ŞEHRE  KAR YAĞIYOR, ÇOCUKLAR NERDE?


Kar yağıyor üzerimize bugün!
Her tanesi rahmet meleklerince inen,
Çıplak ağaçlar örtüsüne bürünüp,
Bir ak gelin oldu, süslendi  toprak,
Ve bir süre evlerin başını örtecek duvak,
 hükmünü sürdükten sonra kar,
Bir kefene sarılan ömür misali ,
Gün gelip o karda toprak olacak .
 
Kar yağışıyla uyandı bu gece şehir. Her yer bembeyaz. Çatılar, ağaçlar, sokaklar o beyaz örtüsüne bürünmüş. Belki uzun sürmeyecek bu vuslatın anı. Belki  kuşlar bir süre üşüyecek,sokak kedileri titreyecek, arabalar yollarda mahsur kalacak… Varsın olsun bugün kar sevinci  yaşayacak çocuklar. 
 
Sana birkaç kızan olsa da kar; gelişine inan herkes sevindi.Kışın tadı sensiz yaşanmıyordu. Bir yanı yetimdi toprağın. Tohum seni bekliyordu duayla. Çocuklar seni bekliyor du her sabah pencereden. Ağaçlar üşümüştü yalnızlığınla. Kuşlar şarkılarını söylemek için seni beklediler umutla. 
 
Çocukların yüzleri gülüyor  bugün.Bir bayram sevinciyle yere düşüşünü izliyor.Kışın sensiz tadı olmadığını  çocuklarda biliyor.Onlar birazdan sokağa çıkıp seninle buluşacaklar.Anneleriyle eldivenlerini giyip kartopu oynayacak, kardan adam yapacaklar  sonra sokakta kayacaklar. İlk kardan adamını yapan çocuk,  sevinçle bakacak sana. Şu tatil günlerinde nasılda mutlu olacaklar. Bir yanda sen bir yanda tatil ve keyifle geçecek zaman.Ve  sen kar; küçük dünyalarında kocaman izler bırakacak,  daima hatıralarında yaşayacaksın.
 
Bugün kar bir başka yakıştı parka.Ağaçlar ve dallar bembeyaz. Parkın içindeki ağaçlar, kocaman bir karadam! Ne kadar kar varsa giymişler  üstüne. Dallarından sarkan karlar  hafif rüzgarla birlikte dökülmekte. Ağaçlar eşsiz bir tablo misali tüm albenisiyle alıp gütürüyor bizleri ötelere.
Çocuklar seni çok seviyor, ne olur çabuk gitme kar. Bu tatil günlerinde bunalan o küçük yürekleri seninle huzur bulsun. Ne olur;  parklarda ağaçlar biraz daha böyle  kalsın. İnsanlar güzelliğinle derin nefes alsın, gönüller ferahlasın.Biliyorum esen lodos seni eritecek ve su olup toprağın derinliklerine ineceksin.Ağaçlar yine çıplak kalacak, çocukların boynu yine bükük kalacak. Birazdan elleriyle yaptıkları kardan adamlar eriyip tıpkı senin gibi kar! Yalan olacak.Yolun gözlenecek bir başka kışta.
 
Sen eskilerde böyle değildin. Daha çok misafirdin bizlerle. O yıllarda kimsenin şikayeti yoktu kardan. Altı, yedi ay boyunca ilçeyi teslim alan kara, herkes alışkındı.Karlı kış günlerinde adam boyu karlar yağardı.Çatılar kürünür, sokaklardan yürümek için ellerde kürek, yollar açılırdı.yerlerde serçeler toplaşır yem ararlardı umutla. Çocuklar kuşlara bakar, ellerindeki kuru ekmekleri atar, onları izlerlerdi keyifle. Sonra çocuklar, gün boyu doyasıya kar oyunları oynardı. Ağaç kızaklar buzlu yollarda gider;  sokak, çocuk sesiyle çınlardı. Kış gecelerinde komşuluklar ne güzel olurdu hani. Yanan sobalarda kestaneler patlardı çıtır çıtır. Hele o patlamış mısırları görünce çocuklar adeta bayram ederlerdi. Mısır patlağı kış günlerinin vazgeçilmeziydi.Koyu sohbetler arasında kahkaha sesleri hiç eksik olmazdı odalardan. Elektriğin olmadığı zamanlarda gaz lambalarının kısık ışığında anneler,  nakışlarını işlerdi gergeflere. Sohbetler arasında, odun kömüründe pişen tavşankanı çaylar yudumlanırdı keyifle. Günler,  tatlı bir hengame içerisinde gelip geçerdi.  
 
Bugünde kar yağıyor şehre hemde lapa lapa!  Haydi yine gülün çocuklar. Kısa da olsa karın tadını çıkarmaya bakın. Kardan adam yapın, kartopu oynayın, kızak kayın ve hatta doyasıya yuvarlanın karlarda. Bak sizleri bekliyor karlı sokaklar. Siz hala nerdesiniz çocuklar!
ERDAL DEMİR