Uzm. Dr. Esener Lazer İle Epilasyon hakkındaki şunları söyledi;

“Kıllar insan vücudunun temel bir özelliğidir; ısı dengesi, fiziksel koruma, ter ve yağ atılması dahil olmak üzere geniş fonksiyonları vardır. Psikolojik açıdan saçın rolü düşünüldüğünde, saç dökülmesinin genellikle bireyin benlik saygısı, kişiler arası ilişkiler ve toplum içindeki konumu üzerinde göz ardı edilemeyecek bir etkisi vardır. Her birimizde tahmini 80,000-150,000’inin saçlı deride yer aldığı toplam 5 milyon kıl kökü bulunmaktadır.

Lazer tedavileri ise son 40 yıldır gelişen teknolojiyle birlikte hasarlı cildin yenilenmesi, damarsal sorunlar (varis ve ince kılcal damar çatlakları gibi), akne, iz, leke bozuklukları, dövmeler ve istenmeyen kılların yok edilmesi gibi birçok durumda tedavi seçeneği haline gelmiştir.  Lazerle epilasyon (fotoepilasyon)  istenmeyen kılların uzun süreli olarak kıl kökü ve onun üretken kısmının hasarla yok edilme tekniğidir ve günümüzde sıklıkla uygulanmaktadır. Lazerle epilasyonda aa hedef renk hücresi dediğimiz melanosit ve ürettiği renk olan melanindir.  Genellikle kıl kökleri tedaviye büyüme evresinde daha duyarlıdır.

Lazerle epilasyonda kullanılan lazer çeşitleri ve etkileri farklılık gösterir:

Ruby lazer;   694 nm dalga boyunda,  orta derecede etkinlik gösterir.

Alexandrite lazer;   755 nm dalga boyunda, orta derecede etkinlik gösterir.

Diode lazer; 800 nm dalga boyunda,  yüksek derecede etkinlik gösterir.

Nd:YAG lazer; 1064 nm dalga boyunda, orta derecede etkinlik gösterir.

Yoğun atımlı ışık IPL; 400-1200 nm dalga boyunda,  düşük derecede etkinlik gösterir.

Lazer Epilasyonda Hasta Seçimi,Tedavi Öncesi ve Sonrası Uyulması Gereken Kurallar
İstenmeyen, renkli kıllar birçok kişinin yaygın bir problemidir. Bu durum normal yerleşim alanlarındaki kıllarda fazlalık yada kalınlaşma şeklinde olabildiği gibi, kadınlarda istenmeyen yada anormal alanlarda erkek tipi kıllanma şeklinde hormonal etkilerle de gelişebilir. Tıraşlama, cımbız, kimyasal depilatörler gibi birçok yöntem mevcut olmasına rağmen istenmeyen tüylerin uzun dönem yok edilmesi uzunca bir süredir sorun oluşturmuştur. Kıl kökünün hasarı için hedef kıl ve çevre dokudaki renk hücresidir.

Lazer epilasyon kozmetik bir işlem olmasına rağmen, eksiksiz tıbbi öykü, fizik muayene, kişinin gerçek beklentilerini değerlendiren ve olası risk faktörlerini içeren bilgilendirilme işlemi tüm lazer tedavilerinden önce yapılmalıdır. Aşırı anormal kıllanma altında yatan nedenler için laboratuar analizi yapılmalıdır. Var olan sistemik hastalıklar yada cilt hastalıkları sorgulanmalıdır.  Işık alerjisi, anormal yara iyileşmesi olan kişilerde uygulama çok dikkatli yapılmalı yada ertelenmeli, aktif bir cilt enfeksiyonu varsa önce enfeksiyon tedavi edilmelidir. Hastanın aldığı ilaçlar ışığa karşı duyarlılık yapabileceğinden sorgulanmalıdır.

Dikkatli bir fizik muayene yapılmalıdır ve hasta seçiminde kişinin kıl kalınlığı, kıl rengi,  uygulanacak bölge ve deri tipine bakılarak uygun dalga boyunda lazer tipi seçilmelidir.

Hastaya, lazer epilasyona hastaların tamamının değil %80 oranında bir kısmının cevap verdiği anlatılmalıdır. Genellikle hasta her bir tedavide kılların %20-30’unda dökülme bekleyebilir fakat her bir tedavide en az %4 en fazla %70 oranında dökülme bildirilmiştir. Her ne kadar uygulanan tedavi kılların tamamında geçici bir dökülmeye neden olsa da, kalıcı bir dökülme 5-8 kez tedavi gerektirir. . Çoklu tedavi sonrasında hasta kılların ortalama %75’inde dökülme bekleyebilir fakat siyah kılları olan açık tenli hastalarda etkinlik daha yüksek olabilir (%80-89) ve koyu tenli açık renk kılları olan hastalarda ise etkinlik düşebilir. Hasta, çillerinde yok olma, renkli lezyonlar ve dövmelerin renginde açılma olabileceğinin farkında olmalıdır. Koyu ten ve bronz ten daha fazla miktarda ışık emilimi yapar ve daha fazla yan etki riski taşır. Günümüz lazer sistemleri arasında uzun atımlı diod lazer (800-810 nm), uzun atımlı Nd:YAG lazer (1064 nm) ve IPL (590-1200 nm) lazer sistemleri özellikle tercih edilir.

