İl Gençlik Kolları Başkanı İlyas Karabaş yapmış olduğu açıklamada; ‘’İl Gençlik Örgütümüz ile bir araya gelerek düzenlediğimiz toplantıda Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı 13 maddelik ‘’krizden çıkış yolları’’ bildirgesini madde, madde inceledik. Önümüzdeki günlerde saha çalışmaları düzenleyerek genel başkanımızın bildirgesini alanlarda tek tek vatandaşlarımıza anlatmayı hedefliyoruz. Sayın genel başkanımızın yayınlamış olduğu bildirge ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkarmak ve ülke ekonomimizi dışa bağımlı olmaktan arındırmak için bir reçetedir. Ülkemizin içinde bulunduğu durumdan daha sancılı dönemlere geçilmesini engellemek ve ülke ekonomisinin dışa bağımlılığını bitirmek için iktidarın ve vatandaşlarımızın bu bildirgeyi dikkate alması gerektiğine inanarak genel başkanımızın bildirgesini alanlarda anlatacağız’’ dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde düzenlediği "ekonomi" konulu basın toplantısında, Türkiye'nin, tarihinin en önemli dönemlerinden birini yaşadığını, derin bir ekonomik, siyasal sorunla karşı karşıya olduğunu söyleyerek, yaşanan sorunun siyasetçilerin yanı sıra işçinin, memurun, emeklinin, sanayicinin, esnafın gündeminde olduğunu belirtmiş, ‘’bize göre çok önemli" diyerek açıklamış olduğu 13 maddelik ‘’krizden çıkış yolları’’ bildirgesi ile hükümete ekonomi politikalarını düzenleme çağrısında bulunmuştu.

İşte CHP liderinin 13 maddelik ‘’Krizden Çıkış Yolları’’ bildirgesi:

Birinci madde: Devlette liyakat yoksa devlette çürüme vardır. Yapılması gereken en önemli işlerden birisi devlette liyakat sisteminin yeniden inşa edilmesidir.

İkinci madde: hukukun üstünlüğü ve güvenliğidir. Milletvekillerinin öğrencilerin hapiste olduğu bir ülkede ‘yabancılar gelsin yatırım yapsın’ diye beklerseniz hayal ortamında yaşarsınız.

Üçüncü madde: Merkez Bankası’nın bağımsızlığıdır. Bugün merkez Bankalarıyla ilgilenen dünyadaki bütün çevreler Türkiye’deki Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığına inanıyorlar. Siyasi otarite yüzünden bağımsız karar alamıyor. Eğer bu güvenceyi verirseniz farklı bir merkez bankası profili ortaya çıkar. Ülkeyi yönetenlerin üçüncü maddesi bu.”

Dördüncü madde: sıcak para yönetimi. Akılcı bir sıcak para yönetimine geçmek gerekiyor.  Dolar kurundaki her on kuruşluk artışın bize maliyeti 22 milyar lira. Yılbaşından bu yana dolar kurunun yükseliş maliyeti 580 milyar lira.

Beşinci madde: Dolar esas alınarak ihaleler yapılıyor yani dolar baş tacı ediliyor bu politikadan vazgeçilmeli. Dolar esas alınarak süratle TL’ye dönüştürülmeli eğer TL’ye güveniyorsanız ‘TL bizim paramız’ diyorsanız süratle ihaleleri Türk Lirasına dönüştürün. Dolara endeksli geçiş ücretleri var. Bunların da tamamen TL’ye dönüştürülmesi gerekiyor. Bunu yapmanın mevcut yönetim tarafından zor olduğunu biliyorum”

Altıncı madde: kamu ihale yasasının mutlaka değişmesi gerekiyor. Yolsuzluğun temel kaynağı budur.  16 yılda tam 186 kez ihale mevzuatı değişti”

Yedinci madde: Hepimiz vergi ödüyoruz çocuk doğduğu andan itibaren vergi ödüyor. Vergilerin nereye ödendiğini denetleyen Sayıştay uluslararası standartlarına dönmeli. Sayıştay’ın şuanda denetim yapacağı alanlar kısıtlı eli kolu bağlı durumda.”

