Başkan Şahin’in Açıklaması şu şekilde; 15 Temmuzda sivil otoriteye, demokrasiye, Milletin özgür iradesine, yani Millete yapılmak istenen darbeyi bir kez daha bütün nefretimizle kınıyoruz, lanetliyoruz.
Bu darbe girişimi sırasında on beşi Saadet Partimize ve bağlı kuruluşlara mensup, iki yüzden fazla insanımız şehit olmuştur. Cenab-ı Allah’tan şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum.
Batının kontrolündeki bir grup kukla tarafından yapılmaya çalışılan bu alçak girişime kararlılıkla ve cesurca karşı koyan silahlı kuvvetlerimize, polisimize, kamu kurumları çalışanlarımıza ama hepsinden önemlisi hiçbir güvencesi olmadan bu menfur girişimi önlemek, milli iradeye sahip çıkmak için, bedenini tankların önüne atan, canı pahasına meydanları dolduran aziz milletimize şükran ve minnetlerimizi sunuyoruz.
Ayrıca bu darbe girişiminin en yoğun olduğu sırada, Genelkurmay başkanlığı ve TBMM ateş altında iken, “Beni vuracak kurşunun üstünde adım yazılıdır. Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır.” diyerek Darbeyi protesto etmek ve sivil otoriteye destek vermek için emin ve imanlı adımlara Meclise giden Genel Başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kamalak Bey’e de teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz.
Değerli kardeşlerim bu alçak darbe, sizlerin sayesinde engellendi ve girişim olarak kaldı. Ancak evvelden beri var olan tehlikeleri daha da belirgin hale getirdi. Saadet Partisi olarak ilk andan itibaren bu olayın ABD, İsrail, AB tarafından organize edildiğini belirttik ve belirtmeye de devam ediyoruz. Çünkü, onlar Ülkemizi bölmek, küçük parçalar haline getirip, yumuşak lokma haline getirmek, Büyük İsrail’i kurmak istiyorlar. Bu uğurda Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi velhasıl Ortadoğu’yu karıştırdılar ve Müslümanların birbirini öldürmesini sağladılar. Ülkemizde de herhangi bir bahane ile bir iç karışıklık çıkarmak ve dışardan müdahaleye zemin hazırlamak istiyorlar.
Milli Görüş sözlüğünde adı Siyonist kuruluşlar olarak bilinen, bazı ABD düşünce kuruluşlarının hem darbe girişimi için hem de önceki yıllarda yaptığı açıklamalar, yorumlar esasen batının ülkemiz üzerindeki planlarını açık açık ortaya çıkarmaktadır.
CIA uzmanı Graham Fuller’in “Yakında görülecek ki bu olay Türkiye’deki herkes için bir ‘kaybet kaybet’ olayıdır. Ordu da millet de derin bir şekilde bölünmüş olacaktır.”
Yine, Ortadoğu uzmanı Aaron Stein’in “Sadece Hükümet değil Ordu da istikrardan uzak. Ve bu, bir NATO üyesi ülke için daha çok bölünmeye, çatışmaya ve istikrasızlığa yol açar.” ifadesi;
Bu darbe girişiminin ülkemizi karıştırmak için ilk adım olduğu anlaşılmaktadır.
Değerli kardeşlerim Ülkemiz bir gemidir ve bu gemi batarsa hepimiz batmış oluruz. Bundan sonraki süreçte çok daha dikkatli olmalıyız, birliğimizi bozacak hiçbir fitneye müsaade etmemeliyiz.
İlerleyen dönemde Ülkemizde, batılı güçlerin organize ettiği herhangi bir olay üstüne, bir grup vatandaşımız, diğer bir grup vatandaşımıza hedef gösterilerek karşı karşıya getirilebilir dikkatli olmak zorundayız.
Kafa kesmek gözü dönmüş maşa IŞİD’in adetidir. Bu alçak darbe girişimi esnasında Arap entarili başı traşlı, uzun sakallı yani tam bir IŞİD mensubu görüntüsünde biri bir askerin başını kameralara gösteriyordu. ABD kendi doğurduğu, beslediği, Kontrol ettiği IŞiD’i daha da güçlendirip, Ülkemizin IŞİD’i destekliği iftirasını atabilir. ABD Savaş Bölümü Enstitüsü’nden Jennifer Cafarella darbenin hemen akabinde “Bu yarım darbe sonrası Erdoğan, zaten çok gönüllü olmadığı IŞİD ile savaşta iyice soğuk davranacaktır.” açıklaması bu tehdidi ortaya koymaktadır.
