Tütün çok eski zamanlardan beri kullanılagelmiş, çeşitli hastalıklarda tedavi edici olarak kullanılmış ve hatta mısır dönemlerinden kalma mumyaların içerisinde de tütün bitkisine rastlanmıştır. Tütün önce süs bitkisi olarak bahçelere ekildi, sonra öksürük, astım, baş ağrısı, kusma, aybaşı ağrılarına iyi geldiği iddia edildi ve hatta zamanın Doktorları bile kendi imkanlarıyla tütün yetiştirmişlerdir. Tütün Osmanlı’ya ilk olarak 16.yy’da tüccarlar tarafından getirildi ve tıpkı dünya genelinde kullanıldığı gibi hastalıklara şifa olması sebebiyle yetiştirilmeye başlandı. Bu durum Osmanlının son zamanlarına doğru Avrupa’nın da etkisiyle artık hastalıklara şifa olmasının aksine insanların stres düzeylerini azaltmak için, sinirlendiklerinde sakinleşmek için kullandıkları ve günlük hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline gelmişti.

Artık tütün kullanımı insanların negatif duygu durumundan (stres) kurtulmak için kullandıkları bir alışkanlık halini almıştır. (Aciero ve ark 1996, Özbay 1996 akt Yazıcı 2007) Bireyler içinde bulundukları olumsuz duygudurumundan sigara içerek uzaklaşır ve pozitif bir duygu durumuna ulaşmayı amaçlamaktadırlar. (DeLongis, Folkman, Lazarus 1988 akt Yazıcı 2007). Böylelikle korku, gerilim, kızgınlık gibi olumsuz duygu durumlarından kurtulmayı amaçlarlar. (Lujic, Reuter, Netter, 2005 akt Yazıcı 2007) Bu sebepten sigara, kullanan bireyler için rahatlatıcı ve memnuniyet düzeylerini artıran bir maddedir. (Azak 2006 akt Yazıcı 2007).

Sigara günümüzde 7’den 70’e herkesin kullandığı ve artık normal karşılanmaya başlanmıştır. Sigarayı küçüklükten beri kullanmaya başlayan bireylerde sigara ve kullanıcı arasında psikolojik, fizyolojik ve duygusal bir bağ oluşmakla beraber kişi yakınında olmadığı ve/veya kullanamadığı zaman kendini kötü hissetmektedir. Sigara sadece içen kişiye değil sigara içilen ortamda bulunan kişileri de etkilemektedir. Bu kişilere “pasif içici “olarak adlandırılmaktadırlar. Pasif içicilik de en az normal kullanıcılık kadar zararlıdır. Bu yüzden sigara kullanan ve kullanmayanların içinde bulundukları ortamı hassasiyetle seçmeleri çok önemlidir. 

SİGARA NEDEN BIRAKIL(A)MAZ?

Sigaraya başlamak bırakmaktan çok daha kolay olup çoğu birey de sigarayı bıraktıktan bir müddet sonra tekrar başlamaktadır. Bunun sebebi bireyin zihinsel olarak bırakmaya hazır hissetmemesi, uygun sosyal desteğe sahip olmaması ve sigaranın yerine başka bir şey koyamamasından kaynaklanmaktadır.  Diğer taraftan sigarayı bırakma girişimleri esnasında bireylerde yoksunluk belirtileri bırakmayı zorlaştıran diğer bir etkendir. Bunlar; kızgınlık, terleme, kaygı, üzüntü, uykusuzluk şeklinde sıralanabilir. Bireyler bu belirtilerle karşılaştıkları için sigarayı da bırakmakta güçlük çekmektedirler.

SİGARA BAĞIMLILIĞININ SEBEBİ NEDİR?

Bireylerdeki sigara bağımlılığı iki ana başlıkta incelenebilir. Bunlardan birisi kimyasal diğeri ise davranışsaldır. Bağımlılığın kimyasal tarafı tütün maddesinin içerisindeki kimyasalların beyne mutluluk hormonu salgılatarak bireyin bundan haz almasını sağlar. Davranışsal boyut da olumlu ve olumsuz davranış olarak iki başlıkta incelenebilmektedir.

 Olumsuz: Birey olumsuz durumlarda sigaraya başvurduğundan dolayı her olumsuz durumda birey direkt olarak sigara arayacaktır ve bu durum otomatikleştiği anda artık bağımlılıktan söz edilmeye başlanabilir.

Olumlu: yemeğin ardından, kahve ile beraber veya sabah kalkar kalkmaz sigara içilmesi durumu da bırakmayı zorlaştırır çünkü günün her anında sigara aklınızın bir köşesinde bulunmaktadır.

SİGARANIN ZARARLARI NELERDİR?

Sigaranın zararları çok yünlü incelenmesi gereken bir konudur bunlar şu şekilde sıralanabilirler:

Fiziksel zararlar: sigara başta akciğer olmak üzere vücudun birçok bölgesinde ciddi tahribatlara yol açmaktadır. Kanser, kalp damar rahatsızlıkları, cilt ve kan hastalıklarına yol açmaktadır

Psikolojik zararlar: bireylerin birçok kez sigarayı bırakmaya çalıştığından bahsetmiştik. U bireylerin her seferinde tekrar başlamaları kişilerin psikolojisine zarar vermekte öz güven ve özsaygı kaybına yol açabilmektedir. Aynı zamanda ailesine ve çevresine mahcup olma ve bu yüzden de üzüntü ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara da yol açabilmektedir.

Sosyal zararlar: sigara içen bireylerin uzun süreli sigaradan uzak kaldıkları süreçlerde (ramazan ayı gibi) davranışlarındaki değişiklikler öncelikle ailesi ve arkadaşları olmak üzere çevresindeki insanların gözünde olumsuz etki bırakabilmektedir. Her sene iftara az bir zaman kala trafikte kavga eden insanları görmekteyiz. Bu durum sigaranın bireylere vermiş olduğu zararın başka bir boyutunu gözler önüne sermektedir.

Ekonomik zarar: özellikle günümüzde artan fiyatlardan sora sigara kullanıcıları bu maddeye yüklü miktarda paralar harcamaktadırlar. Bu durum da bireylerin zarar gördükleri başka bir değişken olarak gösterilebilir.

SİGARA BIRAKIRKEN YAPILAN EN ÖNEMLİ HATA NEDİR?

Sigarayı bırakmak isteyen kişiler hemen çevrelerinde daha önce sigarayı bırakmış insanlarla iletişime geçerek nasıl başardıklarını sormaktadırlar. Aslında bu durum çoğu zaman sakıncalı bir hal almaktadır çünkü her bireyin kişilik özellikleri, iradelerine sahip çıkabilme yetenekleri, bağımlılık düzeyler birbirinden farklıdır. Bu yüzden bir kişide işe yarayan bir yöntem başka bir kişide pek de işe yaramayabilir. Örneğin iradesi kuvvetli bir birey aniden sigarayı bırakırken iradesi diğerine nazaran daha zayıf birey yavaş yavaş azaltarak bırakabilir. Bu yüzden bireyler sigarayı bırakma esnasında ilk önce kendilerini iyi tanımalıdırlar ve bu işin uzman kişilerin gözetimi altında olmadan çok da sağlıklı geçmeyeceğinin farkında olarak uzman kişilerin gözetimi altında bu süreci atlatmalıdırlar.

Kaynakça:

YAZICI, F. (2007). Genç Yetişkinlerde Sigara İçme Stres ve Başa Çıkma Becerileri. Kriz Dergisi, 15(1), 17-24.

http://www.serenti.org/