Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin yaptığı yazılı açıklamada, “ Genel Başkanımız Prof.Dr. Mustafa Kamalak , Anayasa profösörüdür. Dumlupınar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde ‘Yeni Anayasa Neden Gerekli’ konferansı vermiştir. Bu yüzden sağlıklı bir anayasa kavuşmamız açısından Genel Başkanımızın konferansdaki açıklamalarını , basınımız aracılığıyla paylaşmak istedik”dedi. 

Botoks'lu Anayasa Biran Önce Değiştirilmeli 
Öğrenci Konseyi ve Bilinçli Gençler Kulübü'nün organize ettiği konferansta, Kamalak, Mevcut Anayasa’yı, “Botokslu bir Anayasa” olarak nitelendirdi.  “Milletimiz, hiçbir zaman olmadığı kadar yeni bir Anayasa beklentisi içindedir” diyen Kamalak; mevcut Anayasa’nın bugüne kadar 17 defa değişikliğe uğradığını hatırlatarak; “Bu Anayasa 17 defa estetik ameliyat olmuştur. Botokslu bir Anayasadır. Bir kimse 17 değil 50 defa estetik ameliyat geçirse ruhu değişmez. Bu münasebetle, Anayasa’nın şeklinin değil öncelikle ruhunun değişmesi lazımdır” dedi.
 ‘Niçin yeni bir Anayasa gereklidir?’ sorusuna dört önemli gerekçe gösteren Kamalak, “Birincisi, mevcut Anayasa, darbe ürünüdür. İkincisi, mevcut Anayasa vesayet Anayasasıdır. İnsanları küçük gören, avam sayan, kendisini onun üzerinde mürebbi telakki eden bir zihniyet tarafından hazırlanmış bir Anayasadır. Üçüncüsü, mevcut Anayasa tam 17 defa değişmiş. Yüzden fazla maddesi değişikliğe uğramış. Adeta yamalı bohça haline gelmiştir. Dördüncüsü, bütün bu değişikliklere rağmen Anayasa ceberut ruhunu ve dayatmacı zihniyetini olduğu gibi muhafaza ediyor. Bu münasebetle Yüce Milletimiz bu despotik ve yamalı bohça Anayasadan kurtulmalıdır” diye konuştu.
Yeni Anayasa yapım sürecindeki iki yanlışlığa da dikkat çeken Kamalak, “Birisi, yeni Anayasa yapma konusunda topluma çok büyük beklentiler pompalanmaktadır. Kanaatimizce, bu beklentiler, yüce milletimizi sükutu hayale uğratır. Elbette Anayasa önemlidir. Ama her şey değildir. Sanki terör bitecek, işsizlik önlenecek, gelir dağılımı çözülecek, cari açık kapanacak. Bütün problemler çözülecekmiş gibi hava oluşturuluyor. Bu çok yanlıştır. Öyle ki, siyasi partiler kanunundaki seçim barajını yüzde beşlere, üçlere hatta sıfırlara indirmek, Anayasa yapımından çok daha önemlidir” dedi.
İkinci yanlışın ise sivil anayasa tabirinin kullanılması olduğunu belirten Kamalak, “ Sivil anayasa değil, nasıl bir Anayasa olduğu önemlidir. Kızılay’a bir heykel dikilecek. Bunu asker heykeltıraş mı yapsın yoksa sivil heykeltıraş mı yapsın? Hiçbiriniz askerin veya sivil yaptığı mükemmel olur diyebilir misiniz? Elimizde böyle bir garanti var mı? Hayır” dedi.
Yeni Anayasa’nın üç temel üzerine kurulması gerektiğine işaret eden Kamalak, “Üç sütundan birisi eksik olursa, o Anayasa toplum tarafından kabul edilemez. Birincisi, Anayasa demokratik olmalıdır. Toplumun her kesimini kucaklamalıdır. Özü itibariyle, her kesimden görüş alınmalıdır. İkincisi, Anayasa adil olmalıdır. Dayatmacıların, güçlülerin değil herkesin anayasası olmalıdır. Bilhassa himaye, kollanmaya muhtaç olan alt tabakayı korumak için pozitif hükümler barındırmalıdır. Üçüncüsü, Anayasa özgürlükçü olmalıdır. Özellikle fikir, düşünce ve inanç özgürlüğünü mutlak surette teminat altına almalıdır. Eğer bir düşünce hakaret, küfür ve şiddet içermiyorsa, hoşumuza gitmiyorsa da onu anayasal teminat altına almaya mecburuz” şeklinde konuştu. 
Yeni Anayasa’da keyfi uygulamalara meydan vermemek için ucu açık, zamana ve kuvvete göre uygulanabilecek kavramlara asla yer verilmemesi gerektiğine işaret eden Kamalak, “Misalen laiklik kavramı. Laikliği ihlal ettiği gerekçesiyle, bu ülkede onbinlerce insanımız mahkum edilmiş, nice partilerimiz kapatılmıştır. Nedir laiklik? Tanımının ne olduğunu bilen var mı? Duruma, kişiye ve ortama göre bir uygulama ortaya çıkmıştır. Güya toplumu birleştirmek adına geliştirilmiştir. Fakat samimiyetle söylüyorum, bugünkü bölücü terör örgütünü besleyen en önemli kavramlardan birisi yanlış laiklik uygulamasıdır” ifadesini kullandı. 
Kamalak, “Milletin ruh köküne dayanan, kendi tarihinden güç alan bir Anayasa yapılmalıdır. Bu anlamda, bu millet bu güce sahiptir. Aşağılı kompleksinden, batı hayranlığından sıyrılmaya ve kurtulmaya mecburuz” dedi.