EN GEÇ 6 SAAT KURALI

Aşı randevusu sırasında tercih edenlere BioNTech aşısının birinci dozu yapılıyor. Aşının 2’nci dozu ise 4 hafta sonra uygulanacak. İnaktif aşının kullanımı öncesi daha önce uygulama kılavuzu yayınlayan Sağlık Bakanlığı, dünden itibaren Türkiye’de de uygulanmaya başlanan mRNA aşısı için de kılavuz hazırladı. Kılavuzda, aşının enjektörsüz olarak sunulduğu belirtilerek, şu bilgilere yer verildi:

“Aşı flakonları sert sarsıntılardan ve darbelerden korunmalıdır. Kullanılmadan önce sulandırılarak seyreltilmelidir. Flakon sulandırılmadan önce veya sulandırıldıktan sonra görünümünde beklenmeyen bir durum gözlemlendiğinde, bu durum mümkünse fotoğraf ile belgelenmeli ve tutanak tutularak Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Aşı ile Önlenebilir Hastalıklar Daire Başkanlığı’na iletilmek üzere, aşının tedarik edildiği birime en hızlı şekilde bilgi verilmelidir.

Sulandırılmamış flakonun görünümü beyaz-kirli beyaz arası renkte donmuş çözelti şeklindedir. Sıvıda herhangi bir renk değişikliği veya başka partiküller görüldüğünde ya da sıvı renksiz hale gelirse flakon kullanılmadan uygun şekilde imha edilmelidir.

Erimiş flakon sulandırılmadan önce nazikçe ve yavaşça 10 kez ters yüz edilmelidir. Kesinlikle çalkalanmamalıdır. Oda sıcaklığında iken sulandırılmalıdır. Flakon sulandırıldıktan sonra en geç 6 saat içerisinde kullanılacak şekilde planlanma yapılmalıdır.”

ALERJİK ŞOKA DİKKAT

Kılavuzda, aşının ilk dozunun sonrasında ciddi bir alerjik reaksiyon varlığının görülmesi halinde 2’nci dozunun uygulanmayacağı kaydedildi. Pfizer-BioNTech aşısı dünya uygulamalarında alerjik reaksiyon gelişen vakalar vardı.

Aşının 38 santigrat derece ve üzerinde ateşi olan kişilerde, henüz kesin tanı konulamamış akut hastalıklarda, kronik hastalıkların akut atakları sırasında ertelenmesi gerektiğine işaret edilen kılavuzda, “Sulandırılan flakonun üzerine sulandırılma saati kaydedilerek +2 ile +8 santigrat arasında muhafaza edilmelidir” uyarısı da yer aldı.

mRNA aşısı için, “Kuduz, tetanos toksoidi içeren aşılarla, kızamık, hepatit-A/B aşıları gibi temas sonrası uygulanması gereken aşılarla zaman aralığı bırakılmaksızın uygulanabilir” ifadelerine yer verilen kılavuzda, tüberkülin deri testinin ise ya aşıyla aynı gün yapılması ya da aşı uygulamasından en az 4 hafta sonrasına ertelenmesi gerektiği kaydedildi.

Aşının en az 4 hafta ara ile 1’er doz olmak üzere toplam 2 doz olarak uygulanacağı hatırlatılan kılavuzda, özetle şu ifadelere yer verildi: “İkinci bir talimata kadar aktif Kovid-19 hastasına, 180 gün içerisinde Kovid-19’u geçirmiş (PCR testiyle doğrulanmış) ve aşının uygulanmasından önceki 10 gün içerisinde doğrulanmış bir Kovid-19 vakasıyla temas etmiş kişilere uygulanmayacaktır. Aşının her iki dozu da aynı pandemik aşı ile uygulanmalıdır.

Gebelikte mRNA aşısının uygulanmasına ilişkin veri bulunmamaktadır. Kovid-19’u ağır geçirme riski yüksek olan gebelere kendi istekleri halinde uygulanabilir. Emzirme döneminde mRNA aşısının uygulanmasına ilişkin veri bulunmamaktadır. Kovid-19’u ağır geçirme riski yüksek olan emziren kadınlara kendi istekleri halinde uygulanabilir.

Kontrolsüz epilepsi ve Guillain-Barre Sendromu, transvers myelit gibi enfeksiyonla ve aşıyla alevlenebilen nörolojik hastalık tanısı bulunanlara takip eden klinisyen tarafından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak aşılama kararı verilir. Kanama bozukluğu olan hastalarda intramüsküler enjeksiyon kanamaya neden olabilir. Aşının içeriğinde bulunan herhangi bir maddeye karşı anafilaksi (alerjik şok) öyküsü varlığında aşı uygulanmaz.”

