Servergazi Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. H. Mesut Kaldır, yakın zamanda ciddi oranda kişinin diyabete yakalanacağını belirterek diyabeti artıran en önemli tehdidin obezite olduğunu söyledi.

Denizli Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Servergazi Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. H. Mesut Kaldır, günümüzde özellikle beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve obezitenin artmasıyla birlikte ülkemizde şeker hastalığının sık görülmeye başlandığını vurguladı. Kaldır, “Diyabet, pankreasta insülin sentez ve salgılamakla görevli hücrelerde sentez, depolama ve salgılamadaki yetersizlik veya salgılama işlemi gerçekleşse bile insülinin etkili olacağı doku ve hücrelere girişi ve etki mekanizmasını yerine getirememesi sonucu kanda glukozun aşırı yükselmesi ile ortaya çıkan metabolik bir hastalıktır. Beraberinde beslenme alışkanlığındaki değişiklikler de özellikle obezite, insülin direncini arttırarak insülinin doku ve hücrelerdeki etkisini bozarak hastalığın ortaya çıkışında etkili olmaktadır. Özellikle günümüzde obezitenin artmasıyla birlikte diyabetin sıklığı da artmıştır. Resmi olmasa da 25 ile 30 milyona yakın kişinin yakın zamanda diyabet hastalığına yakalanacağı ve bir şekilde diyabete bağlı ikincil rahatsızlıkların bu hastalarda sıkıntı yaratacağı tahmin edilmektedir” diye konuştu.

Kaldır hastalığın belirtilerini ise, “Hastalığın en önemli bulguları çok su içme, çok idrara çıkma (özellikle geceleri), çok yemek yeme isteği ama beraberinde de kilo kaybıdır. Çünkü vücut kanda mevcut glukozu enerjiye dönüştürememekte ve bu yüzden kanda glukoz seviyesi çok artmakta, bu durum su ihtiyacını arttırmakta hasta çok su içmekte ve dolayısıyla da idrara çok daha fazla çıkmaktadır. Vücut için ilk besin ve enerji kaynağı karbonhidrat (glukoz) hücre içerisinde yakılarak enerjiye dönüştürülemediğinden de hastada iştah artmasına rağmen kilo kaybı gelişmektedir’’ şeklinde açıkladı.

Hastalığın tanısında en önemli ve basit yöntemin 8 saatlik açlık sonrasında kanda bakılan glikoz düzeyi tayini olduğunu belirten Dahiliye Uzmanı Dr. H. Mesut Kaldır, hastalığın tedavisinin de hastanın durumuna göre değiştiğini söyledi. Kaldır şunları kaydetti:

“Diyabet teşhisinde 8 saatlik açlık sonrasında kanda ki glukoz düzeyine bakıyoruz. Ayrıca bazı yardımcı testler de uygulayarak tanıyı kesinleştiriyoruz. Bazı özel tanılarda genetik faktörleri inceleyen özel testler de yapılabilmektedir. Hastalığın tedavisinde ise; biz hastanın profiline, metabolik tablosuna, oluşabilecek komplikasyonlara tablodaki kan sonuçlarının değerlendirilmesine göre özel bir takım tedavi seçeneklerini hastaya sunarız. Bunlar içerisinde ilk tedavi seçenekleri hastanın ağzından ilaç olarak kullandığı bazı ilaçlar ve insülinlerdir. Bunlar tek başlarına veya birbirleriyle kombine halde kullanılırlar. Günümüzde en etkili ve başarılı tedavi yöntemi, özellikle erken yaş grubunda ve Diyabet’e bağlı komplikasyonların engellenmesi hedeflendiğinde insülin tedavisidir. Gelişmiş teknoloji imkanları ile birlikte etki süreleri farklı insülin preparatları günümüzde çok başarılı sonuçlar vermektedir’’