Türk Kardiyoloji Derneği’nin (TKD) 30’uncu Ulusal Kardiyoloji Kongresi, Antalya’nın Belek bölgesinde devam ediyor. Kongrede kardiyolojide kullanılan eriyen stent teknolojisi ve kasıktan vücuda girilerek kalp kapakçığının değiştirilmesi teknolojisi ele alındı. Prof. Dr. Engin Bozkurt, Türkiye’deki ölümlerin yüzde 40’înın kalp krizinden kaynaklandığını ve her 3 dakikada bir insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Bozkurt, göğüs ağrısı şikayeti olanların ambulans hizmetiyle en yakın hastaneye gitmesi tavsiyesinde bulundu.

TKD’nın 30. Ulusal Kardiyoloji Kongresi, ulusal ve uluslararası düzeyde önde gelen akademisyenlerin katılımıyla 23-26 Ekim’de Antalya’da gerçekleşiyor. TKD Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu ve Dernek Yönetim Kurulu üyelerinin katılımı ile 24 Ekim’de gerçekleşen basın toplantısında kalp-damar hastalıklarıyla ilgili güncel bilgiler paylaşıldı. TKD Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, toplantıda kalp damar hastalıklarının gelişimi ve gelişen teknolojiyle kalp damar hastalıkları tedavisi hakkında bilgiler aktardı. Dernek olarak kalp damar hastalıklarına karşı insanları daha duyarlı hale getirmeyi amaçladıklarını belirten Tokgözoğlu, tıptaki ilerlemeleri de bu türden kongrelerle gündeme getirdiklerini söyledi.

KALP DAMARINDA ERİYEN STENT TEKNOLOJİSİ

TKD Genel Sekreteri ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Prof. Dr. Adnan Abacı da, toplantıda kalp damar cerrahisinde kullanılan damar açma yöntemi olan stentlerle ilgili bilgiler verdi. Stent teknolojisinin çok ilerlediğini ve damarda eriyen stent geliştirildiğini ancak yeni stentlerin her hasta ve damarda kullanılamadığına dikkat çeken Abacı, “İlaç salgılayan, metal ve normal stentler var. Metal stentler damarda kalıyor çıkarılamıyor. Tabi orada kalması bizim için iyi bir şey değil elbette sonradan çıkarılamayacağına göre de. Ne yaptılar eriyen stentler yaptılar. Vücut o maddeyi yavaş yavaş eritiyor. Böylece damarda bir metal kalmıyor. Böylece sonradan bypass ya da yeniden stent takma imkanımız oluyor. Tabi bunlar zor ve yeni geliştirilen teknolojiler dolayısıyla her hastaya uygulanamıyor. Damarların bazı özelliklerinin olması lazım. Zamanla ucuzlayıp her damara uygulanacak hale gelecek. Türkiye’de deneme şeklinde yeni yeni uygulanmaya başlandı. 5-10 yıl sonra yaygın hale geldiğinde tüm hastalara takılacak hale gelebilir. SGK bunun maliyetini karşılamıyor tabi karşılamasını da beklememek lazım. Daha erken, gelişmesi lazım” dedi.

“TÜRKİYE’DEKİ ÖLÜMLERİN YÜZDE 40’I KALP KRİZİNDEN KAYNAKLANIYOR”

Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Engin Bozkurt ise, kalp krizinden kaynaklanan ölüm oranlarına değindi. 2040 yılıyla ilgili yapılan öngörülere de değinen Bozkurt, “Dünyada gelişmiş ülkelerde ölüm sebeplerinden bir numaralı nedeni kalp krizidir. 2040 yılına yapılacak projeksiyonlarda da bunun böyle olacağı ön görülüyor. Türkiye’de de durum aynı şekilde görülüyor. Bir numaralı ölüm nedeni kalp krizlerinden kaynaklanıyor. Türkiye’deki ölümlerin yüzde 40’ı kalp krizinden kaynaklanıyor. Her 3 dakika da bir, bir insanımızı kalp krizinden kaybediyoruz. İnsanlarımız göğüs ağrısını nefes darlığını hiçbir zaman hafife almasınlar. Mutlaka bir doktora ambulansla gitmesi lazım” dedi.

KASIKTAN KALP KAPAĞI DEĞİŞİMİ TEKNOLOJİSİ

Penisilinden sonra kasıktan hastanın vücuduna girip kalp kapağı değişimi tedavisinin büyük bir gelişme olduğunu vurgulayan Bozkurt, 2007 yılında 500 hastada kullanılırken, 2013 yılında bu sayının dünyada 85 bine geldiğini söyledi. Bu teknolojiyi en çok Almanya’nın kullandığını da hatırlatan Dr. Bozkurt, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kasıktan kalp kapağının değişimi penisilinden sonra tıpta çok büyük gelişmeler arasında yer alıyor. 2007 yılında ticari hale gelen bu uygulama kullanım rakamı 500 civarındaydı. 2013 yılında ise bu rakam dünyada 85 bini bulmuş durumda. Almanya bu konuda en önde giden ülke. Yıllık Aort kapağının değişim sayısı 8 bin civarında. Türkiye’ye bakınca SGK’nın bu uygulamayı desteklemesinin ardından geçen yıl 450 civarında hastada uygulandı. Hızlı bir artış var ama ödeme şartlarındaki güçlükler nedeniyle sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Biz bu işlemi ameliyat yapılamayan hastalara ve yaşlı gruplara uyguluyoruz. Birçok hastalığın bir arada olduğu gruplara yapıyoruz bu uygulamayı. SGK bu uygulamaya 48 bin TL ödüyor” diye konuştu.