Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu tarafından düzenlenen ‘Futbolda Altyapı Stratejileri’ konferansına, ünlü Alman teknik adam Erich Rutemöller konuşmacı olarak katıldı.

SAÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinin bilek güreşi ve dans gösterileri ile başlayan konferansın açılışında konuşan SAÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Reakrasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nedim Çetin, “Türkiye’de sporun ilerlemesi gerekmektedir. Bugün ülkemizde özellikle spor dediğimizde aktivite olarak, bağımlılık derecesine gelmiş futbol var. Belki çok az bir grup futbol oynuyor ama Türkiye ve dünyada çok fazla kişi futbola ilgi duyuyor. Asıl sorunumuz özellikle alt yapı; doğru teşhislerin, doğru planlamaların ve doğru hedef normlarının konulduğu bir spor dünyası için çalışmalıyız” dedi.

Erich Rutemöller’i Sakarya Üniversitesi olarak ağırlamaktan dolayı mutlu olduğunu dile getiren SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, “Türk futbolu kötü bir dönemden geçiyor fakat bu durumdan da kurtulacaktır. Belki de misafirimizin burada olması bir başlangıç olur. Türkiye’de futbol seyircisi çok sabırsız ve başarıyı çok kısa zamanda bekliyorlar, bir iki hafta alınan kötü sonuçlarla takımlarına zarar veriyorlar. Artık bunları aşmamız gerekiyor” dedi.

Konferansta konuşan Alman Teknik adam Erich Rutemöller, “Alman futbolunun tarihine bakacak olursak, 2000 yılında Avrupa kupasına gittiğimizde, Alman futbolu yerlerde sürünüyordu. İngiltere’ye, Portekiz’e, Romanya’ya karşı kaybetmiştik. Futbolun Almanya için ne anlama geldiğini bu dönem için tahayyül edebilirsiniz. Bir girişim olmalıydı, bir değişim olmalıydı, ama ne olacağını bilemiyorduk. Milli Federasyon Başkanlarıyla konuştuk. Ne yapacağımıza dair istişarelerde bulunduk. Düştüğümüz bu durumdan kurtulmak için bazı çalışmalar başlattık ve 2012 Avrupa Şampiyonasında final oynadık. 2014 Dünya Kupası şampiyonu olduk. Bugün, size yaptığımız bu çalışmaları anlatacağım” dedi.

Almanya’da 2000li yıllarda yetenekli futbolcuların ellerinden kaçtığını söyleyen Rutemöller, “Klose gibi, Mertesacker gibi önemli yetenekler Almanya da hiçbir alt yapı kadrolarında futbol oynamadı. Bu gibi yetenekleri değerlendiremiyorduk. Almanya çapında yeteneği olan her bireyi bulmak istiyorduk. Hedefimiz, 11-15 yaş arasındaki yetenekler bulmaktı. Bu yetenekleri bulmak için 1000 tane antrenör ile 366 nokta gezdik. Buralarda gerçek yetenekleri bulmaya çalıştık. Bu 1000 antrenörün maaşlarını Alman hükümeti tarafından ödeniyordu. Bu yetenekleri araştırma konusunda en büyük teşebbüstü” şeklinde konuştu.

1990 ve 1994 yıllarında Fransızların futbol için yeterince kalifiye olmadığını belirten Rutemöller, “Fransa için dünyanın sonu gibiydi. Fransızlar bu sorunları gidermek için yetenek geliştirme okulları açtılar. Bu dönemde Fransa’da ki kulüplere zorunlu yükümlülük verildi. Bu yükümlülük, zorunlu yetenek geliştirme merkezleri açmaktı. Bu atılımın geri dönüşü olarak 1998’de Fransa dünya şampiyonu oldu. İtiraf etmem gerekiyor ki Fransızların bu fikrini biz de çaldık. Almanya birinci ligde yer alan kırk beş kulüpte, böyle yetenek gelişim merkezleri açtık. Bana göre bu attığımız en büyük adımdı. Fransa’nın yaptığı gibi bizim de bu kulüplere zorunluluk getirmemiz çok doğru bir karardı. Bu girişim 2002’den beri var” dedi.

