Aslen Karamanlı olup, İzmir’de yaşayan Eylem ve Çağdaş Yazıcı çiftinin kızları 3,5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı’ya, nadir görülen Juvenil Myelomonositik Lösemi (JMML) tanısı konuldu. Hastanede tedavi altına alınan minik Öykü, hayata tutunabilmek için ilik bağışı bekliyor.

Juvenil miyelomonositik lösemi (JMML) erken çocukluk çağında görülen, çocukluk çağı lösemilerinin bir türü. Görülme oranı yüzde 2 olan hastalığın tedavisi ise kemik iliği nakli.

Kritik olan konu şu ki; Türkiye’nin 81 milyonluk nüfusunda sadece ilik donörü 240 bin ve ilik bankasından Öykü Arin için 300 binde 1 ihtimal ilik bulunabileceği bilgisi verildi. Bu sebeple bağışçı bulma kısmı ciddi anlamda kampanyanın büyümesi gerektiğini işaret ediyor.

HAYAT ‘ÖYKÜ’SÜ YARIM KALMASIN

Öykü ve ilik nakli bekleyen tüm hastalar için birçok şehirde kök hücre bağışı için kampanyalar başlatıldı.

Karaman’da da minik Öykü ile ilgili yapılan haberlerin ardından vatandaşlar harekete geçti. Çok sayıda Karamanlı donör olabilmek amacıyla Karaman Belediyesi Sağlık Polikliniği’nde her Pazartesi ve Perşembe günleri kurulan Türk Kızılayı Kan Merkezinde Öykü Arin ve tüm lösemi hastalarına umut olmak için kan bağışında bulunmaya başladı.

HAYAT KURTARMAK İÇİN BAĞIŞ ŞART

Löseminin az görülen bu türünde sadece ilik nakli tedavisi yapılarak tedavi sağlanmaktadır.

Anne ve baba arasında akrabalık bulunmadığından ötürü, onlar veya akrabaları donör (ilik veren kişi) olarak değerlendirilememektedir.

Genel olarak Lösemi hastaları için herkes elini uzatmalı. Bir bahane bulmadan bu konuda hepimiz bir donör (ilik bağışlayan) olabilir ve hayatlar kurtarabiliriz. Bunun için yapmamız gereken Kızılay Kan Merkezlerine başvuruda bulunmaktır.

GÖNÜLLÜ KÖK HÜCRE BAĞIŞÇISI BİLGİLENDİRME

18-50 yaş aralığında sağlıklı her kişi kök hücre bağışçısı adayı olmak için başvuru yapabilir. Başvuru sonrası bir bilgilendirme görüşmesi yapılır. Eğer bağış' kabul ederseniz, Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Bilgilendirme ve Onam Formunu doldurup imzalayarak bu bağış resmi olarak onaylamanız sizden istenir ve ardından 3 tüp kan örneği alınır. Türk Kızılayı tarafından kan örnekleriniz HIV, Hepatit ve Sifiliz gibi enfeksiyon hastalıkları açısından test edilir. Bu hastalıkların varlığı tespit edilir ise bağışçı olamazsınız ve bu konuda bilgilendirilirsiniz. Eğer enfeksiyöz hastalıklar açısından test sonucunuz negatif ise kan örneğiniz HLA (insan lökosit antijeni) doku tipinizin belirlenmesi için TÜRKÖK Doku Tiplendirme Laboratuvarı'na gönderilir ve test sonuçları Kemikiliği Bankası'na aktarılır.

HLA, bir kişinin dokusunun diğer bir kişiye ne kadar uyduğunu gösterir. HLA doku tipi kalıtsal olup, kişinin kardeşleri, varsa ikizi en iyi eşleşme ihtimali olan kişilerdir. Hastanın ailesi içerisinde eşleşme bulunamaz ise tarama sizin gibi akraba olmayan kişiler arasında yapılmaya başlanır. Bir bağışçının, bir hasta için uygun olduğunun belirlenmesi, HLA doku tiplerinin eşleşmesi ile olur. Bağışçı ve hastanın HLA sonuçlarının yüksek oranda eşleşmesi, en iyi nakil sonucunun alınmasına neden olur.

Periferik kök hücre veya kemik iliği nakli bekleyen hastalar için bağışçı adayı olmak istiyorsanız ülkemizde ve dünyada nakil olmayı bekleyen herhangi bir hasta için sizin verileriniz de değerlendirmeye alınacaktır.

