Saadet Partisi Karaman Milletvekili Adayı Ali Çiftçi yaptığı açıklamada, “Herkesin bildiği üzere; eskiden bir çözüm süreci vardı. Eski Başbakan Erdoğan, çözüm sürecini “Analar Ağlamasın” diye başlatmıştı. Bu çerçevede Öcalan’la görüşmeler olmuş. Önceleri Erdoğan, Öcalan’la görüşen Ş… diyerek görüşmeleri gizlemiş;  sonra MİT müsteşarı aracılığıyla görüşmeler yapıldığını itiraf etmiştir. 
Görüşmeler, gardiyan-mahkum ilişkisiyle değil; esir düşmüş komutan edasıyla yapılıyordu.  Öcalan’la anlaşma yapılmış, “Anaların Ağlaması” onu çok üzmüş sihirli bir değnek dürtüsü barış getirmişti. Bulunduğumuz konum itibariyle böyle gözüküyordu. 
Hâl böyle olunca, Ak Partililer, “Eskiden her gün şehit haberi gelirdi. Terör bitti. Çözüm Süreciyle barış oldu” havasında Erdoğan’ı zafer kazanmış komutan edasıyla görürlerdi. 
Hayatta; Allah rızası hariç her şeyin karşılığı olduğu gibi; bu işin karşılığı neydi? Terör örgütüne ne verilmişti de, terör duracaktı ve barış gelivermiş olacaktı. Ya da “Analar Ağlamayacaktı”.
Karşılıklı çatışmasızlık olacak ve terör örgütü silah bırakacak, deniyordu. Çözüm Sürecinde terör örgütü silah bırakmak yerine zaman kazanma yoluna gitmiş, silah depolamıştır. Son zamanlarda ki terör eylemleri çözüm sürecinde tuzaklanan mayınlarla olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı bunun böyle olduğunu birçok konuşmalarında açıklamıştır.   
Çözüm Sürecinde; Ak Parti Hükümetinin tavrı, çatışmasızlık karşılığında ne yaparsan yap, görülmeyecek olmuş. Barış karşılığında yeter ki benim oyum artsın, istediğin kadarıyla silah stokla, olmuş…     
Çözüm sürecinde; Terör Örgütü, mahkemeler kurmuş, kendi vergi sistemini kurmuş. Polis-Jandarma gibi kontroller yaparak yol kesmiş. Ve çocuk kaçırarak “Anaları Ağlatmıştır”. Bu zaman zarfında çözüm süreci var denilerek Askere hiçbir olaya müdahale ettirilmemiştir. Büyük bir otorite boşluğu oluşmuş, bunu da terör örgütünün doldurmasına ses çıkartılmamıştır.
Otorite boşluğunda HDP güçlenerek büyük bir ivme kazanmıştır. Yani Ak Parti, Doğuda çözüm süreciyle sebep olduğu otorite boşluğunda büyük oy kaybına uğrayarak, kendi ayağına sıkmıştır. 
Görülüyor ki; çözüm sürecinin bu sonuçları doğuracağını bilemeyecek kadar… Ahmak değildir. Dış güdüm maalesef ülkemize yön vermektedir. Bunu bilen terör örgütleri uluslar arası zemine çekmek için terör eylemleri yapmaktadır. Uluslararası zemine çekildiği zaman dışarıdan karar verilecektir. Verilecek karar da Türkiye’nin hayrına değil aleyhine, bölünme olacaktır. 
Yani, Ak Parti tek başına iktidar da olsa hiç bir çözüm olmaz.. Çünkü; Ak Parti, çözüm sürecinde dış güdüme hayır diyemediği için çözüme vesile olamamıştır. Çözüm ancak dış güdüme hayır diyebilecek hükümetlerle olur.
Bu da Milli Görüşün tek temsilcisi Saadet Partisi’ni göstermektedir.” dedi.