KIRŞEHİR (AA) - HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kendileri için "düşman parti" diye bir kavram olmadığını belirterek, "Hangi partiye oy verirse versin, bizim kardeşimizdir. Öyle yaklaşacağız. İnatla, ısrarla sizi tahrik etmeye, sizi provoke etmeye çalışacaklar. Siz asla bunlara aldırmayın" dedi.

Demirtaş, partisince Cacabey Meydanı'nda düzenlenen mitingde, sağlıktan eğitime, hayvancılıktan tarıma kadar insan onuru odaklı bir politikayı savunmanın her şeyden önce halkçı olmayı gerektirdiğini söyledi.

HDP'nin halkın partisi olduğunu savunan Demirtaş, "Biz halkın içinden çıkmış siyasetçiler değiliz. Halen halkın içindeyiz. Oradan çıkıp bir yere gitmiş değiliz. Halkın partisiyiz, halkın siyasetçileriyiz halen" dedi.

Kırşehir'de, HDP için çalışma yürüten, gönül veren, oy veren ve vermeyi düşünenlere ricada bulunan Demirtaş, provokasyonlara gelmemelerini istedi. Demirtaş, şöyle devam etti:

"Bizim için asla 'düşman parti' diye bir kavram yoktur. Hangi partiye oy verirse versin, bizim kardeşimizdir. Öyle yaklaşacağız. İnatla, ısrarla sizi tahrik etmeye, sizi provoke etmeye çalışacaklar. Siz asla bunlara aldırmayın. Çünkü bizim bu ülkede güçlü bir kardeşlik mesajı, barış ve beraber yaşama mesajı vermemiz lazım. Seçimi kazanmaktan çok daha kıymetli bir iştir. Çok daha kutsaldır barışı sağlamak, barışı kazanmak. Sizler barış sevdalısı kardeşlerim, bunların tahriklerine aldanmayın. Gece gündüz kimliklerimizi, mezheplerimizi meydanlarında yuhalatmalarına aldanmayın. Siz barışa inanın, barışa. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun, siz de biliyorsunuz ki her biri sizler gibi onurlu bir insandır ve göğüs kafesinin içinde bir kalp vardır. O kalbe dokunun. Oradaki insanla kucaklaşın."

- "İnanarak, öz gücümüzle kazanacağız"

Partilerinin düşman ilan edilmeye çalışıldığını iddia eden Demirtaş, bu düşüncede olanlarla aynı dili konuşamayacaklarını söyledi. 

Sabırla ve sükunetle bir seçim kampanyası yürüteceklerini aktaran Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:

"Biz aynı dille konuşamayız, onların diliyle, maalesef, hele hele Başbakan ve Cumhurbaşkanının diliyle konuşulsa, hepimiz öyle konuşsak Allah korusun burası Suriye'ye döner. Türkiye'yi Suriye'ye çevirir bunlar. Biz bunların bu çirkin, iftiracı, bu provokatif diline, tuzağına düşmeyeceğiz. İnanarak öz gücümüzle kazanacağız. Para gücüne dayanarak değil, zorbalık gücüne dayanarak değil, insani değerlerimize inanarak kazanacağız. Biz, bize bu zorbalığı dayatanlara elindeki güçle halkı ezmeye çalışanlara insanlığı öğreteceğiz. Bizim görevimiz, işimiz budur. İnsani değerleri ayağa kaldıracağız. Bu nedenle yürüyüşümüze 'büyük insanlık yürüyüşü' dedik."