Muş Sağlık Müdürü Dr. Serdal Türkoğlu, Muş’ta herhangi bir ’mers’ vakasının olmadığını söyledi.

Dr. Serdal Türkoğlu, dün akşam saatlerinde Bitlis’in Güroymak ilçesinden yüksek ateş ve kusma şikayetiyle Muş Devlet Hastanesi’ne gelen ve ismi açıklanmayan vatandaşın MERS şüphesi taşıması üzerine bugün makamında basın toplantısı düzenledi. Konunun basına yansıması üzerine açıklama yapma gereği duyduğunu ifade eden Serdal Türkoğlu, haberin yerel ve yaygın medyada geniş yer bulduğunu ve bunun yanlış anlaşılmalara yol açtığını kaydetti. Hastanın 3 gün önce kutsal topraklardan döndüğünü dile getiren Türkoğlu, "Hastamız, ani bilinç bulanığı, ateşinin çıkması üzerine kendi aracıyla hastaneye müracaat etmesi üzerine, ’MERS virüsü olabilir mi?’ diye bir düşünceye sevk etti bizi. Gelen hasta hastaneye başvurdu, yapılan tahlil ve testler sonucu böyle bir hastalık olmadığı anlaşıldı ve hasta taburcu edildi. Gerekli önlemlerimizi almış durumdayız. Halkımızın herhangi bir şüpheye ve infiale sevk edecek bir durum söz konusu değildir" dedi.

Bu tür durumlara alışılması gerektiğini vurgulayan Türkoğlu, "Sonuçta biz Müslüman bir ülkeyiz. Hac vazifesini yapmak için hacca giden insanlarımız var. Orta Doğu’ya çalışmak için giden insanlarımız var. Bunların bu hastalık veya virüse bulaşması söz konusu. Dolayısıyla hastanın Türkiye’ye gelmesinden sonra 15 gün içinde bulaşması söz konusu. Gelen vakalarda 15 gün içinde herhangi bir ateş, bulantı, kusma, bilinç bulantısı, kanama, öksürük, solunum darlığı ve daha sonrasında bronşit ve solunum yetmezliğine kadar ilerliyorsa, bu bizde MERS virüsü var mıdır diye şüpheye sevk etmekte. Bilindiği üzere tüm Türkiye’de acile başvuru sayısı binlerce. Bu konu gündemde olduğu taktirde bu tür vakalarla karşılaşacağız. Şu anda Türkiye’de sadece şüphe üzerine hastanede tedavisi sürdürülen 17 kişi var. Yapılan tetkikler sonucunda hepsine sıtma teşhisi konuldu. Herhangi bir MERS virüsü veya Ebola virüs hastalığı şu anda Türkiye’de saptanmadı" dedi.

Mers virüsünde ölüm oranının yüzde 40-50 arası olduğunu dile getiren Türkoğlu, "Bu hastalıkta öncelikle yapılacak şey insanlara bulaşmasını engellemek. Hastanın izole şekilde hastaneye transferinin sağlanması, hastaneye geldikten sonra da sağlık personelinin uygun kıyafetler giyinmesi, bulaşmanın önlenmesi lazım. Daha sonra da gerekli tedaviye başlanmalı. Bulaşmayı engellemek için Afrika’ya, Orta Doğu’ya seyahatlerin engellenmesi gerekir. Gidildiğinde de toplu yaşam alanında fazla kalınmaması, öksürüğe, hapşırığa karşı elle yüzün kapatılması. Bilindiği gibi aşısı ve tedavisi yok. Mers virüsü genelde grip gibi başlar. Bulantı, ishal, kusma zaten Ebola virüsü ile ortak özellikleri. Daha sonra akciğer yetmezliğine kadar ilerliyor. En son solunum yetmezliği ile kendisini gösterir ve yüzde 40-50 oranında ölümle sonuçlanır. Dünkü vakada tanı konulmuş bir vaka değildir. Zaten hastaneye gelmiş, gerekli tetkikler yapılmış, MERS virüsü olmadığı anlaşılarak taburcu edilmiştir. Bu tür vakalara nasıl yaklaşacağımızı biliyoruz. Hazırız, önce korunma ve başkasına bulaştırmama bunda önemli olan. Çünkü bu hastalıklar katlayarak yayılır. Şu anda böyle bir vaka Muş’ta yoktur. Olağanüstü bir durum yok, şüpheli vakalar olacaktır bundan sonra, buna da hazırlıklı olmalıyız. Dolayısıyla hacdan gelen vatandaşlarımızın da normal grip, nezle olma durumları var. Hacdan gelen ateşi olan herkesin bir kere bu kapsamda değerlendirilmesini öngörüyoruz. Biz bu önlemi almak zorundayız. Binde bir bile ihtimal olsa, bunun önlemini almalıyız. Bu bazen insanları korkutabiliyor. Telaşa mahal yok, sıkıntıya düşecek bir durum yok. Hem biz hem personelimiz hazırlıklıyız, eğitimliyiz sadece önlem alıyoruz" şeklinde konuştu.