Adli tıp uzmanları, "Taktiksel acil tıp ülkemiz için bir gerekliliktir" uyarısında bulundu.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi-Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof.Dr. İ.Hamit Hancı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp FakültesiAcil Tıp Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Dr. Osman Çelik tarafından yapılan yazılı açıklamada, Taktiksel Tıp (Tactical Medicine) , Askeri ve Sivil çatışma/savaş durumlarıyla hastane öncesi tıbbi bakımın kesiştiği nokta olduğuna dikkat çekerek, "Tehlikeli durumlarda öncelikli tıbbi bakım sağlamaya odaklanmıştır. Düzenli olarak askeri ve özel harekat ekipleri ile çalışmakla birlikte, bunların dışında da hizmet verdiği geniş bir yelpaze vardır.

Taktiksel Acil Tıp, halen dünyada başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren bir hastane öncesi tıp alt uzmanlık alanıdır. Halkın karşılaştığı çeşitli tehditlere karşı devletin sağladığı müdahale hizmetlerinden birisidir" denildi.

İnsan sağlığı ve güvenliğinin bazen yangın, trafik kazası, doğal afetler nedeniyle, bazen de silahlı çatışma, terörist saldırılar, patlamalar gibi sebeplerle tehlikeye girdiğine dikkat çekilerek, "Bu gibi durumlarda sağlık sorunlarına müdahale hastane öncesinde başlamaktadır. Ülkemizde hali hazırda hizmet veren, UMKE, AFAD, 112, İtfaiye, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlar bu görevi yerine getirmektedir. Ortamın gerekliliklerine göre ilgili kuruluşlardan ekipler olaya müdahale etmektedir. Genellikle de olaylar karmaşık gelişmektedir. Yanan bir evde insanların etkilenmesi, trafik kazasında araçta sıkışma ya da silahlı çatışma veya patlama halinde sivil halk ve güvenlik güçlerinin yaralanması gibi durumlar olaya birden fazla bakış açısı ile müdahaleyi zorunlu kılmaktadır" ifadesi kullanıldı.

Bu olaylarda, olay yerinin güvenliğinin sağlanması sonrası sağlık ekipleri müdahale ettiğine dikkat çekilerek şöyle denildi:

"Bazı durumlarda da olaydan etkilenen bireylere, sağlıkçılar gelmeden olay yerinde itfaiye, emniyet, AFAD gibi, müdahale ekiplerince tıbbi destek sağlanmakta ve etkilenen bu kişiler tahliye edilip artçı sağlık ekiplerine teslim edilmektedir. Bunun temel sebebi ise sağlık ekiplerinin güvenli ortamda çalışma gerekliliğidir. Hiç kimse eğitim almadığı şartlarda çalışmaya zorlanamaz. Yangına müdahale itfaiyenin görevi olduğu gibi silahlı çatışmaya müdahale emniyet güçlerinin görevidir. Bu birimler görev tanımları içindeki ortamlarda çalışma için eğitim almış, görevin muhtemel risklerini kabul etmiş ve teknik donanım olarak görevin gerekliliklerine göre hazırlıklı olan çalışanlardır.

Örnek olarak, yakın zamanda 14 Mart 2016’da Ankara Kızılay’daki bombalı saldırı örneğinde, olay yeri güvenliği sağlanamadığı için 112 acil sağlık ekipleri olay yerine alınamamıştır.

15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi süresince Ankara’da şehir genelindeki belirli noktalarda yaşanan çatışmalarda yaralanan sivillerin ve güvenlik güçlerinin müdahale ve hastanelere nakli, sivil vatandaşlar tarafından yapılmak zorunda kalmıştır. Yaşanılan acı tecrübelerin bir daha yaşanmamasını ümit edip bu tip olayların tekrarlamaması için çalışmak devlet ve toplum olarak vazifemiz olmakla birlikte, yaşanabilecek durumlara hazırlanmak da kaçınılmaz şekilde görevimizdir".

Aktif silahlı çatışma, terörist saldırı, kitle imha silahları risklerinin sadece güvenlik gücü bazında hazırlığı değil aynı zamanda acil sağlık müdahalesi hazırlığını da içerdiği vurgusu yapılarak şu ifadelere yer verildi:

"Sağlık Bakanlığı bu konuda hastanelerimizde Hastane Afet Planları ve tatbikatları ile durumu ele almaktadır. Ancak hastane öncesi özel olarak yetişmiş personel hazırlamak da hazırlığın bir diğer önemli ayağıdır. Silahlı çatışma, patlama, kitle imha silahı gibi toplumu tehdit eden durumların haricinde taktiksel acil tıp uygulayıcıları ABD’de SWAT (Polis Özel Harekat) ekiplerine rutin operasyonlarda da eşlik etmektedir. Bu gibi durumlarda temel görevi memurların hayatta kalımını arttırmak olan bu özel eğitimli sağlıkçılara her eyalet özel harekat birliklerinde yer vermek istemektedir. Askeri personel içinde bulunan sıhhiye birlikleri taktiksel acil tıp uygulayıcıları ile aynı pozisyonda değildirler.