ETKİNLİĞİ ARTMIŞTI

Pfizer ve Biontech devam eden üçüncü faz klinik testlerde Kovid-19 aşısının 2’nci dozdan sonra bağışıklığının en az 6 ay devam ettiğinin tespit edildiğini duyurmuştu. Aşının etki süresiyle ilgili verilen ilk bilgi daha önce verilen 90 günlük tahminden oldukça uzun bir süre. Şirketlerden yapılan açıklamada aşının 6 ay boyunca hastalığa karşı yüzde 91’in üzerinde koruma sağlamayı sürdürdüğü vurgulandı. Ayrıca aşının korkulan Güney Afrika varyantına karşı da tam koruma sağladığı gözlendi. Şirketler geçen çarşamba günü de 12 ve 15 yaş arası gönüllülerle yapılan küçük bir test çalışmasından da yüzde 100 başarı elde edildiğini açıklamıştı.

Öte yandan Türkiye'de günlük koronavirüs sayısının 42 bini geçmesinin ardından, yoğun bakımlarda sorun başladığı uyarısı yapıldı. Son açıklanan verilere göre, Türkiye genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 63.2, yatak doluluk oranı ise yüzde 54.2 oldu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Kurugöl, yüzde 63.2 oranının sadece korona hastalarını değil diğer tüm hastaları kapsayan bir oran olduğunu belirterek çarpıcı bir uyarıda bulundu.

Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç'in haberine göre, Prof. Kurugöl, “Bu rakam yoğun bakımlarda sorun başladı demek. Tehlike çanları çalıyor. Özellikle İstanbul’da sorun diğer illerden daha büyük. İzmir ve Ankara’da da dikkat çekici bir artış görüyoruz” diye konuştu.

Prof. Dr. Levent Akın da yoğun bakımlardaki artışın iyiye işaret olmadığını anlattı. “Bugünkü vakalar, nisanın 10-15’inde hastanelere yansıyacak” diyen Prof. Dr. Akın, yoğun bakımlar hastalara cevap veremez hale gelirse tam kapanmaya gidilebileceğini, bu nedenle herkesin kurallara uyması gerektiğini söyledi.

ŞAŞIRTAN SONUÇ ORTAYA ÇIKTI

Öte yandan Kovid-19’u atlatan kişilerin antikor düzeylerinin incelendiği çalışmaya göre, virüs yüküne daha çok maruz kalan sağlık çalışanlarının antikor koruyuculuğu 9 aya kadar çıkarken, daha az virüs yüküyle hastalık atlatan ev kadınları ise 3 ay içinde antikor koruyuculuğunu kaybediyor.

Mert İnan'ın haberine göre, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görev yaparken Kovid-19 tanısı alan toplam 123 sağlık çalışanının antikor düzeyi ve koruyuculuk süresine ilişkin yapılan araştırma sonuçları açıklandı.

Ortaya çıkan yeni sonuçlara göre, koronavirüse yakalanarak hasta olan sağlık çalışanlarında en yüksek antikor seviyesine 4 ile 6’ncı haftada ulaşıldığı saptandı.

Araştırma sonuçlarına göre virüs bulaşan sağlık çalışanlarında 6’ncı aydan itibaren antikor seviyesinde anlamlı düşüş yaşanırken, yoğun bakım ve Kovid-19 servisinde yüksek virüs yüküne maruz kalarak hastalanan sağlık çalışanlarında ise sürenin 9 ile 12 ay arasında değiştiği tespit edildi.

Araştırmada hastanenin lojistik, idari, yemekhane gibi kısımlarında görevli olanların antikor seviyelerinin 6’ncı ayda tamamen kaybolduğu belirlendi.

BİR YIL SÜRMÜYOR

Araştırma sonuçlarını Milliyet’e yorumlayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümü’nden Dr. Yeşim Tuyji Tok, Kovid-19’a yakalanan sağlık çalışanlarının virüs yükü ne kadar fazla olursa antikor süresinin ve koruyuculuğunun da aynı oranda arttığına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi:

“Araştırmamız sağlık çalışanlarında aşılanma ihtiyacının doğacağı sürenin belirlenmesinde yol gösterici olacak. Cerrahpaşa bünyesinde aşılandıktan sonra hastalığı ağır geçiren bir vaka olmadığı gibi, sadece birinci doz aşı olanlarda bile böyle bir tablo görmedik. Antikor bağışıklığının 1 yıl sürmesi gibi bir durum söz konusu.