Muayene, tıbbi işlemler ya da diğer bağış ile ilgili harcamalar konusunda bağışçıdan hiçbir ücret talep edilmez ve Bağışçının sosyal güvenliği kesinlikle kullanılmaz.

Herhangi bir zaman diliminde bağış kararından vazgeçme hakkına sahipsiniz. Ancak kök hücre bağışçısı olarak uygun bulunduktan sonra, özellikle hasta nakil için tedaviye başladıktan sonra kararınızdan vazgeçerseniz, hastada hayati tehlike oluşabilir.

BAĞIŞ YÖNTEMLERİ

1. Periferik Kök Hücre Toplama Yöntemi: Bağışçının periferik kanından toplanan kök hücrenin hastaya nakledilmesini içeren bir tedavi yöntemidir. En sık tercih edilen yöntem olup, bağış için damar yapınızın uygunluğunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

G-CSF (Granülosit Koloni Uyarıcı Faktör) bağışçının deri altına 4-5 gün boyunca günde iki kez enjekte edilir. G-CSF enjeksiyonuna başladıktan sonraki 4. ya da 5.günde, kanda kök hücreler artmaya başlar. Bu bağış esnasında kolunuzdan steril bir iğne yardımı ile alınan kan, aferez cihazında ilerler ve bu cihazda 4-5 saatlik bir aferez prosedürü sonunda kök hücrelerin diğer kan bileşenlerinden ayrılması sağlanır. Bu kök hücresi ayrılmış kan, diğer kolunuzdan tekrar vücudunuza verilir.

Eğer damar yapınız uygun değil ise, alternatif olarak santral yoldan (boyun damarınız) lokal anestezi altında bir kateter takılarak kök hücreler toplanır. Kateter sıklıkla 4 saat süreyle takılı kalır, bazı durumlarda ikinci gün tekrar kök hücre toplanması gerekmesi halinde 24 saat süre ile takılı kalabilir. Ancak bu yönteme nadiren gereksinim duyulur ve sizin vereceğiniz karar önemlidir.

işlem sırasında önemli bir rahatsızlığın olması beklenmez. Nadiren geçici olarak dudaklarda ve parmaklarda uyuşma hissi olabilir. Bağış sonrası, eve gitmek için kendinizi iyi hissedene kadar gözlem altında tutulursunuz. Bağıştan sonraki 48 saat içerisinde, G-CSF'ye ait yan etkiler (kas/kemik ağrıları, ateş, tansiyonda yükselme v.b.) kaybolur. Bağışçı rahatlamak için aspirin içermeyen ilaçlar (Acetaminophen, Ibuprofen v.b.) alabilir. Bağıştan sonraki 2 gün içerisinde birçok bağışçı günlük aktivitelerine dönebilir. Eğer günlük aktiviteleriniz fiziksel iş gücü gerektiriyor ise daha fazla istirahate ihtiyaç duyabilirsiniz.

2. Kemik İliği Toplanması: Bu işlemi tercih eden bağışçıdan; işlemden yaklaşık 1 hafta önce 1 ünite kan alınarak, tekrar kendine verilmek üzere saklanır. Gerekli sağlık kontrolleri ve genel anestezi alıp alamayacağına ilişkin tetkikler yapılıp, hastaneye yatışı gerçekleştirilir. Bu işlemde 1 veya 2 saat kadar genel anestezi alınır. Anestezi verildikten sonra doktor, cilt üzerinden küçük bir kesi (dikiş atılmasına gerek olmayan) açarak özel bir iğne yardımı ile kalça kemiğinizin arkasına (pelvis kemiği) ilerler.

Bağışçı aynı günün akşamında veya ertesi gün taburcu edilir. Bağış sonrası ilk 2 ya da 3 hafta biraz ağrı, yara yerinde sızı ve tutukluk hissedilebilir. Bağıştan sonraki ilk 2 hafta ağır kaldırılmamalı, ağır sporlar yapılmamalıdır. Bağıştan sonraki 2 gün içerisinde birçok bağışçı günlük aktivitelerine dönebilir. Eğer günlük aktiviteleriniz fiziksel iş gücü gerektiriyor ise daha fazla istirahate ihtiyaç duyabilirsiniz.