İki personel arasındaki farklardan en önemlileri, taktiksel acil tıp uygulayıcılarının sivil olması ve sivil arenada hizmet vermesidir. Bu personel acil sağlık hizmeti verme tecrübesi olan, hem operasyonel ekibe hem de sivil halka hizmet sunan, bu nedenle koruyucu hekimlik ve poliklinik gibi görevleri bulunmayan personeldir ki bu özellikleri ile askeri sıhhiye personelinden ayrılmaktadır. Aynı zamanda sivil alandaki güvenlik operasyonlarının dikkat noktaları askeri operasyonlardan farklı olup taktiksel acil tıp uygulayıcıları bu durum hakkında da eğitim almış olmak durumundadır. Ülkemizde halen bu şekilde tertip olan bir eğitim programı mevcut değildir. Eğitim programı haricinde bu hizmeti verecek bir personele ait görev tanımı da mevcut değildir. Sivil alanda hizmet verecek bu personele ihtiyacımız ise muhakkaktır. Bu konuda ülkemizde bakanlık bazında İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında, kurumsal olarak da Emniyet genel müdürlüğü ile Üniversiteler arasında bir mutabakat sağlanarak pilot bölge olarak bir proje başlatılmalıdır."

Ülkede hastane öncesi sağlık hizmet sunumu konusunda eğitim veren, uluslararası sahada sertifikasyon süreçlerinden geçmiş eğitmenlerin mevcut olduğuna dikkat çekilerek" Konunun hekim eğitmenlerinin yurtdışı eğitimi sağlanırken, yurt içinden de hekim harici eğitmenler (asker, kolluk, itfaiye, arama kurtarma v.b) belirlenebilir. Bu konuda projeye fon sağlamanın haricinde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün konu üzerine uzman isimleri belirlemesi gerekecektir" denildi.

Yapılan açıklamada çözüm Önerileri ise şöyle sıralandı:

" Hastane Öncesi Tıp ve Taktiksel Tıp, Acil Tıp Uzmanlığının Yan dalları olarak oluşturulmalı, bu alanda eğitim almış uzmanlar alanda çalışacak Hekim, Paramedik (Ambulans Teknikeri) ve Acil Tıp Teknikerlerini yetiştirmelidirler.

Taktiksel tıp alanında hekimden çok paramedikler (Ambulans Teknikeri) görev alacaktır. Bu görevlilerin Eğitmenleri Usta Paramedikler, Hekimler ve Kolluk gibi Diğer branşlardan oluşmalıdır.

Esas hedef bu alanda eğitim almış nitelikli paramedikler yetiştirmektir. Paramedikler hastane öncesi şartlarda hekimden daha iyi adaptasyon gösterebilmekte ve hastane öncesi ortamda paramedik çalıştırmak mevcut şartlarda mali açıdan daha etkin görülmektedir. Bu personel öncelikle özel harekat polisleri başta olmak üzere kolluk,itfaiye, AFAD görevlilerine rutin operasyonlarda yardımcı olacaktır

Muharip güçler yada müdahale ekiplerine, sağlık personelinin olay yerine gelemediği durumlarda ellerinden geldiğince hayat kurtarmaya yönelik müdahale teknikleri taktiksel tıp bünyesinde öğretilmelidir. Tabi ki içerik ve sorumluluk sağlık personeli ile aynı olmayacaktır. Bununla birlikte zaruret halinde bazı müdahale teknikleri bu personel tarafından bilinmelidir. Bu konuda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Acil Tıp kliniğinde ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bunların dışında dışarıdan gelebilecek saldırı tehditleri altında olan ülkemizde Tıp Fakültelerinde Savaş ve Muharebe Hekimliği dersleri verilmeli, bu alan uzmanlık alanı olarak da geliştirilmelidir. Ayrıca Hemşirelik, Paramedik v.d Sağlık Personeli yetiştiren okullarda da Savaş ve Muharebe de Sağlık Hizmetleri eğitimi verilmelidir."