İnsan vücudu, muhteşem bir mekanizmaya sahiptir. Muhteşem mekanizma, muhteşem bir sistemle işlemektedir. Bu muhteşem işleyiş, sağlıklı bir fizyolojik ve biyolojik yapının varlığıyla sağlanmaktadır.

Fakat insan vücudu fizyolojik ve biyolojik olarak sağlıklı olsa da bedenen sağlıklılığını devam ettirebilmek için psikolojik olarak da sağlam olmayı başarabilmelidir. Psikolojik sağlamlılığa ulaşmış ve psikolojik olarak iyi oluşu yakalamış bir birey bedenen de sağlıklı olmayı sürdürebilir.

Çünkü insan, biyopsikososyal bir varlıktır. Psikolojik olarak iyi oluşunu sağlayabilmesi için bilişsel, duygusal, davranışsal olarak sağlıklı olması gerekir. Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan bir bireyin, psikolojik olarak iyi oluşa ulaşmaması için hiçbir engel yoktur. İnsanı yalnızca biyolojik bir varlık olarak düşünmek ve sahip olduğu hastalıklar karşısında bu düşünceye uygun tavırlar sergilemek hata olacaktır. İnsan, ruhuyla yaşar. Ruhunun ve psikolojisinin içinde bulunduğu çıkmaz sokaklar, fiziki yapısında “beni bul” çağrısı yapar insana. Kişinin fiziki sağlıklılığı, psikolojik iyi oluşta olamadığı için zarar görür. Bu yüzden de birey, psikolojik iyi oluşu yakalayabilmelidir.

Peki ya psikolojik iyi oluş nedir ve nasıl sağlanır? Akıl ve ruh sağlığı ölçütlerinde psikolojik iyi oluş kavramını tartışırken literatürde yer alan tanımına bakmamız gerekecektir. “İnsanın potansiyelini gerçekleştirilmesi ile ilgili olup, kendini kabul etme, diğerleriyle olumlu ilişkiler içinde olma, otonomi, kendi yaşamı ve çevresi ile ilişkili olma, bu ilişkileri etkili bir biçimde yönetebilme, yaşamda amacı olması, ve kişisel gelişim içinde olması” şeklinde tanımlanmaktadır. Yani psikolojik iyi oluş kavramı Martin Seligman’ın da bir konuşmasında belirttiği gibi “+’da” olmak demektir. Artıda (+) olmak yani yaşamda eksilere, olumsuzluklara odaklanmak yerine bizi pozitifte tutan bakış açısına sahip olarak olaylara yaklaşmak ve hareket etmek demektir.

Psikolojik iyi oluş; hayattan aldığımız doyumu artırarak, mutluluğu yaşamaya çalışarak gerçekleştirebileceğimiz bir yolda olma halidir. Yolda olma halidir çünkü bir kişi; yaptığı şeyin, bir fark yaratamayacağına kendini sürekli olarak inandırırsa, kendini çaresiz görür ve hiçbir şey yapmamayı tercih eder. Bunun sonucunda da psikolojik olarak iyi bir ruh halinde bulunması zorlaşır ve belki de imkansızlaşır. Pozitif bir yaşam sürmek, sürekli olumlu durumlarla karşılaşmak ya da mutsuzken daha az mutsuz olmaya çalışmak demek değildir; zaman zaman hayatta yaşanılan zorluklardan, başarısızlıklardan kendimizi daha iyiye götürecek dersleri çıkartarak yola devam etmeyi içeren bir süreçtir. Mutsuzluğun cehenneminde acı çekmek, psikolojik iyi oluş kavramına ters düşer.

Psikolojik olarak iyi oluşa ulaşmanın yollarından biri de sosyal bir birey olmaktan geçer.  Akranları ile geliştirilmiş güçlü arkadaşlıkları, ailesi ile kurduğu sevgi dolu bağları olan, çevresiyle uyumlu, yaşamdan zevk alan, yaşamayı bilen bir birey yaşamdan daha fazla doyum alır ve daha mutlu bir yaşam sürer. Ayrıca kendisinden daha büyük bir şeye ait olmak ve ait olduğu bu olgunun hizmetinde olmak kişiyi psikolojik olarak daha iyi hissettirir.

Psikolojik olarak iyi oluşu yakalamış bir birey, sağlıklı bir psikolojiye ve fiziki yapıya sahip olur. Bunun sonucunda da insan ruhsal ve biyolojik rahatsızlıklardan uzak bir yaşam sürebilir.