Başbakan Ahmet Davutoğlu, belediye başkanlarına seslenerek, “Önce şehrin talebesi olalım. Diz çökelim şehrin önünde özellikle İstanbul gibi bir şehrin” dedi.

Esenler Belediyesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen ’Geleceğin Şehri Sempozyumu’ programı gala yemeği Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.

2010 Avrupa Başkenti Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen gala yemeğine Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı ve Baş Müzakereci Volkan Bozkır, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü İsmail Yüksek ve diğer katılımcılar yer aldı.

Gecede bir konuşma yapan Başbakan Davutoğlu, “İnsan, zaman ve mekan şehirlerde buluştuğu zaman, bir kültürü idrak ettiği, geliştirdiği ve aktardığı zaman tarih o milleti özne yapar. Mekan oluştan gelir. Bütün kadim kültürler mekanla insanın buluştuğu yerde kurmuşlardır” dedi.

“Roma’da Yeditepe üzerindedir, İstanbul’da 7 tepe üzerindedir” diyen Başbakan Davutoğlu, “Her bir tepe insanda eğer o tepeleri doğru bir şekilde umrana dönüştürseniz o andan itibaren tepelerin gökyüzü ile buluşması toprak ile havanın buluşması, Haliç’in, Boğazın etrafında yalılarla diğer mekanlarla buluşması su ile toprağın buluşmasıdır. Onun için İstanbul’un Mihrimah Sultan Camileriyle güruh ve şafak vaktinde güneşle buluşması Enasarı Erbaa’nın bir araya gelmesi demektir. Şehir sadece değişik inşaat malzemesi ile rastgele düzenlenmiş bir mekan değildir” dedi.

“NEW YORK’UN KADİMİ YOKTUR”

“Kadim şehirde metafizik ile fizik buluşurdu” diyen Davutoğlu “Kadim şehrin, esası uyumdur. Bazı şehirler vardır kadimi yoktur modernitesi vardır. Küreselleşmeye doğru gider, New York gibi. New York’un kadimi yoktur. Hatta belli ölçülerde Paris gibi. Eğer New York sokaklarında yürüseniz şehre nüfuz edemezsiniz. Şehir size nüfuz edemez. Bir büyük tünelin içinde kaybolan sizi ezen koridorlarda labirentlerde yürüyor hissine kapılırsınız. Ne sizi kendi varoluşuna davet eder Mardin gibi Kudüs gibi. Ne siz onun varoluşuna nüfuz edebilirsiniz. Şehir size dokunmaz siz şehre dokunmazsınız” dedi.

İnsanların bir birini selamlaması gereken alanlarda, ne binalar insanı boğmalı nede insanlar birbirilerini dışlamalı diyen Başbakan Davutoğlu, “Bin yılı devirememiş olan şehir gerçek anlamda bir mekan gerçek anlamda tarihin testinden geçen bir şehir değildir şeklinde konuştu.

“ŞEHİRLERİNİ KORUYAMAMIŞ DEVLETLER GÜÇ KAYBEDECEKLER”

“Gelecekte devletler üst yapılar olarak gittikçe şehirleri olan devletler güçlü olacak. Şehirlerini koruyamamış devletler güç kaybedecekler” diyen Başbakan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şehri siz şekillendiremezsiniz. Kültürü olan şehri siz idrak edersiniz ve onunla birlikte kendi ruhunuz şekillendirdikçe şehir sizinle birlikte şekillenir. Maalesef öyle uygulamalar yaşandı ki. İstanbul’un ortasında açılan o bulvarların kaç mescide, kaç külliyeye, kaç camiye mal olduğunu biliriz. O acaba modernleşmemiydi? Birbirine bakan evler yerine o bulvarlar üzerinde caddeler üzerinde apartmanların doğması o bulvarlarla bütünlük arz edebiliriz. Ama insanlarla bütünlük arz edemedi. Kadimi koruyamazsak o kadimdeki şehir kültürünü yeni inşa malzemelerle ama eskimeyen bir ruhla inşa edemezsek, ümranımızı kaybederiz. Belki kentler yaşar ama şehirler ve ümran ruhunu kaybeder. Mimar Sinan Selimiye Cami’sini neden Edirne’ye yaptı? Çünkü öyle bir eser ortaya koymak istedi ki o şehirde sadece Selimiye vardır ve her şey Selimiye’ye göre ayarlıdır.”

“GELECEĞİN ŞEHRİ İÇİN ÖNCE ŞEHİR OLMAK LAZIM”

“Modernleşmek New York’u tekrar etmek anlamına gelmez” diyen Başbakan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhuriyet dönemi 50-60’lı yıllarından itibaren kamu binaların bakın. Tek düzedir. İklim farkı, mekan algısı yok. Acaba bu malzeme burada gider mi yok. Bir bakarsınız Kars’taki taş binaların yanına anlamsız betondan oluşan okullar kamu binaları yapılır. Ya da Selçuki mimarisinin yanına dikdörtgen eserler ortaya çıkar. Geleceğin şehri için önce şehir olmak lazım. Şehri idrak etmek lazım. Şehri idrak etmek için çevreyi mekanı idrak edeceksiniz. O mekanda gözünüze rahatsızlık verecek hiçbir şey yapmayacaksınız.”

“İSTANBUL DÜNYANIN ÖRNEK ŞEHRİDİR”

İstanbul’un, Kadimden moderniteye, moderniteden küreselleşmeye geçişte dünyanın örnek şehri olduğun vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “15 milyonu aşmış dünyada hiçbir şehir yoktur İstanbul kadar kadim olan. İstanbul ikinci Roma kabul edilir. 1960’lı yılların arından cami mimarimiz Yeditepe’deki sur içindeki o mimarinin yanında mütevazi ve gözü yormayan bir bütünlük arz edebildi mi. Bütün bunları düşünmek zorundayız. Yaşayan dokuyu değiştirmek mümkün değil. İstanbul’un farkı ve zorluluğu burada. İstanbul moderniteyi yoğun yaşadı. Küresel bir şehir olma yolunda. Yaşayan bir yapı İstanbul Onu durduramayız. Onu durduramayacaksak İstanbul’a gelecek nesillere devredeceğimiz konusunda özeni göstermek lazım. Bir şehrin geleceğini planlamak la bir ülkenin geleceğini planlamak arasındaki irtibatı iyi görmek lazım. 50’li 60’lı yılarda Türkiye’deki sosyo ekonmik dönüşüm kontrolsüz ve kendi tesadüfü içinde gelişmemiş olsaydı, İstanbul bugün daha az nüfusta ama yine aynı iddialarla geleceğe hazırlamamız mümkün olabilirdi” dedi.

“ŞEHRE OTORİTE KULLANMAYA KALKMAYALIM”

Konuşmasının sonunda Belediye Başkanlarına seslenen Davutoğlu, “Her şehir aslında kadim ve köklü bir şehirse bir hocadır. Yeter ki biz talebe olduğumuz bilelim. Şehre hükmetmeye kalkmayalım. Şehre otorite kullanmaya kalkmayalım. Özellikle Belediye Başkanlarımız için söylüyorum. Önce şehrin talebesi olalım. Diz çökelim şehrin önünde özellikle İstanbul gibi bir şehrin. Esenler belediyesinden başlamak üzere bütün imar dairelerini ve çalışan herkesi İstanbul derslerine tabii tutalım ve bu dersi de İstanbul sokaklarında yapalım. Ondan sonra şehirde bir taşı bir taşa koyarken 10 kere 100 kere değil bin kere düşünürüz. Şehri değiştirmek yerine” şeklinde konuştu.