Alev, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Sonbaharın son günlerini yaşadığımız bu gümlerde, havaların soğumasıyla birlikte gece gündüz arası ısı farkı da artmaya başlamıştır. Vücudumuzun bu mevsim geçişine intibal edememesi ve direncimizin düşmesiyle soğuk algınlığı vakaları da artmaktadır.

Soğuk algınlığı kış aylarında görülen en sık enfeksiyon hastalıklarındandır. Erişkenlerde 2-4 kez çocuklarda ise yılda 10’a yakın enfeksiyon görülebilir. Hastalığın bu kadar sıklık göstermesinin nedeni kreş, okul gibi kalabalık yerlerde insanların hastalığı birbirlerine bulaştırmasıdır (virüs dış ortamda 3 saate yakın canlı kalabilir).

Soğuk algınlığına neden olan yaklaşık 200’den fazla virüs bildirilmiştir. Bunlardan en sık rastlananı rhinovirüs ve corona virüstür. Hastalıklar genellikler 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir. Direnci düşük hastalarda bazen ilerleyip ikincil bakteriyel enfeksiyonun eklenmesiyle sinüzit, bronşit ve zatürreye ilerleyebilir. Bulaşma; hastaların tükürük ve burun akıntılarıyla kolayca bulaşabilir.

En Sık Görülen Belirtiler:

Hastalık virüsle temastan yaklaşık 2-3 gün sonra başlar. Bunu takiben; burun akıntısı, burunda tıkanıklık, boğaz ağrısı, boğazda yanma hissi, hapşırık, hafif ateş, baş ağrısı, öksürük, halsizlik, yorgunluk, ses kısıklığı, gözlerde kızarma görülebilir. Belirtiler 10 gün içinde kaybolmasına rağmen bazı belirtiler 3 haftaya kadar uzayabilir.

Hastalığın Önlenmesi:

Hastalık geçirenlerle direkt temastan kaçınılması, hastaların kullandığı eşyalarla temastan kaçınılması ve ortak kullanılan eşyaların dezenfekte edilmesi, dışarıdan gelince ellerimizi sabunlu suyla yıkamak, hapşırırken ve öksürürken kağıt mendil kullanılması ve kullanılan mendillerin çöpe atılması ve sonrasında ellerin yıkanması, Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için bolca taze sebze ve meyve tüketilmesi, Hastaların bulunduğu ortamların temizliği ve havalandırılması, Sigara içilmesinin önlenmesi.

Tedavi İçin Yapılması Gerekenler:

Hastalığın kesin ve etkili bir tedavisi olmaması ile birlikte,  hastalığa yakalananlarda daha hafif seyretmesi ve daha çabuk iyileşmesi için bazı tedbirler alınabilir.

Bu süreçte bolca sıvı tüketilmeli, istirahat edilmeli ve aşırı egzersizden kaçınılmalı, tuzlu su ile buruna su çekmek (lavaj) ve boğazı gargara yapmak, ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar kullanmak, bulunan ortamın nemlendirilmesi, ancak ikinci bir bakteriyel enfeksiyon yoksa antibiyotik tedavisinin yeri yoktur.