Amasya Üniversitesi’nde “Yaşlılık, Unutkanlık ve Alzheimer” konulu konferans veren Prof. Dr. Kaynak Selekler, tıbbın sağladığı imkanların insan ömrünün yaşlılık bölümünü uzattığını söyledi.

“Eğer insan ömrü uzamasaydı alzheimer hastalığı tıp literatüründe ender rastlanan ilginç bir hastalık olarak kalacaktı” diyen Prof. Dr. Kaynak Selekler, “Alzheimer 3 alanda bozukluk yapar; bilişsel işlevler, davranış ve günlük yaşam işlevleri. Bugün için alzheimer hastalığını tam iyileştiren, hastalığın gidişini durdurup geri çeviren ve hastayı eski normal haline döndüren bir tedavi yoktur. Bu nedenle bu gün tedavi çalışmaları hastalığın olmadığı dönemde veya en erken devresinde yapılmaya planlanıyor. Uygulan tedaviyle hastalığın seyrini kısmen yavaşlatmak, bazı zihinsel fonksiyonlarla günlük hayat aktivitelerinde kısıtlı bir iyilik-düzelme sağlamak mümkündür. Yaşlılık unutkanlığı alzheimerden ayırt edilebilir mi? Unutkanlığı olan yaşlı bir kişi, günlük hayatında yeni şeyler öğrenebiliyorsa, unutkanlık günlük hayatını etkilemiyorsa, ilerleyici değilse, unutkanlığı muhtemelen alzheimer hastalığına bağlı değildir. Şüpheli durumlarda bir uzmanın unutkanlığı olan kişiyi incelemesi uygundur” şeklinde konuştu.

Sabuncuoğlu Şerefeddin Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenen konferansta alzheimer hastalığını güncel hale getiren asıl unsurun insan ömrünün uzaması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Selekler, “İnsan ömrünün uzamasıyla, bütün dünyada yaşlı nüfusta bir artış oldu. İnsan ömrü uzarken bebeklik, gençlik, yetişkinlik bölümlerinin süreleri aynı kaldı. Sadece ihtiyarlık dönemi uzadı. Tıbbın sağladığı olanaklar insan ömrünün yaşlılık bölümünü uzattı. Batı ülkelerine göre Türkiye halen genç bir nüfusa sahip. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2012 yılı itibariyle 75 milyon 627 bin 384 kişi olan ülke nüfusu, 1 milyon 40 bin 480 kişilik artışla, 2013 sonunda 76 milyon 667 bin 864 kişiye ulaştı. Çocuk yaş grubundaki (0-14) nüfusun oranı ise yüzde 24,6’ya gerilerken 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı yüzde 7,7’ye yükseldi. Ülkemizde 33 bin civarında 100 yaş ve üzerinde insan yaşadığı tahmin ediliyor. Türkiye’de 2005 yılında yüzde 5.7 olan 65 yaş üzeri nüfus, 2009 yılında yüzde 7.2, 2013 yılında yüzde 7.7 oldu. 2050 yılında ise bu oranın yüzde 17.6’ya ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ortalama insan ömrü; kadınlarda 76, erkeklerde ise 72’dir. Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. İstatistiklere göre, 80 yaşındaki her erkeğe, aynı yaştaki 5 kadın düşüyor. Yaşlı bireyler hayat problemleri karşısında, genç bireylerin sahip olamayacağı kadar geniş ve kullanışlı çözümler içeren bir davranış repertuvarına sahiptir. Herkes uzun yaşamak istiyor ama kimse yaşlanmak istemiyor. Yaşlanmanın en ağır bedeli bunama(demans)dır. Yaşlanma ile gelen unutkanlık alzheimer hastalığının belirtisi olabilir. Diğer yandan her unutkanlık hastalık değildir” diye konuştu.

Konferansı izleyenler arasında bulunan Amasya Valisi İbrahim Halil Çomaktekin ile Rektör Prof. Dr. Metin Orbay Selekler’e çiçek ve plaket verdiler.