AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Muş, 17 Aralık sürecinin darbe girişimi olduğunu ifade etti.

AK Parti Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş, partisinin Eyyübiye İlçe Teşkilatı 1. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, 17 Aralık operasyonu ve sonrasındaki sürecin darbe girişimi olduğunu ifade etti. Aralık ayının 17’sinde operasyon başlatıldığını anlatan Muş, şöyle konuştu: "Görünüşte yolsuzluk operasyonu ama arkasında darbe girişimi olan bir durumdu. Bu iş koalisyon işi. Bu işin tetikçiliği, devletin kılcal damarlarına kadar sızmış, yapacağı ihaneti bekleyen paralel yapıyla olmuştur. Devletin damarlarından bu yapının sökülüp atılması gerekiyor. Yakamoz, Balyoz, gibi ne kadar yıldız ismi varsa o kadar isimle yapılmış çok sayıda darbe girişimi gördük. Paralel yapı o kadar kendine güveniyordu ki süre verdiler, bir hafta zaman verdiler. Efendilerine garanti verdiler. Ama milleti unuttular, millet bu girişimi tersine çevirdi."

Paralel yapı konusunda tüm partililerin dik ve iradeli olmasını isteyen Muş, “Sosyal medya aracılığıyla en adi hakaret ve küfürler Erdoğan’a yapılıyor, iktidara yapılıyor, AK Parti’ye yapılıyor. Neden? Darbe yapamadılar ya ondan. Onun için paralel yapı konusunda herkes iradesini koyacak” diye konuştu.

MİT OPERASYONU

Mehmet Muş, MİT operasyonun da darbe girişimi olduğunu savundu. MİT operasyonunda da amacın iktidarı düşürmek olduğunu savunan Muş, sözlerine şöyle devam etti;

“Devreye giren lobiler, 2011 seçimlerinde başlatılan tüm operasyonların amacı siyasi iktidarı düşürmektir. Aynı oyunları tekrar tekrar oynuyorlar. Bizi iktidardan indirme hayaline kapıldılar. MİT’e yapılan operasyonda da amaç buydu. MİT operasyonuyla amaçları iktidarı ilişkilendirip, hukukun arkasına gizlenerek, iktidarı al aşağı etmekti. Bırakın bazı okunan palavra ve yalanları. Çabalarının asıl amacı iktidarı düşürmektir."

Muş, hızla büyüyen, değişen ve gelişen dünyada Türkiye’ye 1970 ve 1990’lı yılların aynı oyunlarla kaybettirildiğini kaydetti. 1980-1990 yılları arasındaki 10 yılda 10 iktidar değiştiğini anlatan Mehmet Muş, şunları söyledi: "Ortalama 9 ayda bir iktidar değişmiş. Yeni gelen iktidar, önceki bütçeye göre çalışıyordu. 9 aylık hükümetler ne yapabilirdi. Dünya değişiyorken, gelişiyorken, biz 70’li yılları bu şekilde heba ettik. Sonra Özal döneminde istikrar yakalandı. 1990’lı yıllarda ise 11 yılda 10 hükümet değişiyor. 15 ayda bir iktidar değişiyor. Arayı kapatacağımız bu yıllarda fark daha da açıldı. Ülke kaybetti, rantçılar, faizciler kazandı. Oturdukları yerden büyük para kazandı. Katil döneme geri dönmemek için, bir daha siyasi istikrarsızlık yaşamamak için, güçlü bir Türkiye ve güçlü bir iktidar için, daha güçlü bir siyasi istikrarı tesisi etmemiz gerekir.”

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm sürecinin huzuru tesis etmek amacıyla başlatıldığını vurgulayan Muş, kimsenin meydan okumaya kalkmaması konusunda uyarıda bulundu. Çözüm sürecini başlatmış iktidar olduklarını belirten Muş, "Bu ülke ‘hepimize yeter’ dedik. Milli birlik ve huzuru tesis etmek için yoğun tempoyla çözüm süreci için çalıştık. Maksadımız huzuru tesis etmekti. Bunu yaparken vatandaşların canını, malını koruyacağız, kamu düzenini tesis edeceğiz. Kamu düzenini bozmaya, meydan okumaya kimse kalkmasın. Bunu da sağlamak bizim sorumluluğumuz. Tüm girişimlere karşı dimdik duracağız” diye konuştu.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN DESTEK

Ülkenin önünü açabilmek için Anayasa değişikliği yapmak zorunda bulunduklarını belirten Muş, değişiklik için TBMM’de yeterli sayılarının bulunmadığını hatırlattı. Anayasa değişikliği için 2015 seçimlerini beklediklerini belirten Muş, konuşmasını şöyle tamamladı;

“2015 seçimlerine az kaldı. Şanlıurfalılar’dan isteğimiz, Kurtuluş Savaşı’nda alınan ‘şanlı’ ünvanına layık bir şekilde bize, AK Parti’ye 12 milletvekilinin en az 10’unu seçerek Ankara’ya göndermesidir. Anayasayı değiştirmemiz, çoğunluğu sağlamamız lazım. Biz bu dönem bunu sağlamaya çalıştık. Muhalefet partileri hepsi yan yattı, çamura battı. Bu muhalefetten, ülkemize hiçbir hayır gelmez. Bu anayasa için Urfa’nın namına, şanına yakışır desteğin milletvekili seçimlerinde bize verilmesi gerekmektedir.”