Bu akşamüzeri birden bastırdı Başladı dişimin imdat çağrısı Yüzümü ekşitti sonra astırdı Gözümü kararttı şu diş ağrısı ************************ Elimi attığım ilk hapı kaptım Faydası olmadı tuzlu su yaptım Banyoya giderken...
Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dünü günü Bana seni gerek seni **** Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni **** Yunus'dürür benim adım Gün geçtikçe artar odum İki...
Bu haftaki yazımı kaleme alırken ellerim titriyor, yüreğim titriyor. 31 yıllık tam kadrolu görme engelli bir kardeşiniz olarak unutamayacağım, rüya gibi bir 3 Aralık Engelliler Günü yaşadım. Aslında hep eleştirirdim bütün engelli kardeşlerim...
Hani hoca Nasreddin damdan düşmüş. Ahali başına toplanmış hocanın ve başlamışlar vaveylaya, Hocam seni anlıyoruz da, Allah sabır versin de, canın çok acımıştır da vs. vs. Hoca can acısıyla ahaliye: 'Efendiler! Hani damdan düşen...
Bir şehre vardım ki ucu bulunmaz, bir bahre daldım ki memcei bulunmaz. Hafızız bu yolun sonu bulunmaz. Çün hafız olmuşsun Elhamdülillah, nura gark olmuşsun Eşşükrülillah. Hafızın dilinde Allah kelamı, verilmez her kula hıfzın tamamı....
Biz görmeyenler hayata ellerimizle tutunuruz. Sevdiklerimizi ellerinden tanırız. Dokunuruz biz karanlığa. Nedense hep toplumda yeteneklerimizle hatırlanırız. Ne gözel türkü çığırıyor, ne gözel de sesi var, hafızası çok kuvvetli vs. çoğu...
Merhabalar efendim, hani demiştim ya 11 Ekim bizim evlilik yıl dönümümüzdü dile kolay. Tam altı sene devirmişiz evlilik yolunda. Bir görmeyen kardeşiniz olarak bu hafta hayat mücadelemin en çetini olan evlilik sürecimizi paylaşacağım sizlerle....
'Nedir bu ellere ayak, nedir bu dillere dudak, aç gözünü ibretle bak, âlem bir temaşgâh imiş” Ne güzelde söylemiş Aziz Mahmut Hüdayi. Şöyle bir bakıyorum da geçmişe, ne güzel günler geçirmişim ben kıymetini bilemediğim ne mübarek...
Şu yüce dağları duman kaplamış! Yine mi gurbetten kara haber var? Seher vakti bu yerde kimler ağlamış? Çimenler üstünde gözyaşları var. Geceler vardır ya bitmeyen kara geceler. Acıların tatlı uykuları böldüğü, telefonların acı acı...
Hak dostum, hak! Diye başlıyorum bu haftada sözlerime. Bu hafta öyle pek olağan saymayacağınız ve buda mı adamın başına gelirmiş a efendim! Diyeceğiniz bir yazıyla karşınızdayım. Öyle sanıyorum ki bu makalemi okuduğunuzda pişman olmayacaksınız....
Biz görme engelliler parmaklarımızla göğüsleriz dünyayı. Hayata dokunuruz biz. Braille alfabesiyle yazar, okuruz. Halk arasında kabartma yazı olarakta bilinir yazımız. Burada şunu da ifade etmeliyim, kabartma yazı denince normal yazının kabartılmışı...
Bu haftada tüm okurlarıma en kalbi saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. Yazılarım hakkında olumlu geri dönüşler almak beni son derece mutlu kılıyor. Ben yazılarımı gören parmaklarımla yazıyor, siz okurlarımla yüreğimle konuşuyorum. Bu hafta...
Değerlerimizin kıymetini hep kaybedince anlarız nedense. Sevdiklerimize, seni seviyorum demeye bile cesaret edemez ama arkasından ne methiyeler dizeriz. Sosyal medyadan duygusal mesajlar veririz topluma. Ama en mühimi sevdiklerimizi, değerlerimizi sağ...
Ne bir hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, Benim hızlı treni beklediğim kadar. 4 Eylül'de geride bıraktık ve nitekim hızlı trenin gıcırtısını duyamadık istasyonumuzda. Hızlı trene dair ilk kaleme...
Bir muştu yayıldı 27 Ağustos Cuma sabahına. Yıllardır bekleye, bekleye umutlanmayı bile unuttuğumuz hakikaten çok kıymetli bir muştu. 4 Eylül'de Ankara-Sivas YHT hattıyla beraber Konya-Karaman YHT hattının birlikte açılmasının planlandığı...
'Ben bir görmezim, elinde baston!” Benim için geceyle gündüzün farkı yok sandınız, öyle mi? Nasıl olmaz geceyle gündüzün farkı dostlarım? Gündüzlerde hareket vardır, insanlar çalışır, gece ise ben kendimi dinlerim sessizliğin...
Yeni bir haftaya uyandık bu sabah yangınların söndürüldüğü, yaraların sarıldığı, adını, sanını bilmediğimiz yeni felaketlerin bizi karşılamadığı bir hafta olması temennisiyle başlıyorum ikinci yazıma. Yazımın başında; ilk yazımda...
Çocukluğumdan, okul yıllarımdan, hatıralarımda kalan, oynadığım bir orta oyunun baş repliğiyle size merhaba demek istedim. Dedim ki bu ilk yazımda; yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi siz değerli...