Ev kadınında ise koruyucu antikor 3 ay etki gösterirken, Kovid-19 kliniğinde görev yaparken hastalanan hekimde bu süre 9 aylık süreyi geçebiliyor. Anestezi, yoğun bakım ve acil servis çalışanlarında daha uzun süreli antikor koruyuculuğu oluştuğunu saptadık.”

Kovid-19 hastalığı geçiren sağlık çalışanlarının antikor düzey ve koruyuculuk süresine yönelik yapılan çalışmanın sonuçlarını değerlendiren İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Osman Erk ise, “Hastalığı ağır geçirenlerdeki koruyucu antikor seviye ve süresi, hafif atlatanlardan daha uzun oluyor.

Ağır seyirli hastalarda oluşan koruyucu antikor 6 ile 9 ay arasında vücutta etkisini gösteriyor. Ancak hafif virüs yükü alarak, hastalığı atlatanlarda bu süre 3, 4 ay arasında değişiyor. Bu nedenle hastalığı hafif atlatanların kesinlikle koruyucu antikor oluştuğuna güvenerek maske, mesafe kuralından taviz vermemesi gerekiyor.

Hastalığı hafif atlatan vatandaşların 4’üncü aydan sonra aşı olmasını öneriyoruz” dedi. Ege Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl de, hastalığı ağır atlatanlarda oluşan koruyucu antikorun daha uzun süre etkinliğini sürdürdüğünü belirterek, şunları dedi:

HAFİF ATLATANA ÖNERİ

“Kovid-19’u ağır geçiren bir hocamızda aradan geçen 1 yıllık süreye rağmen antikor seviyesinin yüksek olduğunu tespit ettik. Ancak bu durum herkes için aynı değil. Hastalık sonrası ortalama antikor koruyuculuk süresinin beş, altı aydan uzun sürmeyeceği bilim dünyasının ortak kanaati. Hastalığı hafif atlatanlar, ‘Nasıl olsa Kovid-19 geçirdim bir şey olmaz’ dedikleri noktada ikinci kez hastalığa yakalanırlar.”

İSTANBUL UYARISI: 15-20 GÜN ÇOK HASSAS OLUNMALI

Türkiye genelinde olduğu gibi İstanbul’da da vaka artışı alarm veriyor. İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu, bir yılı aşkın süredir dalgalı şekilde seyreden bir salgınla mücadele edildiğini, ilk dalganın geçen yılın mart, nisan aylarında yaşandığını, ikinci dalganın eylül, ekim ve kasım aylarında görüldüğünü hatırlatarak, şimdi de 3’üncü bir dalgayla karşı karşıya olunduğunu ifade etti.

Şu anda hastaneye yatışların, kasım ayındaki yoğun bakım yatış oranlarına göre daha az olduğunu vurgulayan Kemal Memişoğlu ancak hâlâ testi pozitif çıkanların oranının arttığını anlattı.

Kemal Memişoğlu, salgının geçen yılın mart-nisan ile kasım aylarındaki seyrine bakıp analiz yaptıklarını belirterek, “Bu analiz neticesinde de bunun birkaç hafta daha yükseleceğini, ondan sonra düşüşe geçeceğini öngörüyoruz.

15-20 günlük süreçte herkesin çok hassas olmasını bekliyoruz. Tabii bu yükselmenin şiddeti ve süresi insanların uyumuna da bağlı. En geç nisanın ortasından itibaren vaka sayılarındaki artışın düşeceğini öngörüyoruz ama bu kasımdaki ve marttaki simülasyonumuzun karşılığındaki öngörümüz. İnsanlar uyum gösterirse bu süreç daha da kısalabilir” ifadelerini kullandı.

İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu Memişoğlu, İstanbul’un yoğun bakım doluluk oranlarında yüzde 64-65, normal yataklarda ise yüzde 62 bantlarında olunduğuna dikkati çekerek, bunun artmasının tehlikeli hale gelebileceğini vurguladı.

Aşılama çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Memişoğlu, şu anda 60 yaş üzerindeki vatandaşların aşılamalarının yapıldığını hatırlattı. Memişoğlu, “65 yaş üzerindeki insanlarımızı zaten yapmıştık.

Yaklaşık yüzde 80 oranında o insanların aşılamalarının ikinci dozlarını da bitirme aşamasındayız. Aşı tedariki sağlandığı sürece devam ediyoruz” diye konuştu.