Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yapılan operasyonlarla ilgili Avrupa’dan gelen eleştirilere cevap vererek, “Biz Avrupa’nın günah keçisi değiliz, Biz Avrupa’nın keyfice eleştireceği kendisi aynaya bakmadan söz söyleyeceği hele hele parmak sallayacağı, hele hele azarlamaya kalkışacağı bir ülke hiç değiliz. Avrupa bizi eleştireceği yerde gitsin kendi içinde artan ırkçılığa, ayrımcılığa, İslamofobi’ye çare bulsun” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen tarafından Rixos Otel’de düzenlenen “Yeniden Büyük Türkiye” sempozyumuna katıldı. Sempozyuma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile çok sayıda davetli katıldı.

Sempozyumda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte yazılan senaryonun aynısını bugünde yazdıklarını belirterek, o eski senaryoları incelediğini ve bugünkü senaryoların birbiriyle örtüştüğünü dile getirdi.

“DÖNEMİN BAŞBAKANI’ DİYE FEZLEKE HAZIRLAYAN ŞUNDA ‘DÖNEMİN HAŞHAŞİLERİ’ OLDU”

Senaryoların aynı olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de elimize geçenlere baktığımız zaman şunu görüyoruz, seçilmiş başbakana bu defa da ‘dönemin başbakanı’ diyorlar. Ama siz buna (Memur-Sen) müsaade etmediniz. 17-25 Aralık’ta bunu yapmak istediler. Ama maskeleri birlikte düşürdük. Ulusal güvenliğimizi tehdit edenlere karşı sizinle birlikte mücadele verdik. 30 Mart’ta bu mücadeleyi başarıyla birlikte verdik. 10 Ağustos’ta bu mücadeleyi başarıyla birlikte verdik. ‘Dönemin Başbakanı’ diye fezleke hazırlayan şunda ‘dönemin haşhaşileri’ oldu ve çok daha ilginç şuanda bakıyorsunuz hala beddua seansları düzenliyorlar. Mart öncesinde de düzenlediler, şimdi düzenliyorlar. Bu defa yer değiştirdi artık Pensilvanya’da düzenliyorlar. Bu beddua seanslarında akla hayale gelmez sıfatlar yakıştırmaya çalışıyorlar. Ne yakıştırırsanız yakıştırın bilin ki sizin tuzaklarınızın üzerinde Allah’ın tuzağı vardır. Bunu böyle bilin” dedi.

“GİDİYOR AĞLAMA DUVARLARINDA MAZLUM VE MAĞDUR EDASIYLA GÖZYAŞI DÖKÜYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın tarihteki bütün karanlık noktaları, hukuksuzlukları, mağduriyetleri, tuzakları, sahtekarlıkları aydınlığa kavuşturmak için daha çok çalışacaklarını ifade etti.

“40 yılın tezgahını, tuzağını takdir edersiniz ki bir yılda silip süpürmek mümkün değil” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sabırla ama kararlılıkla bu işin üzerine gidiyoruz ve gidiyoruz. Memur olabilmek için gece gündüz ders çalışan, sınava hazırlanan, yıllarca memur olmanın hayalini kuran ama çalınan sınav soruları nedeniyle hayalleri gasp edilen gençlerin hesabının sorulması için daha çok gayret edeceğiz. Himmetleri, sadakaları, zekatları, kurbanları, bağışları çalınan esnaf için, tüccar için, yoksul vatandaş için bunların hesabını sormak için daha çok mücadele edeceğiz. Şantajları, tehditleri ortadan kaldırmak için, mağduriyetleri gidermek için kurulan tuzaklarla mahkum edilenlerin özgürlüğüne kavuşa bilmesi için hukuk mücadelesine her aşamada destek olacağız. Ama en çok da uyanık olacağız. Zira paralel yapıyı bir maşa olarak kullanan üst akıl kullandığı maşa beceriksiz çıkınca başka yollara da tevessül edecektir. Yeni Türkiye’den rahatsız olanlar eski Türkiye’ye dönmek isteyenler yeni maşalar, yeni kullalar arayacaktır. Tuzaklara düşmeden, milletin istikametinden ayrılmadan bu mücadeleyi sürdürecek Türkiye’nin istiklaline el uzanmasına izin vermeyeceğiz. İnlerine girilince, hesap sorulmaya başlanınca, kirli işleri ve ilişkileri ortaya dökülünce feryadufigan ortalığı gürültüye vermeye başladılar. En iyi yaptığı işi yapıyorlar. Bu konuda çok başarılar. Gidiyor ağlama duvarlarında mazlum ve mağdur edasıyla gözyaşı döküyorlar. Bunların da bir ağlama duvarı var biliyorsunuz” şeklinde konuştu.