Son zamanlarda, lazer uygulama bölgesindeki ince kılların kalınlığında ve yoğunluğunda artış anlamına gelen paradoks hipertrikoz ciddi bir yan etki olarak bildirilmiştir. Yaklaşık olarak tüm lazer tiplerindebu yan etki gözlenmiştir. Birçok risk faktörü mevcuttur. Bunlar; kıl kalınlığı ve kıl kökünün derinliği, altta yatan hormonal durum, hormon desteği veya aşırı kıl büyümesini tetikleyen ilaç kullanımı, takip eden lazer ya da IPL uygulamaları, kıl kökü hasarı için yetersiz ışık enerjisi kullanımı, anatomik bölge ve cinsiyet (kadınlarda yüz ve boyun), koyu renk cilt tipi olarak sayılabilir.

Uygulama öncesi deride öncelikle makyaj temizliği yapılmalıdır. Tedavi öncesi kıllar uzunluğu 0,2-0,5 mm olacak şekilde tıraşlanmalıdır. Bu işlemin yapılmaması deride yanık riskini artırır. Hastalar, tedaviden 2 hafta öncesine kadar ağda, cımbız kullanımı ve uygulanacak bölgeyi beyazlatma gibi işlemleri bırakma konusunda bilgilendirilmelidir. Hastalara tedaviden 2 hafta öncesine kadar bronzlaşmaktan kaçınmaları tavsiye edilmelidir.

İşlem sonrasında soğuk kompres uygulanması, hem ağrıyı hem de ödemi azaltma konusunda yardımcıdır. İşlem yapılan bölgenin nemini sağlamak amacıyla düzenli nemlendiriciler kullanılmalıdır. İşlem sırasında ve hemen sonrasında arzu edilen bir tedavinin göstergesi olarak kıl kökü çevresinde kızarıklık görülebilir. Ancak bu kızarıklık yaygınsa lokal tedavi verilebilir.  Uygulama sonrasında kaşıma ovalama gibi her türlü travmadan kaçınılmalı ve kılları kökten alan epilatör, cımbız ve ağda kullanımı yasaklanmalıdır. Özellikle uygulama sonrası ilk bir hafta daha dikkatli olmak üzere güneşten koruyucu önlemler alınmalı, güneş koruyucu kremler düzenli kullanılmalıdır. Uygulamadan sonraki gün makyaja izin verilebilir. Lazerden etkilenen kılların 7-10 gün içerisinde döküleceği hastaya bildirilmeli, bu durumun kılın tekrar uzadığının bir göstergesi olmadığı hatırlatılmalıdır. Derinin bir bölgesi lazere maruz kaldığında uyku halinde olan kıl kökleri büyüme fazına itilir ve hasta ilk ya da ikinci seans sonunda kılların artışıyla karşılaşabilir, bundan dolayı bu yan etki konusunda hasta uyarılmalıdır.

Sonuç olarak; lazer epilasyon uygulamalarında doğru hasta seçimi için, iyi bir öykü ve fizik muayene ardından uygun lazer tipinin belirlenmesi ve hastayla etkin bir iletişim kurarak gerekli bilgilendirilmenin yapılması gerekmektedir. Daha etkili ve yan etkisiz uygulamalar yapabilmek için hekim gözetimi altında tedavi öncesinde ve sonrasında gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir.

Karaman Tıp Merkezi hastanemizde lazerle epilasyon hasta cilt tipine ve kıl yapısına uygun dozlar ayarlanarak Uzm. Dr. Sarenur Esener kontrol ve gözetiminde uygulanmaktadır.”

Uzm. Dr. Sarenur Esener Kimdir?

1984 Konya doğumlu olup eğitim hayatını Konya’da tamamlamıştır. 2008 yılında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdikten sonra Taşkent Balcılar sağlık ocağında pratisyen hekimlik yapmıştır. 2009-2013 yılları arasında Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde deri ve zührevi hastalıklar bilim dalında uzmanlık eğitimini tamamlamış, akabinde Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 2yıl süreyle çalışmıştır. 2015’ten itibaren Karaman Tıp Merkezi’nde hasta kabulüne devam etmektedir.