Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti’nin cumhuriyetle hesaplaşmadığını, tam tersine cumhuriyet tarihi boyunca yapılmayanları son 12 yılda yaparak cumhuriyetin hakkını verdiğini söyledi.

Çelik, Mersin’de AK Parti Akdeniz İlçe Teşkilatı’nın 3. olağan kongresine katıldı. Konuşmasında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Alevilere yönelik yeni bir açılım başlattığını belirten Çelik, bu açılımın bundan sonrasında Cumhuriyet tarihi boyunca dışlanmış ve ötekileştirilmiş Alevi kimliğine Türkiye’nin gerçek birinci sınıf yurttaşları olarak kimlik tanımlamasının yapılması olduğunu belirtti. Dersim tartışmalarını hatırlatan Çelik, geçmişte Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’yle ilgili tartışmalar sırasında TBMM’de yapılan bazı konuşmalara değinerek, "O dönemde CHP sözcüsü çıktı ve hepimizi hayretler içinde bırakan şu açıklamayı yaptı. ’Siz köylerin isminin değiştirilmesine karşı çıkıyorsunuz, ilçelerin, illerin isminin değiştirilmesine karşı çıkıyorsunuz ama egemen bir devletin köy ve yer isimlerini değiştirmeye hakkı vardır. Örneğin Bulgaristan. Oradaki Türkler, köylerinin isimlerini değiştiriyor’ dedi. Bunlar Meclis tutanaklarında var. Biz hayretler içerisinde kaldık ve oradaki soydaşlarımıza yapılan olumsuz uygulamaları bugün Türkiye’nin de yapması gerektiğini savunan bir açıklama yaptı. Sonra esas Dersim meselesine gelen konuşmasında şunları söyledi: ’Siz analar ağlamasın diyorsunuz ama Dersim’de öyle söylenmedi. Asayişi sağlamak için gereken yapıldı. Eğer analar ağlamasın denilseydi asayiş sağlanamazdı’ dedi. Örnek verdiği şeyle, geçmişte Kürt kardeşlerimize dönük devlet içerisindeki bir takım bürokratlarının olumsuz uygulamalarının devam etmesi gerektiğini söylüyor. Buna referans olarak da Dersim’de yapılan katliamı veriyor" dedi.

Çelik, geçmişte meşru çerçevede güç kullanması gereken bazı odakların ve bürokratların devlet içinde çeteleştiğini vurgulayarak, bu kişilerin Alevi kimliğini ötekileştirdiğini, başörtülü okula girilmesini yasakladığını, Kürtlerin kimliğini ve dilini yasakladığını kaydetti. Bu durumun kim tarafından yapılırsa yapılsın zulüm olduğunun söyleyen Çelik, bunun hiçbir şekilde meşru gösterilemeyeceğini belirtti.

AK Parti’nin bu zulmü milletin verdiği destekle kaldırdığını ifade eden Çelik, "CHP’deki problem şu; geçmişteki tek parti dönemini kutsamak için orada yapılan iyi şeyleri de kötü şeyleri de tek bir torbaya koyuyorlar. O sebeple de Dersim’de yapılanları savunarak geçmişte Kürt kardeşlerimize yapılan zulmün de doğru olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bulgaristan’daki soydaşlarımıza yapılanları, olumsuz uygulamaları savunarak bugün köy isimlerinin, yerleşim isimlerinin değiştirilmesini savunmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Dersim ile ilgili çeşitli tartışmaların yapıldığını aktaran Çelik, şöyle devam etti:

"Meselenin adını açık koymak gerekiyor. Eğer isyan değilse zaten yapılanlar başlı başına katliam. Diyelim ki isyansa, buna oturup tarihçiler karar verecek ama isyanı bastırmanın bile bir hukuku vardır. Diyelim ki isyandı ve böyle bir karar çıktı. İsyan diyenlerin tezini kendi mantığı tutarlı mıdır, değil midir diye tartışmak için bunu söylüyorum. Peki idam kararını uygularken baba daha çok acı çeksin diye oğlunu ondan önce gözlerinin önünde asmanın isyanı bastırmakla ne ilgisi var? Bu zulüm değil midir? Orada baba yalvarıyor, ’Önce beni asın’ diye. Bir insana ceza vermenin bile adaleti vardır. Ceza eğer meşru ise onu uygularken bile adalet sahibi olacaksınız. Bunun adı isyansa da değilse de oradaki uygulamaların adı katliamdır."

Çelik, o idam emrini verenin yanlış yaptığını, suç işlediğini belirterek, o operasyonlara emir verip daha sonra önemli yerlere gelen kişilerin anı kitaplarında, "Hayatımın bu dönemini hatırlamak ve anlatmak istemiyorum" ifadesinin yer aldığını söyledi.