“ŞUANDA BİZİM CEZAEVLERİMİZDE 7 TANE MAHKUM GAZETECİ VARDIR”

Türkiye’de gazetecilerin tutuklandığını, basının susturulduğunu iddia edecek kadar dünyaya ağlayarak şikayet edecek kadar ilkesiz, pervasız ve ahlaktan yoksun olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Eli kalem tutan bir grubun gazete ilanı vermişler ‘Gazeteciler tutuklanmış, içeri atılmış’ vs. Biliyorsunuz şuanda bizim cezaevlerimizde 7 tane mahkum gazeteci vardır. Bunu önemli toplantıda açıklamam lazım. Bunların bir grubu terör örgütleriyle ilişkilidir. Bir grubu öldürme maalesef suçuyla yakalanmıştır, mahkum edilmiştir. Polis öldüren var bunların için, bekçi öldüren var. Bunların içinde terör örgütlerinin isimlerini vermeme gerek yok onlarla iktisatlı evlerinde silah bulunduranlar var. Yani bunlar gazeteciliği sadece kendileri için bir zırh olarak kullanmışlar. Son olarak bu operasyonda içeri alınan gazetecide işte ‘legal görünüm altında illegal bir yapının şekillenmesinde’ gayreti olanlar arasında. Ama onun dışında alınan üç kişi emniyet görevlileri. Nede bu gazeteciler? Ha onunla beraber başka alınanda olacaktır, olabilir. Şimdi ben soruyorum, ey eli kalem tutanlar acaba gazeteciler suç işlemez mi? Böyle bir şey var mı? Suç işliyorsa o da bunun bedelini ödemek durumdadır. Gazetecilerin eli sadece kalem tutmuyor ki, yeri gelir silahta tutar, yeri gelir çok daha farklı suç sayılan birçok işlemi o da işleye bilir. İşlediği zaman o gazeteciler zırhı altında bunlar masumdur diye bilir miyiz? Hukuk ne ise bu hukuk içerisinde onlar bunun karşılığı görecektir. Özgürlükler noktasında biz göreve geldiğimiz ana kadar cezaevlerinde olan yazar-çizerlerin sayısını lütfen bir hesaplasınlar. Biz geldikten sonra cezaevlerindekileri işte az önce açıkladım, bunlar onun karşılıklı mukayesesini yapsınlar. Uluslararası medyadan bazıları bunlara inanarak bunlarla yol arkadaşı oldukları için bu yalanları itibar ediyor ve Türkiye aleyhine kampanyalar yapıyorlar. Aynı şekilde AB’nin bazı yetkilileri de bu tuzağa düşüyor. Araştırmadan, öğrenmeden yada art niyet içerisinde bu iftiraların sözcülüğünü yapıyorlar.”

“DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE MEDYA TÜRKİYE’DEKİ KADAR SERBEST DEĞİLDİR”

Dünyanın hiçbir yerinde medyanın Türkiye’deki kadar serbest değildir diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddialı konuştuğunu Türkiye’de medyanın o kadar serbest olduğunu demokratik ülkelerde dahi asla müsaade edilmeyen hakareti, iftirayı, karalamayı, nefret suçlarını her gün işleye bildiğinin altını çizdi.

