Yeni tanı ve tedavi yöntemleriyle meme kanseri kabus olmaktan çıktı. Bilinçli kadınlar artık çağın vebasına meydan okuyor. Meme kanseri, görülme sıklığına rağmen erken teşhis edildiğinde yüzde 95 oranında kurtulma şansı olan bir hastalık. Ama burada hala en büyük görev kadınlara düşüyor.

Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Özel Adana Medline Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Onur Bora Aslan, “Meme kanserinin sıklığı giderek artmakta fakat meme kanserinden ölüm azalmaktadır. Bunun sebebi de erken tanı ve tarama yolları ile daha tesirli tedavilerdir. Bir kadının hayat boyu meme kanseri yakalanma riski yüzde 12’dir. Bu da her 8 kadından birinde meme kanseri görülmesi anlamına gelir’ dedi.

ÇEVRESEL ETKİLERLE DE BAĞI OLABİLİR

Meme kanserinin büyük bir kısmının nedeninin bilinmediğini ifade eden Op. Dr. Onur Bora Aslan, “Bu kanser türünde oldukça fazla risk faktörü tanımlanmıştır ve her kadın risk grubundadır. Eskiden ağırlıklı olarak genetik faktörlerden bahsedilirdi. Artık bu kavram ortadan kalktı. Ailesel faktörler genetik meme kanserinin yüzde 5-10’undan sorumlu tutulmaktadır. Altta hiçbir genetik faktör olmadan, sadece çevresel etkilere bağlı olarak da kanser gözlemlenebiliyor. Aşırı yağlı yemek, stres, kolesterol yüksekliği, aşırı kilo, egzersiz yapmamak, östrojene maruz kalma süresinin artması, erken dönemde adet görme, gibi birçok durum da çevresel faktörler arasında yer alır” diye konuştu.

HER KADIN KENDİ MUAYENESİNİ YAPMALI

Her kadının ayda 1 kez kendi kendine meme muayenesi yapması gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Onur Bora Aslan, “Meme muayenesi için memelerin hassas olmadığı, adetin başlangıcından sonraki 6-8’inci günler en uygun zamandır. Menopoz dönemindeki kadınlar her ayın sabit bir günü (her ayın 1’inci ya da 5’inci günü gibi) kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Kendi kendine meme muayenesi yapan bir kadın kısa süre içerisinde kendi meme dokusunu tanıyacak ve memesinde gelişen bir anormalliği hemen fark edecektir. Meme muayenesinde saptanan her kitle kanser olmamakla birlikte saptandığında hekime başvurulması gerekir” dedi.

YİNE ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ

Mamografi ortaya çıktığından bu yana meme kanseri ölümlerinde yüzde 30 azalma olduğunu ifade eden Op. Dr. Onur Bora Aslan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Her kadının yılda en az bir kere meme muayenesi yaptırması gerekiyor. Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda yıllık meme muayenesi, 2 yılda bir tarama mamografisi ve meme USG, 50 yaşından sonra ise düzenli olarak yıllık meme USG ve mamografi ile takip edilmelidir. Tarama ve mamografiler, hastalığın erken evrede teşhisini sağlarken aynı zamanda hastanın daha az agresif tedaviler ve daha geniş tedavi imkanlarına sahip olmasını sağlar.