"AK PARTİ CUMHURİYETİN HAKKINI VERİYOR"

AK Parti’nin cumhuriyetle hesaplaşmadığını, aksine cumhuriyet tarihi boyuncu yapılmayanları son 12 yılda yaparak cumhuriyetin hakkını verdiğini vurgulayan Çelik, şu görüşlere yer verdi:

"AK Parti cumhuriyet tarihi boyunca 70 yılda yapılmayanları 12 yılda yaparak, cumhuriyetin vatandaşına nasıl bir hizmet götürmesi gerektiğini herkese gösteriyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ’Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ demiştir. Bugün cumhuriyet, ülkenin her bir karışındaki vatandaşımıza hizmet götürüyorsa AK Parti sayesindedir. Cumhuriyetin çökmüş ekonomisini başarılı bir ekonomi haline getirmişse bu AK Parti sayesinde olmuştur. Geçmişte cumhuriyet adına hareket edenler Aleviye, Kürt’e, dindara zulmederken bugün cumhuriyetle Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarını ve bütün kimliklerini barıştıran AK Parti olmuştur. O sebeple hiç kimse kelime oyunu yapmasın. AK Parti cumhuriyetle hesaplaşmıyor, cumhuriyetin hakkını veriyor. AK Parti, cumhuriyete zulmetmiş olan, cumhuriyeti istismar etmiş olan CHP’nin zihniyetiyle hesaplaşıyor. Çıkacaksınız her darbede, darbenin arkasında duracaksınız. Çıkacaksınız meşru ve sivil siyaseti her ortamda aşağılayacaksınız. Bunu eleştirdiğimiz zaman bize ’cumhuriyetle hesaplaşıyor’ diyeceksiniz. Biz cumhuriyetin hakkını veriyoruz. Siz cumhuriyeti istismar ettiniz. Sizin istismar ettiğiniz uygulamalarla hesaplaşıyoruz, sizin bir daha cumhuriyeti ve cumhuru istismar etmenize asla müsaade etmeyeceğiz."

"ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDİYOR"

Türkiye’de Kürt meselesinin ortaya çıkmasının askeri rejimlerin yarattığı baskı yüzünden olduğunu savunan Çelik, ret, inkar, asimilasyon politikalarının bunun neticesi olduğunu ileri sürdü. Bugün devlet televizyonlarında 24 saat Kürtçe yayın yapıldığına dikkati çeken Çelik, çözüm sürecinin sürdüğünü söyledi.

Çözüm süreci güçlü şekilde devam ederken, 6-8 Ekim tarihlerinde Kobani meselesi nedeniyle Türkiye’de bazı olayların meydana geldiğini hatırlatan Çelik, bu olayların arka planında kamuoyundan saklanan pek çok şey olduğunu belirtti. Kobani’deki PYD’nin geçmişte belli bölgeleri ele geçirmek için Esed’in bıraktığı yerlere yine onun desteğiyle yerleştiğini ifade eden Çelik, oralarda fiili yönetimler kurduğunu, kendisi dışındaki Kürtleri oralardan sürdüğünü kaydetti. Türkiye’nin, bunun yapılmaması uyarısında bulunduğunu, her örgütün güç ele geçirdiği yerlerde fiili yönetimler kurması halinde muhalefetin bölüneceğini söylediğini anımsatan Çelik, bunun dinlenmediğini söyledi.

IŞİD terör örgütünün de fiili yönetimler oluşturmaya başladığını, en son da Kobani’ye saldırdığını belirten Çelik, "IŞİD Kobani’ye saldırınca, ’Türkiye yardım etmiyor. Türkiye IŞİD’e destek veriyor’ deniliyor. Bu ahlaksızca bir yalandır. Türkiye bölgesinde ve sınırında bütün terör örgütlerine karşıdır. Türkiye bundan birkaç yıl önce Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD’i terör örgütü ilan etmiştir. Bizim için en kötü senaryo IŞİD’in Türkiye sınırında olmasıdır, Türkiye’ye komşu olmasıdır. Aynı şekilde diğer terör örgütlerinin de. Ama şimdi orada PYD kendisi bir fiili yönetim kuruyor. Özgür Suriye Ordusu ve diğer Kürt grupları diyor ki, ’IŞİD’e karşı geleyim, yardım edeyim.’ Tutuyor Türkiye’deki bazı siyasiler, ’Türkiye burada buna karşı çıkarak, Kobani’deki fiili yönetime karşı çıkarak Kürtlerin kazanımlarına karşı çıkıyor’ diyor. Türkiye’nin karşı çıktığı Kürtlerin kazanımı değil. Türkiye’nin karşı çıktığı Kürtler adına hareket ettiğini söyleyen örgütlerin oralarda fiili yönetim kurması" ifadelerini kullandı.

Bazı yetkililerin çeşitli açıklamalar yaparak, ’Kobani düşerse çözüm süreci biter’ dediklerini hatırlatan Çelik, "Çözüm süreci bitmez. Çözüm süreci milli bir süreçtir ve burada muhatap Kürt vatandaşlarımızdır, Türkiye Cumhuriyeti’nin tamamıdır. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yurttaşlarımızın tamamı ve özellikle Kürt vatandaşlarımız çözüm sürecine sahip çıktığı sürece, çözüm süreci devam eder. Hükümet ve AK Parti de bunun sonuna kadar arkasındadır" diye konuştu.

Çelik, Kobani’deki Kürtlerden 130 bininin bir günde Türkiye’ye geçtiğini ve misafir edildiğini anımsatarak, milletin kendisine zulümden kaçarak gelen herkesle ekmeğini paylaştığını söyledi.