Değerli kardeşlerim, Batılı güçler Müslüman ülkelere saldırırken ya iç savaşı ya da teröre desteği bahane etmiştir bu asla unutulmamalıdır.
“Millet darbecilere karşı meşru müdafaa hakkını kullansın diye silah alımı önündeki engeller kaldırılsın.” Açıklaması da son derece yanlıştır. Halkın silahlanması cinayet, gasp, tecavüz gibi suçları artıracağı gibi, bahsettiğimiz fitne ortaya çıktığı zaman da tam bir kargaşaya sebep olur ki bu, kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir.
 Batı bütün bu planları yaparken bizlerde bu planlara karşı uyanık olmak zorundayız. Bu bağlamda Saadet Partisi olarak biz şu tekliflerde bulunuyoruz.
Halkın güvenlik güçlerimize olan güveni zedelenmiştir. Derhal bu güven tekrar tesis edilmelidir.
TSK, Emniyet ve diğer kamu kuruluşları içindeki örgüt üyelerinin ve çıkarcıların tasfiyesi zaruridir. Bir yandan bu kurumlar örgüt üyeleri ve çıkarcılardan temizlenirken diğer yandan hızlı bir şekilde Milli şuura, Milli duruşa sahip insanlar ile doldurulmalıdır. Aksi halde bu olay bir kaosa dönüşebilir. Özellikle Ordumuz hiç vakit kaybetmeden yeniden yapılanmalıdır. Bilinmesi gerekir ki bu hainler ordumuzu taktiksel ve operasyonel olarak zayıflatmıştır bu durum hızlı bir şekilde düzeltilmedir.
Milli İstihbarat Teşkilatı derhal Millileştirilmeli CIA boyunduruğundan kurtarılmalıdır. Darbe girişiminin istihbaratının çok geç ve zayıf alınması unutmamalıdır. Bu sebepten stratejik kurumlarımızın güvenliği sağlanamamıştır.
Her ne ad altında olursa olsun, hangi ülkeye ait olursa olsun Ülkemiz içinde konuşlanan yabancılara ait üslerin tamamı kapatılmalı ve yabancı askerler ülkemizden gönderilmelidir. Bile bile koynumuzda yılan besleyemeyiz.
Askeri savunma sistemlerimiz, uçaklarımız, silahlarımız derhal kontrol edilerek dış güçlerin kontrolünden kurtarılmalıdır. Irak savaşında Saddam’a ait uçakların motorlarının dahi çalıştırılamadığı unutulmamalıdır.
Haberleşmemiz için hayati önem taşıyan TÜRKSAT’ın herhangi bir şekilde özelleştirilmesi düşünülmemeli, İletişimin kesintiye uğramaması için yedek ve gizli bir merkez kurulmalı, Cep telefonu alanında yatırım yapması sağlanmalıdır. Uydularımızın işlevselliğinin arttırılması ve güvenliğinin sağlanması için %100 yerli uydu projeleri hızlandırılmalıdır. Yine Türk Telekom’um kira sözleşmesi uzatılmamalı ve %100’nün Devlete ait bir kurum olması sağlanmalıdır.
Derhal Milli değerlere sadık “ahlak ve maneviyat” eksenli bir eğitim sistemine geçilmeli, Milli şuura sahip bir nesil yetiştirilmelidir.
ABD, AB, İsrail ile ilişkiler gözden geçirilmeli, stratejik ortaklık terk edilmelidir. AB bakanlığı kapatılmalı, İsrail ile dostluktan vazgeçilmelidir.
Bu uyarılarımız dikkate alınır, bu amaçla adımlar atılırsa iktidara, darbe girişiminde olduğu gibi her zaman destek veririz. Çünkü Milli ve manevi menfaatlerimiz bizim için her şeyden önemlidir.
Şüphesiz ki güç ve kudret sahibi yalnız ve yalnız Cenab-ı Allah’tır.
İnandığımız doğrular üzerine tarihi bir sorumluluğumuz olduğu için gerek post modern olsun, gerek dost modern olsun, gerekse askeri darbe olsun halkın iradesine karşı her türlü darbeye karşıyız ve bu tip girişimleri tekrar lanetliyor, Milletimize geçmiş olsun diyor, tekrar Rabbimizden, şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi hepimizin, hepinizin üzerine olsun.