Yetenekleri gençleri bulmak için yaptığı çalışmaları anlatan Rutemöller, “ 3-7 yaş arası temel teşvik söz konusu, 11-14 yaş arası yetenek teşvik söz konusu, 15-18 yaş grubu ise artık yavaş yavaş elit bir kesimin ortaya çıktığı ve bunların teşvikinin olduğu bir dönem. Futbol için çok erken yaşta çalışmalara başlanması gerektiği konusunda umarım bana katılırsınız. Anaokullarında bile belirli oyun süreçleriyle başlatılması gereken bir şey bu. Temel kavramlar hareket, oyun, öğrenmek ve stabilize etmek. Burada sorumluluğun büyük bir kısmı anaokuluna ve ilkokula düşer” şeklinde konuştu.

Almanya’nın da Türkiye gibi kulüpler ülkesini olduğunu fakat yetenekli gençlerin yetişmesinde bunu tek başına kulüplerin çözemeyeceğini dile getiren Rutemöller. “Futbolda başarılı bireyler yetiştirmek için okullara ihtiyaç duyduk. Futbol merkezli Elit Spor okulları inşa ettik” dedi.

Genç yeteneklerin gelişimde psikologların da önemli rol oynadığını söyleyen Rutemöller, “Sizin, spor psikolojisine ne kadar aşina olduğunuzu bilemiyorum. Biz, Almalar olarak, daha önce hiç spor psikolojisi hakkında düşünmedik. Fakat spor psikoloğu gittikçe önemi artan bir durum haline geldi. Amatör futbolda spor psikologlarının yerini destekliyoruz ve bunları görevde tutmaya çalışıyoruz. Bunlar çıkan sorunları çözmede yararlı olan kişiler. Genç futbolcuların, kendilerini baskı atına sokma veya grup içerisinde baskı altında olma gibi sorunlarını çözüyorlar. Her ne kadar grup çalışmasından bahsetsek de dönüp dolaşıp geleceğimiz yer bireysel gelişim. Gerçekten ilerleme kat etmeleri için çocukların bir taraftan futbolu çok sevmeleri gerekiyor ama bir taraftan da başarıya ulaşma azmi içerisinde bulunmaları gerekiyor. Teknik ve stratejiden çok konuşuyoruz ama belki de sırf bu yüzden üzerinden düşünülmesi gereken psikolojik etkenler yeterince göz önünde bulundurulmuyor” dedi.

Antrenman konusunda belirli bir model üzerinde yoğunlaştıklarını anlatan Rutemöller, “Bu önemli ölçüde aramızdaki antrenörleri ilgilendiren bir mesele. Oyun pozisyonlarına odaklı bir antrenman söz konusu. Örneğin, top bizdeyken ne yapılmalı, top rakipteyken ne yapmalıyız. Bu temel eğitimleri asla ihmal edemeyiz. Oyuncuların kişisel ihtiyaçlarına göre de fıtness planlarına uymaları gerekiyor veya kişisel olarak psikolojik destek sağlanmalı. Performans teşhisi için de belirli testler uygulanmalı” diye konuştu.

Çok yoğun bir şekilde dünya futbolu ile birlikte Türkiye’yi de yakından takip ettiğini söyleyen Rutemöller, “Türkiye 2002 Dünya Kupası’nda dünya üçüncüsü oldu, 2008 Avrupa Şampiyonası’nda önemli işlere imza attılar. Birkaç maç kötü oynadı diye Türk Milli Takımı’nı eleştirmek yanlış olur. Fatih Terim’e bu konuda güveniyorum. Türk futbolunun geleceği için gerekli düzenlemeleri yapacaktır” dedi.

Programın sonunda Sakaryaspor taraftar grubu Tatangalar, Rutemöller’e Sakaryaspor atkısı hediye etti.