MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, partisinin Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıları şiddetle kınadığını ve lanetlediğini belirterek, “Partimiz, milletimizi Musevi vatandaşlarımıza karşı yapılabilecek provokasyonlara karşı da uyanık olmaya davet etmekte ve sağduyu çağrısı yapmaktadır” dedi.

Türkeş yaptığı yazılı açıklamada, 5 Kasım 2014 tarihinde Mescid-i Aksa’ya yapılan çirkin saldırıların tüm Müslüman dünyasını derinden etkilediğini ifade ederek, “Söz konusu saldırılarda cami avlusu ses ve gaz bombalarıyla savaş alanına çevrilmiştir. İsrail askerleri postallarıyla mabedin mihrabını çiğnemiş ve burada ciddi tahribatlara sebebiyet vermiştir. Kur’an-ı Kerimler etrafa saçılmış ve askerler plastik mermilerle sivillere ateş açmak suretiyle ciddi yaralanmalara neden olmuştur” ifadesini kullandı. “İktidara geldiği ilk dönemden bu yana gerilim üreten İsrail Başbakanı Netanyahu bu vesileyle tiksindirici kışkırtmalarına bir yenisini eklemiştir” diyen Türkeş, şunları kaydetti:

“Günümüzde artık Batı liderlerinin dahi sorguladığı ve eleştirdiği Netanyahu, bölgesel barışı doğrudan tehdit eden hamlelerini kimseyi umursamadan sürdürmektedir. Ortadoğu’daki mevcut karışıklıklardan istifade ederek akıl dışı gündemini hayata geçirmek isteyen Netanyahu, sinsi bir kurnazlık örneği sergilemektedir. İfade edilmelidir ki, Netanyahu’nun söz konusu hezeyanları evvela kendi halkının, yani İsraillilerin güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Ortadoğu gibi bir coğrafyada dini mekanlar ve kutsallar ile uğraşmak çok büyük bir risktir. Netanyahu’nun Filistin meselesine ‘dini karşıtlık’ temelinde yaklaşması da, bölgedeki sorunun yalnızca ‘güvenlik’ ile alakalı olmadığını ortaya koymaktadır. Kendi varlığına, dini değerlerine ve inanışlarına küresel çapta saygı gösterilmesini talep eden İsrail’in İslam dinince büyük önem atfettiğimiz mabedimize saldırması asla kabul edilemez.”

Mescid-i Aksa ile alakalı statükonun muhafaza edilmesinin hayati bir öneme haiz olduğunu vurgulayan Türkeş, şunları kaydetti:

“İsrail’in başındaki zatın ve dünya kamuoyunun anlaması lazımdır ki Filistin meselesi ‘dini’ değil, ‘milli’ bir meseledir. Netanyahu, meseleyi dini temellere çekmek suretiyle Filistin’in bağımsızlığını dinamitlemek ve imkansızlaştırmak istemektedir. Oysa Batı’daki ve dünyadaki son gelişmeler göstermektedir ki, Filistin’in bağımsızlığı için artık yol ve ufuk açıktır - geri dönüş de yoktur. Partimiz, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıları şiddetle kınamakta ve lanetlemektedir. Aynı şekilde partimiz, milletimizi Musevi vatandaşlarımıza karşı yapılabilecek provokasyonlara karşı da uyanık olmaya davet etmekte ve sağduyu çağrısı yapmaktadır.”