Bunu şahsında yaşadığını kimsenin kusura bakmamasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsımda yaşıyorum, ailemle yaşıyorum ve onlara yapılan hakareti dünyanın hiçbir yerinde yapamazsınız. Bu hakaretinde yerden tavana sınırı yok. O denli hakaretler… İnanın ABD’de bunu yapamazlar. Bu manşetleri AB içerisinde atamazlar. Şimdi AB’li yetkililer çıkıyor sanki kendi ülkelerinde böyle şeyler yokmuş gibi olmuyormuş gibi itham ediyorlar. Defalarca söyledim. İngiltere’de ‘Telekulak skandalı’ nedeniyle 50 kadar gazeteci göz altına alındığında, medya kuruluşları kapandığında bize yaptıkları gibi İngiltere’ye ‘basın susturuluyor’ dediler mi? Demediler. Almanya’da bir dergiye baskın yapıldığın da, bilgisayarları incelendiğinde, değişik medya kuruluşlarından 17 gazeteci sorgulandığında Almanya’ya seslerini çıkarmadılar, çıkaramadılar. Fransa’da bir gazeteci çocuklarının gözü önünde polis tarafından adeta işkenceye maruz bırakıldığında seslerini çıkarmadılar ve bunu görmediler. İspanya’da gazeteci kimliği taşıyan bir şahıs terörle bağlantılı olarak tutuklanıp hapse konulduğunda gazeteciler tutuklanıyor diye asla yaygara koparmadılar. ABD’de geçtiğimiz haftalarla Ferguson olayları sırasında biliyorsunuz gazeteciler göz altına alındı. Hatta Anadolu Ajansı’ndan (AA) bir arkadaşımız yerlerde süründürüldü ve 6 saat gözaltında tutuldu ama bunu görmediler. İsrail’de acımasızca katledilen gazetecileri, susturulan, işinden sürülen gazetecileri görmediler. Kendileri yapınca susuyorlar, başkası yapınca susuyorlar, görmemeleri gereken ülkelerde gazeteciler katledilirken susuyor, üzerine örtüyorlar ama Türkiye’de gazetecilik faaliyetinin dışında bir iddia ile gözaltına alınanları bizim aleyhimize kullanmaya kalkışıyorlar. İşte Mısır’da olanları da az önce değerli başkan ortaya koydu. Orda da arkadaşlarımız tutuklandı. Günlerce, haftalarca gazeteci arkadaşımız Mısır’da tutuklu kaldı. Önce aynaya bakmaları lazım. Önce kendi ellerine, kendi yüzlerine bulaşan gazeteci kanlarını temizleyeceklerdir. Önce kendi öz eleştirilerini yapacaklardır. Bunu yapmadıkları sürece, manşetleriyle, raporlarıyla, açıklamalarıyla sadece ve sadece kendi itibarlarına zarar verirler. Biz Avrupa’nın günah keçisi değiliz. Biz Avrupa’nın keyfice eleştireceği kendisi aynaya bakmadan söz söyleyeceği hele hele parmak sallayacağı, hele hele azarlamaya kalkışacağı bir ülke hiç değiliz.”

“AVRUPA BİZİ ELEŞTİRECEĞİ YERDE GİTSİN KENDİ İÇİNDE ARTAN IRKÇILIĞA, AYRIMCILIĞA, İSLAMOFOBİ’YE ÇARE BULSUN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye’nin olmadığını artık yeni Türkiye’nin olduğunun altını çizerek, artık yeniden büyük Türkiye’nin olduğunu, o günlerin geçtiğini, o günlerin artık eski Türkiye’de kaldığını vurguladı.

İfade özgürlüğü konusunda 12 yıl öncesine göre çok daha ileri bir noktada olunduğunu, daha da ileri standartlara doğru ilerlendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa bizi eleştireceği yerde gitsin kendi içinde artan ırkçılığa, ayrımcılığa, İslamofobi’ye çare bulsun. İşte buyurun son günlerde Almanya’da yapılan bir cami biliyorsunuz, caminin duvarlarını işte o Nazi gamalı, haç işaretlerini yapıyorlar, bunun dışında da malum hayvanın kellini orada çiziyorlar ve bununla sürekli o caminin inşaatını engellemek için gayret sarf ediyorlar. Hani sizde inanç özgürlüğü vardı, hani nerede? Türkiye’de böyle bir şey var mı? Böyle bir şey olsa Türkiye’de dünyayı ayağa kaldırırlar. Biz tam aksine destek veriyoruz. Restorasyonlarına destek veriyoruz. İşte Van Gölü’nün Akdamar Kilisesi’ni başbakanlığım döneminde biz Hazine’nin kasasından, kesesinden yaptık. Aynı şekilde Trabzon’da biz restore ettik ve onların emrine ‘buyurun gelin orada yılda bir kez ayinlerinizi yapın’ dedik. Bunlar özgürlük değil de dedir? Bu adımları da biz attık. Ama bakın batı aynı şeyi yapamıyor. Avrupa bizi eleştireceğine gitsin AB içerisindeki faili meçhul cinayetleri aydınlatsın. Biz reformlarımızı yaptık, yapıyoruz ve daha da yapacağız. Biz daha ileri standartlara doğru koşarken Avrupa geriye doğru gittiğini lütfen bir zahmet görsün, kabul etsin ve tedbirlerini alsın” dedi.

“ÇÖZÜM SÜRECİ VE YENİ ANAYASA KONUSUNDA KARARLIYIZ”

Çözüm süreci ve yeni Anayasa noktasında da Cumhurbaşkanlığı görevi süresinde de hükümet ile birlikte sürdürmeye kararlı olduklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah milletle birlikte, STK’larla birlikte el ele vererek inanıyorum ki 7 Haziran seçimlerinden çıkacak bir netice bu istikamette çıkacak bir netice inşallah yeni Anayasa’nın süratle hazırlanmasına, çözüm sürecinin bu anayasa ile birlikte süratle şekillenmesine vesile olacaktır. Daha çok gayret etmemiz lazım. Bu kongre ile birlikte düşünceleriyle birlikte güç katacak olan değerli düşünürlere çok çok teşekkür ederim” diye konuştu.