Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Genel Başkanı Hatip Dicle, 17 Aralık’ta Abdullah Öcalan ile görüşmeleri konusuna değinerek, "Çok önemli bir iş yapmaya çalışıyoruz. Görüşmeleri ancak hükümetle ve KCK yetkilileriyle belli bir istişareden sonra, kamuoyunun ve basının bilgilerine sunabiliriz" dedi.

DTK Eş Genel Başkanı Hatip Dicle, Demokratik İslam Kongresi’nin ‘Ortadoğu’da İslam ve Barış’ paneline katıldı. Cegerxwin Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen panele çok sayıda aktivist, yazar ve İslami STK’lar ile öğrenciler katıldı.

Dicle, "Bizim birçok zorluğumuzun olduğunu biliyorsunuz. Bu nedenle herkesin bizi anlayışla karşılayacağını umuyorum. Hassas bir konu, hassasiyetler gerekiyor. Onu da özellikle söylemek istiyorum. Öcalan veya KCK birimleri ya da DTK olarak, aslında şeffaflıktan yanayız. Yani orada ne konuşulduğunu, ne kararlar alındığını sizlere sunmaktan yanayız. Gelin görün ki bir de bunun ikinci tarafı vardır. O da hükümettir. Biraz daha hükümet tarafı olgunlaşıncaya kadar bu konularda hassas olmamızı istedikleri için, biz de o hassasiyetlere dikkat etmek zorundayız. Ancak şu müjdeyi verebilirim, Öcalan’ın deyimidir, 5-6 senedir burada sürdürdüğümüz diyaloğu bugün bir müzakere taslağı üzerinde anlaşmaya kadar ulaştırabilmiş durumdayız. Yani hükümetle sürdürülen görüşmeler, bugün belki de 200 yıldır bu topraklarda çok acılar yaşatan Kürt sorunları ve diğer sorunların çözümü yönünde, tarihi adımlar atabilmenin arefesindeyiz. Bu nedenle geldiğimiz süreç gerçekten hem panelde tartışılacak konulardır, hem de genel olarak Türkiye barışı açısından önemli bir aşamadır. Umarız ve dua ederiz ki bu süreç aklı selimin galip geldiği, burada başlayan müzakereler yoluyla varılacak barışın tüm Ortadoğu’da yaşayan herkese halklara ve inançlara barış getirdiği süreç olur" dedi.

"ÖCALAN SADECE KÜRTLERİN DEĞİL, TÜM TÜRKİYE’NİN SORUNUNU ÇÖZMEYİ ÜSTLENECEK"

Geldikleri sürecin Kürt tarafı olarak kıymetini bildiklerini belirten Dicle, "Taslağı incelemiş bir kardeşiniz olarak söyleyeyim, Öcalan’ın oradaki konumu Türkiye’deki bütün demokrasi sorunlarını, bütün mağdurların ve ezilmişlerin sözcülüğünü üstlenen bir konumdur. Orada yürütülecek müzakere, sadece Kürt halkının yıllardır dile getirdiği talepleri öne çıkaran bir müzakere süreci olmayacaktır. Türkiye’de yaşayan bütün halk ve inançların sorunlarına el atan ve orada çözüme varmayı hedefleyen bir pozisyonda olacağını belirtmiştir. Yani müzakere edilen konu bir demokrasi programıdır. Türkiye’nin nasıl demokratikleşeceği ve iç barışın nasıl sağlanacağı ile var olan ve bundan sonra da var olacak ola,n şiddete başvurmadan, barışçıl yollarla, siyasi yollarla nasıl çözülebileceğinin alt yapısını oluşturmakta. Yasal ve anayasal güvencelerini hazırlamaya dönük bir süreçtir. Dediğim gibi umarız ve Allah’tan niyaz ederiz ki bu süreç başarıyla noktalanır" diye konuştu.

Panel, daha sonra katılımcıların konuşmaları ile devam etti.