Saadet Partisi GİK üyesi ve Karaman İl Başkanı Şaban Şahin partisinin haftalık yönetim kurulu toplantısında Türkiye’nin polemik siyasetinden kurtulamadığını, dolayısıyla gerçek gündemine bir türlü dönemediğini vurguladı.

İKİSİDE BAL GİBİ OLUR!

Başkan Şahin, Türkiye’nin suni gündemlerle meşgul edildiğini gündemde olması gereken meselelerin sümen altı edildiğini belirttiği konuşmasına; “Yaklaşık son on gündür Ülke suni gündemlerle meşgul ediliyor. Neymiş Merve Kavakçı başörtülüymüş, Büyükelçi olamazmış. 90 yıldır önümüze ısıtılıp ısıtılıp başörtüsünü koyuyorlar. Oysa asıl olan kıyafet değil, ehliyettir liyakattir. İnşallah kendisi ülkemizi en iyi şekilde temsil edecektir. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyoruz. Halkının %90’ı Müslüman olan bir ülkede başörtüsü diye bir meselenin olmaması gerektiğine ve bu meselenin Türkiye’nin asıl hedeflerine odaklanamaması için sürekli ortaya atıldığına inanıyoruz. Daha bu tartışma bitmeden nikah meselesi gündemi meşgul etmeye başladı. Efendim Müftülere nikah kıyma yetkisi verilemezmiş, imam nikahı laikliğe aykırıymış, olmazmış. Öncelikle bilinmesi gerekir ki o imam nikahı değil, dini nikah ve bize göre ikisi de olur hem de bal gibi olur! Hahamlar, papazlar nikah kıyınca oluyor da sıra müftüye gelince neden olmuyor. Nikahın kim tarafından kıyıldığına değil bu konuda esas soruna yoğunlaşmamız lazım. TÜİK verilerine göre 2016 yılında boşanma oranı %21 olmuş. Bu oranı düşürmek, aile kurumunu güçlendirmek için çaba sarf etmeliyiz.” diyerek başladı.

YA ŞÜPHELİ YA HARAM!

Hoşaf tartışmasının da yersiz olduğunu savunan Başkan Şahin; “Yine bir diğer suni gündem maddesi ‘hoşaf’. Herkes hoşaftan bahsediyor. Aslında meseleye hoşaf gözüyle bakarak küçümsüyorlar. Biz bu konuya hoşaf olarak değil, herhangi bir katkı maddesi olmadan, organik bir şekilde raf ömrünün uzatılması gözüyle bakıyoruz. Bu ilk adımla tüm gıda ürünlerinin raflarda katkı maddesi olmadan organik olarak yer alabileceği ümidi ile bakıyoruz bu meseleye. Bugün üretilen gıda maddelerinin raf ömrünü uzatmak için kullanılan katkı maddelerinin büyük bir çoğunluğunun, dinimize göre ya şüpheli ya haram olduğunu bilirsek bu meselenin önemini daha iyi kavrayabiliriz. Bu ürünü üreten kızımızı tebrik ediyor, desteklenmesini bekliyoruz. Ancak bu mevzuu ile ülke gündeminin topyekûn meşgul edilmesinin de yersiz olduğu kanaatindeyiz. Ülkemizin çok daha önemli ve gündeme gelmemesi için çaba sarf edilen sorunları olduğunu biliyoruz.” dedi.

GERÇEK GÜNDEM HALI ALTINDA!

Başkan Şahin, Ülkenin gündeminde ilk sırada ekonominin yer alması gerektiğini belirterek; “Bütün bu suni gündemleri bir kenara bırakıp derhal esas meselelerimizi, asıl sorunlarımızı konuşmamız lazım. Bugün Türkiye’nin gündeminde olması gereken birçok konu var ve bunların başında da ekonomi geliyor. Ekonomi çöktü ve bu durum böyle suni gündemlerle hep geriye atılıyor hep halının altına gizleniyor. Bizim İşsizliği konuşmamız lazım, artık sürdürülemeyen iç ve dış borçları konuşmamız lazım, Asgari ücreti hiç olmazsa açlık sınırının üstüne nasıl çıkarabiliriz bunu konuşmamız lazım. Vatandaşlarımızı nasıl refaha kavuştururuz bunu tartışmamız lazım. Milleti, Devletin sağmalı olmaktan nasıl çıkarırız bunu tartışmamız lazım. Bakınız vatandaşın ödediği elektrik, su, iletişim gibi faturaların hemen hemen yarısı vergi, TRT payı. Bu durum böyle gitmez. Devlet bir an evvel vatandaşın sırtından inmelidir.” dedi.

ÜLKE RANTÇILARA ÇALIŞIYOR!

Geçtiğimiz günlerde açıklanan kurumlar vergisine dikkat çeken Başkan Şahin; “Son yıllarda Üretim Ekonomisinin değil Tüketim Ekonomisinin uygulanması çok ciddi sorunlar açmıştır. Tüketimin özendirilmesi sonucu Ülkenin iç ve dış borcu sürekli artmış ve içinden çıkılamaz hale gelmiştir. Öyle ki bir çok Devlet kurumu Varlık Fonu adı altında toplanmış ve bu kurumlar teminat gösterilerek borç aranmaya başlanmıştır. Özendirilen tüketim aynı zamanda vatandaşında borç sarmalına girmesine sebep olmuştur. Öyle ki ekonomideki çöküşün yüzeye çıkan kısımları artık her kesimden eleştiri almaya başlamış, ‘Faiz bir dünya gerçeğidir.’ söylemi ‘Bankalar vatandaşı soyuyor.’ itirafına dönüşmüştür. Üretim yerine, faizler düşük gidin ev alın, otomobil alın, traktör alın, beyaz eşya alın söylemleri ile tüketimi teşvik eden, faizi yaygınlaştıran, toplumu bankalara muhtaç eden zihniyet de çıkmaza girmiş durumda. Uygulanan politikalar ile Ülke ekonomisinin yalnız faizcilere, rantçılara kazandırdığının belgesi geçtiğimiz günlerde açıklanan kurumlar vergisi rekortmenleri listesi ile gözler önüne serilmiştir. Bu listede ilk 10 rekortmenin 8’i faiz karşılığı para satan banka. Bu dikkat edilmesi ve ders alınması gereken durumdur. Biz o listede banka değil sanayi kuruluşları görmek istiyoruz Saadet Partisi olarak bu bizim hedeflerimizden biridir. Kınayıcını kınamasına aldırış etmeden bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz ve insanımızı bu bataktan Allah’ın izni ve yardımıyla kurtaracağız.” diyerek açıklamasını bitirdi.