Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, “Iraklılar kendilerini savunma sanatını çok iyi yapıyorlar. Kendi kendilerini savunabilirler, fakat bu savaş dengesizdir. Destek sadece askerler yönünden değil, hava desteği, lojistik destek ve eğitim yönünden önemlidir. Yurt dışından Irak’a gelen askerleri istememekteyiz. Irak’ta yabancı üslerin bulunması Iraklıların belleğini meşgul etmektedir. Bu bizi rahatsız etmektedir” dedi.

Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Türkiye ziyareti çerçevesinde TOBB ETÜ Üniversitesi’nde bürokrasi, akademik çevreler, Türkiye’de görevli diplomatik misyon mensupları ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Tesislerinde gerçekleşen toplantıya TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz ve TOBB ETÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Adem Şahin katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Caferi, Irak’ın bugün terörizmin kurbanlarından birisi olduğunu belirterek, “IŞİD Irak’a saldırdı. Musul’u işgal etti ve aldatıcı olarak kendine İslam devleti adını verdi. İslam’ın bu terör örgütüyle hiçbir ilişkisi yoktur. İslamiyet hiçbir zaman terörizmle ilişkilendirilemez. İslamiyet barıştan gelmektedir. Güvenliğin ihlal edilmesi ve ayrı zamanda bunu İslamiyet’e mal etmek doğru değildir. Bu IŞİD’İ oluşturan unsurlara baktığınız zaman onlar gerçekten Irak toprakları üzerinde savaşıyorlar. Fakat IŞİD’i oluşturan ve örgüte üye olan vatandaşlar dünyanın dört bir yanından geldiler” diye konuştu.

İçinde yaşadıkları bölgeye Allah’ın çok nimet bahşettiğini söyleyen Caferi, Petrol dünya rezervinin üçte ikisinin Irak’ta olduğunu ifade etti. 50’den fazla ülkenin bulunduğu bölge konusunda dünya ülkeleri arasında ihtilaflar söz konusu olduğunu ve söz konusu bu ayrımın kapısından da düşmanların girdiğini anlatan Caferi, "Aynı zamanda bulanık sularda balık yakalamak isteyenler bölgeyi karıştırmak isteyenler ve bu gruplarla ticaret yapanlar var” ifadesini kullandı.

Yeni hükümetin oluşturulduktan sonra politik etkenle güvenlik etkeni arasında ilişkinin söz konusu olduğunu kaydeden Caferi, “Hükümet bütün bakanlıkları oluşturdu ve bu hükümet herhangi bir tarafı dışlamadı. Herkes bu hükümette yer almakta. Irak toplumunu oluşturan bütün kesimler parlamentoda ve hükümette de temsil edilmektedirler” dedi.

“BENİM TAHMİNİME GÖRE İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARET HACMİ YÜKSELİŞ GÖSTERECEKTİR”

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Caferi, bir gazetecinin, Türkiye Irak ticari ilişkilerinde IŞİD terörü göze alındığı takdirde 2015 yılında iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin nasıl şekillenmesi beklendiğinin sorulması üzerine Caferi, “Benim tahminime göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi yükseliş gösterecektir. Irak’taki Türk şirketlerine ve Türk ürünlerine çok güvenmekte. Hükümet düzeyinde, parlamento düzeyinde ve halk düzeyinde geçerlidir. Irak halkı olarak Türk ürünlerine her zaman makbul ve kabul edilebilir ve kaliteli ürün olarak bakmaktadır. Politik ilişiklerimize gelince ikincil kaynağımızı oluşturmaktadır. Bu da çok önemli bir özelliktir. Bilindiği üzere daha önce soğukluk belli bir şekilde oluşmuş olabilir tabi bunun da yansımaları olmuştur. Üçüncü önemli unsur ise güvenliktir. Güvenlikte tabi ki Türk şirketlerinin belli bazı bölgelerde çalışmalarını engelledi. Hükümetimiz ısrarlı bir şekilde bu üç yönde ilerleme kaydedecek. Bütün ufuklarımızı Türkiye için açıyoruz ve benim kanaatime göre ticaret hacmi gitgide yükselecektir bundan sonra. Bu faktörler iç içe geçtikleri zaman sosyal yönden, güvenliğin düzelmesi gerçekleşmiş olan politik durum ve daha önce var olan boşlukları biz bugün üstesinden geldik. Bütün bakanlıklarımız oluştu. Yeni hükümetimizin politikası bütün ülkelerle ilişkilerimizi düzeltmek istiyoruz” karşılığını verdi.

“2015 yılı içerisinde ticari hacmimiz yükseliş gerçekleştirecektir” diyen Caferi, “Kısa bir süre içerisinde Sayın Başbakan Davutoğlu ülkemize bu ayın sonunda veya önümüzdeki ayın başında Irak’ı ziyaret edecek ve daha sonra Sayın Irak Başbakanı Haydar el-İbadi Türkiye’ye bir ziyarette bulunacaktır. Ondan sonra da bütün bakanlıklar herkes kendi alanında karşılıklı ziyarette bulunacaklardır. Bizlerde değerli kardeşimiz Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmelerimizi başlattık ve bizim ilişkilerimiz sadece politik ve medya üzerinde değil, yeniden onarım alanında da bu ilişkileri genişletmeyi amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

“IRAK’IN SAVAŞÇILARA İHTİYACI YOKTUR, IRAK KENDİ KENDİNİ SAVUNABİLECEK BİR ÜLKEDİR”

IŞİD’le mücadele konusunda yabancı ülkelerin müdahalesini istemediklerini hatırlatarak IŞİD ile tek başına nasıl mücadele edeceklerinin sorulması üzerine Caferi, şunları kaydetti:

"IŞİD bir düzenli ordu değildir. IŞİD çetelerden oluşan, şuradan buradan gelenlerden oluşmaktadır. Belli bazı bölgeleri mezhepsel yönden kışkırtmaya çalışıyorlar. Irak’ın savaşçılara ihtiyacı yoktur, Irak kendi kendini savunabilecek bir ülkedir. Birçok savaşa tanık oldu Irak. Iraklılar kendilerini savunma sanatını çok iyi yapıyorlar. Kendi kendilerini savunabilirler, fakat bu savaş dengesizdir. Destek sadece askerler yönünden değil, hava desteği, lojistik destek ve eğitim yönünden önemlidir. Yurt dışından Irak’a gelen askerleri istememekteyiz. Irak’ta yabancı üslerin bulunması Iraklıların belleğini meşgul etmektedir. Bu bizi rahatsız etmektedir. Tabi hava desteğini elde etmek bu doğal bir husustur. Keza aynı zamanda istihbaratı bilgilerin temin edilmesi ve bu sızmaya çalışan teröristlerin engellenmesi bakımından bunlar çok önemlidir. Bugün Irak topraklarında ve elde bulunan Irak Silahlı Kuvvetleridir tek başına. Biz hava desteği istiyoruz, lojistik istiyoruz, eğitim istiyoruz fakat Iraklı savaşçı kendi savaşını üstlenecektir.”