Tüm organ kanserleri içindeki payı, yaklaşık yüzde 5 oranında olan ağız boşluğu tümörlerinin genellikle 45 yaşın üzerinde ortaya çıktığı ve erkeklerde görülme sıklığının kadınlara göre 2 kat daha fazla olduğu bildirildi.

Ağız içi kanserleri olarak bilinen bu kanser türünün dudaklar, yanak, damak, ağız tabanı, dil ya da dişlerde başlayıp diğer bölgelere uzanabileceğini belirten Özel Ortadoğu Hastanesi Kulak Burun Uzmanı Op. Dr. Soner Kadıköylü, tütün ve alkolün hastalığın başlıca nedenleri olduğunu söyledi.

Op. Dr. Soner Kadıköylü, nedenleri arasında; radyasyon, enfeksiyonlar, beslenme faktörleri, genetik yatkınlık gibi etkenlerin bulunduğu ağız içi kanserlerinin belirtilerini ise “Ağız içinde veya etrafında beyaz veya kırmızı renkli alanlar, ağız içinde hassas, tahriş olmuş, kabarık veya kalınlaşmış alanların olması, ağızda veya boğazda tekrarlayan kanamalar, seste boğukluk veya boğazda yutulamayan cisim hissi, çiğneme ve yutma güçlüğü, dil ve çene hareketlerinde zorlanma, dil veya ağzın diğer bölgelerinde his kaybı, uyuşukluk, alt veya üst çenede meydana gelen şişlikler ve bunun sonucu mevcut protez uyumunun bozulması” olarak açıkladı.

GEÇ FARK EDİLİYOR

Ağız kanseri lezyonlarının başlangıç döneminde ağrısız olması yüzünden geç fark edildiğini, tümörün yayılmasıyla dokularında harabiyet arttıkça ağrıların da başladığını kaydeden Kadıköylü, “Bu tip kanserlerden uzak yaşamak için sigara ve pipo gibi tütün ürünleri kullanmamak, alkol alınıyorsa aşırı kaçmamak, meyve ve sebzeden zengin diyetle beslenmek yararlı olacaktır” diye konuştu.

Oral kanserlerde kesin tanının, yapılacak olan biyopsinin klinikopatolojik incelemesi sonucu elde edilebileceğini belirten Özel Ortadoğu Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr. Soner Kadıköylü, bazı görüntüleme yöntemlerinin de tanıya yardımcı olduğunu söyledi.

Kadıköylü, tedavi seçiminde hastaya ve tümöre bağlı faktörlerin cerrahi yaklaşımı belirlediğini, cerrahinin en uzun süredir uygulanan, kabul görmüş ve ilk akla gelen tedavi seçeneği olduğunu belirterek, “Radyoterapi ve kemoterapi ise daha sonra gelen seçeneklerdir. Cerrahinin seçiminde tümörün görünme yeri, tipi, boyutları, derinliği, etkilediği alan ile hastanın yaşı, genel sağlık durumu, tedaviye olan toleransı, mesleği, yaşam şekli, sigara, alkol gibi alışkanlıkları etkilidir” diye konuştu.

Kadıköylü sözlerini, “Oral kanser bulunan hastalarda tedavi için, multidisipliner bir takım çalışması gerekmektedir. Cerrahi yaklaşım, radyoterapi, kemoterapi, dental ve protetik destek, fizikososyal destek ve rehabilitasyon sağlayacak koordineli çalışan bir ekip, tedavinin başarılı olması için gerekmektedir” diye noktaladı.