet kavramları aşınmış kozmopolit bir başka bir kesim ise, 29 Ekim 1923’ü ve sonrasını; üç bin yıllık Türk, bin yıllık İslam tarihi içerisinde, engin devlet geleneğimizin son halkası olduğu gerçeğini inkâr edip, mesnetsiz tarih ve din tezleriyle içini boşaltıp bindiği dalı ahmakça kesmeye çalışmaktadır” diye konuştu.

‘HER TÜRLÜ İMKANA SAHİBİZ’

BBP Genel Başkanı Destici, mesajında şunları kaydetti:

“Bize göre 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen ve 91 yıldır hem içten hem de dıştan sarsanlara inat dimdik ayakta duran Cumhuriyetimiz, Türkiye devletinin ve aziz milletimizin haklı sevinci, namusu ve en büyük nimetidir.”

Destici, Cumhuriyetimizin geçmiş devlet tecrübelerimizi göz önüne aldığımızda oldukça genç olduğunu anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "İyi niyetli çabalara, acı ve meşakkatli tecrübelere rağmen zaman içinde yasal ve kurumsal alanda atılan adımlara kendini geliştirmeye çalışmıştır. Buna rağmen en önceki hedefi sayılan devlet-millet uzlaşması olması konusunda ‘tam’ bir başarı sağlayamamıştır. Hala katılımcılığın, paylaşımcılığın, vatandaş-merkezciliğin, sosyal hukuk devleti niteliğinin, millî iradenin üstünde veya yanında herhangi bir dâhilî veya haricî âmir veya ortak tanımayan tam Parlamentarizm’in işleyişinde ciddi sıkıntılarla mücadele etmekteyiz. Bunun en büyük nedeni; adil, katılımcı, paylaşımcı, tam demokratik, yaşanmış tarihi tecrübeye, millî tarihin, millî kültürün ve millî geleneklerin ruhuna uygun bir anayasaya sahip olmamamızdır! Oysa devlet ile toplum arasındaki bağın sıkılığını en son limitine kadar pekiştirecek, ileride değiştirilmesini zorunlu kılacak herhangi bir ihtilâf ve kamu vicdanına aykırılık ihtiva etmeyen ve son karar mercii olan Türk halkının önüne konulup onayı direk milletten alınan bir anayasa sahip olacak 91 yıllık olgunluğa ve her türlü imkâna sahibiz. Bunda en büyük sorumlu olanlar ise elinde imkân olduğu halde mevcut sağlıksız anayasanın muhalefetteyken şikâyet ettikleri ama iktidara geldiklerinde değiştirmeyi bile akıllarına getirmeyen geçmiş ve mevcut siyasi iktidarlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhuriyet’in lafzına sahip çıkan, ama onun gerçekleşmesinden ve vatandaşlıktan uzak bir devlet görünümünün avantajlarını iktidarlarını kaybedene kadar tepe tepe kullanan siyasi iktidarlar devletimizin değiştirilemez nitelikleri ile aziz milletimizin vazgeçilemez değerlerinin mutlaka gerçek “demokrasi” ile uzlaştırarak Cumhuriyetimizi gerçek temeline kavuşturmalıdır."

Ülkemize ve insanlarımıza iyi bir gelecek bırakmak istiyorsak, idealimizdeki geleceğin korku ve endişelerimizden uzak bir gelecek olması için hiç bir vesayet altına girmeden, bağımsız bir şekilde, kınayanların kınamasına aldırmadan, bizzat hayat sebebimiz olan değerlerimize öncelik tanımalı ve o değerlere olan borcumuzu yerine getirmemiz gerektiğini belirten Destici, "En önemli değerimiz Cumhuriyetimiz ve devletimizdir. Çünkü biz, atalarımızdan özgür, müstakil, temiz ve kutlu bir vatan ve faziletli bir Cumhuriyet teslim aldık. Torunlarımıza da özgür, müstakil, temiz ve kutlu bir vatan ve faziletli bir Cumhuriyet teslim etmeye mecburuz! Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal Harbi kahramanlarımızın, dökülen kanlarıyla bu toprakları bizlere vatan yapan, vatanımızın ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü için can veren aziz şehitlerimizi şükran ve minnetle anıyor aziz Türk milletinin Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimle tebrik ediyorum.”