Sekizinci madde: Bütçe dışı uygulamalar. Kim bütçenin dışında fonlar oluşturdu? TOKİ ve benzeri yapıların hepsinin kaldırılması lazım. Bütçe disiplinin bu bağlamda sağlanması lazım.”

Dokuzuncu madde: Dış politika bugün izlenen politikanın 180 derece değişmesi lazım. Dış politikada hamaset söylemlerine, dost söylemlerine yer yoktur. Her ülke kendi çıkarları için söylem oluşturur. Güçlü bir ekonomi oluşturamazsanız başka ülkelerin sömürdüğü ülkeler haline gelirsiniz Türkiye’nin bugün geldiği nokta bu. Trump bir tweet atıyor, Türkiye’de dolar yükseliyor. Neden böyle oluyor? Güçlü bir ekonomi olmadığı için. Trump’ın attığı her tweet Türk halkının onurunu zedeliyor. Asla kabul etmiyoruz. Bu konuda Türkiye’de bir görüş birliğinin sağlanması çok önemli. Eğer iç politikayı, dış politikanın malzemesi haline getirseniz güçlü kalamazsınız.”

Onuncu madde: Kontrolsüz borçlanma. Bunun için bir anayasal kural getirmek gerekiyor. Herkes gönlünce borçlanamaz. Çocuklarımızı, torunlarımızı borç altında bırakamayız. Bunun limitleri ve kuralları olması lazım. TBMM’ye hesabı verilmeli. Bu borçları kim ödeyecek? Bu borcu 80 milyon ödeyecekse hepimizin soru sorma hakkımız var.”

On birinci madde: Fakirin, fukaranın sırtına yıkılan bir vergi politikası var. Türkiye’nin bunu düzeltmesi lazım. Vergi cennetlerinde dolarları olanlar var. Bu dolarları olanlar Türkiye’ye getirdiğinde vergi ödemiyorlar. Fakir ekmek alırken su içerken vergi ödüyor. Milyarlarca dolarla uğraşanlar vergi ödemiyor. Bunu engellemek için 2006 yılında parlamento üstüne düşeni yapmış. ‘Dolarlar ülkeye gelirse yüzde 30 vergi alacağım’ demiş. Bu kararname 2006 yılından beri çıkmıyor. Biz bu kararnamenin süratle çıkmasını istiyoruz. O vergi cennetleri nereler herkes biliyor.”

On ikinci madde: Üretimi önceleyen politikaya ihtiyacımız var. Bir ülke üretirse güçlü olur.

On üçüncü madde: israf ekonomimizi hepiniz görüyorsunuz. Lüks arabalardan geçilmiyor. Tasarruf yapacağız diyorsanız kamudaki araba saltanatına son verin. Kiralık binalarda oturuyorlar. Neden? Eskiden bakanlıklarda otururlardı. Beğenmiyorlar.

“Saydığım 13 madde bize göre çok önemli. Bir kısmı derhal yapılabilir bir kısmı orta vadede. Bir kısmının sonuçları uzun sürede çıkabilir. Hem yasaların hem uygulamaların gelişmesi gerekiyor. Yasama ve yürütmenin bunu el ele vererek yapması gerekiyor. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Sayıştay’ın güçlenmesi pek çok yasal düzenlemeye her türlü desteği vereceğiz ve takipçisi olacağız. Hükümet yok. Artık bakanlar kurulu yok. Yasa tekliflerini milletvekilleri verecek. Bu tekliflerin krizden çıkma yolunda bir uzlaşmayla parlamentoda görüşülmesi bizim en büyük arzumuz. Her türlü katkıyı veririz.”

Bir kişinin egolarına ülke teslim edilemez. Parlamentoda üzerimize düşeni yapacağız. Ülkeyi yönetenlerin süratle karar alması lazım.